Çarpık kentleşme

Size geçenlerde başımdan geçen bir olayı anlatmak isterim. Öncelikle mimari biçimsizlik, çarpık kentleşme, binalarda kullanılan malzemelerin kalitesizliği hep beni üzmüştür. "Acaba bizmi işi bilmiyoruz? Yoksa işimize mi gelmiyor? Veya gerçekten 3. dünya ülkesimiyiz?" Geçen hafta yeni bir eve taşındım, evin dış cephesi oldukça güzel, daha sonra içine girdim içi de oldukça güzel gözükmekteydi, taki klimayı kurdurana kadar; iç üniteyi takarken klimacının duvarın diğer tarafına geçmesi saniye sürmedi, hadi bu "problem değil" diyelim, ya dış ünite?

Tabi ki oldukça ağır, dubelleri taktıktan sonra klimacı test için kendi ağırlığını klimanın oturacağı dirseklere verdi. Vermesiyle yere kapaklanması bir oldu, adam büyük bir şok içindeydi: "Duvarda kullanılan malzeme oldukça zayıfmış" dedi klimacı. Neyse, dış üniteyi kolona monte etmekte buldu çözümü. Aradan bir hafta geçti, duş aldıktan sonra banyo kapısını biraz hızlı kapattım; kapatmamla kapı kolunun elimde kalması bir oldu ve düşündüm "burası nasıl yapılmış?" diye ve anladım ki sanırım gerçekten Avrupa ülkelerindeki inşaat standardını yakalayamamışız yada yakalamak istamiyoruz veya 3. dünya ülkesiyiz.

İnsanın doğadaki ihtiyaçları sırayla beslenmek, giyinmek ve barınmaktır. Aslında doğaya baktığımız zaman barınma için gerekli olan bütün yapı malzemeleri bize sunulmuş. Örneğin taş, ahşap, bambu gibi. Bütün bu malzemeler tarih boyunca kullanılmış, insan sağlığı ve yaşam kalitesi olarak oldukça pozitif olduğu gözlenmiş. Fakat günümüzde kimyasal maddelerin kullanılarak yapılması sonucu elde edilen yapı malzemeleri oldukça kaliteli elde edilebildiği ğibi kalitesizde yapılabilmektedir, örneğin; çimento ve tuğla gibi.

Bir ağacı düşünelim, birçok canlı için doğal bir barınak bünyesinde birçok canlı barındırmakta ve gayet sağlıklı bir barınak. Kuş doğada yuvasını yaparken en güvenli yeri arar, daha sonrasında sağlam olmasına özen gösterir, sizin oturduğunuz binalar kuşların standartlarına uyuyor mu? Kendinize dikkat edin!