Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çarpıcı

Çarpıcı
 

Yürüyemiyorum kaldırımlarda. Sanki herkes üzerime üzerime geliyor. Belki de bana öyle geliyordur.

Bilmiyorum size de oluyor mu? İstanbul'da kaldırımlarda yürümek bir işkenceye dönüştü son zamanlarda. Ya da belki hep işkenceydi de ben farkında değildim. O kadar zorlanıyorum ki kaldırımlarda yürümeye. Çoğu zaman insanlarla geçişirken çekilmek zorunda kalıyorum. Kaldırımlar "çarpıcı" kişilerle dolu. Giderek gençleşen nüfusumuz, giderek "çarpıcı" bir hal alıyor. "Bakmıyor önüne bu adamlar" diye düşündüğüm çok oluyor.

Bir tane çarpışmayı anlatmak isterim. Kaldırımda -sağdan- yürüyorum. Bir grup geliyor karşıdan. 4 kişiler. Dershaneden veya okuldan çıkmış olabilirler. Ben sağdan yürümeye devam ediyorum. Onlar da 4'ü yan yana dizilmiş geliyorlar. Elbette böyle giderse çarpışacağız. Bunu tespit etmemek için aptal olmak gerekir. Aramızdaki mesafe her geçen saniye tükeniyor. Bu kadar etraflarından kendilerini soyutladıklarına göre, herhalde çok önemli bir konu üzerinde konuşuyorlardır. Zaten dar olan kaldırımda 5'imizin yan yana geçişme ihtimali yok. Kenardan bana geçilebilecek 1 kişilik yer bıraksalar kesin sıyrılırım aralarından. Ama gördüğüm kadarıyla geçecek yer yok. Herhalde çarpışacağız, öyle görünüyor. Yaklaşmaya devam ediyoruz. Herhalde birazdan, tam hepimiz neredeyse son adımlarımızı atmak üzereyken, 4. kişi daha hızlı bir adım atarak çapraz bir şekilde diğer üç kişinin önüne geçecek ve ben de o açılan bir kişilik boşluktan geçeceğim. Çoğunlukla böyle olmuyor mu? Evet, evet, kesin böyle olacak. Ama bu hareketi yapacak 1. ve 4. kişilerde hiç hareket yok.

Hikayenin final bölümü birçok şekilde olabiliyor. Çoğunlukla ben durup kenara çekiliyorum ve onlar geçiyorlar. Bazen kaldırımda bir kişinin geçebileceğinden daha az yer oluyor ve ben o minik boşluktan geçmeye çalışırken az ya da çok çarpışıyoruz. Geçenlerde çok acayip bir şey oldu; yine böyle bir çarpışma sahnesine doğru ilerledim ve grupla karşı karşıya gelene kadar yürüdüm. Yine durdum ama bu sefer kenara çekilmeden. Kaldırımın -bana ayrılan bölümünde-. Uçtaki çocukla burun buruna geldik. Hiçbir şey anlamadı. Benim burun dibimden ayrılıp, yüzünde salak bir ifadeyle kaldırımdaki -ona ayrılan- bölüme geçerken yine çarptı bana. Halbuki sabit duruyordum.

İşin en garip taraflarından biri de bu "çarpıcı" lardan bazılarının kadın olması. Utanıyorum bazen. Kibarlık, nezaket, narinlik gibi niteliklerle özdeşleşenlerin önüne bakmadan veya düşünmeden bu kadar hoyratça yürümesi ne garip!

Unutmadan söylemeliyim ki “çarpıcı” ların her zaman örnekteki gibi öğrenci olmak zorunlulukları da yok. Birçok kişi olabiliyor.

"Bu toplum nereye gidiyor?" falan demiyorum ama bu dikkatsizlik, yapılan veya yapılacak bir sürü şeye yansıyacaktır herhalde diye de düşünmeden edemiyorum.

 
Toplam blog
: 34
: 704
Kayıt tarihi
: 17.02.09
 
 

İstanbul'da yaşıyorum. Yakın siyasi tarihimizle ve genel politik konularla ilgilenmeyi severim. F..