Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Çarşafa dolanmak

M.Ferit KOTAN

Yaşanılanları değerlendiremez olduk artık. Önemli bir olgu veya olay tartışılırken, gündeme bomba gibi yeni bir olay geliyor. Güncel yazı yazanlar için bayram havası var. Ara sıra yazanlar için ise, fiyasko. Yazmak için düşündüğün olayın güncelliği, birden kaybolup gidiyor.

Siyasilerin öfkeleri ise ayrı bir alem. Yarattıkları sorunlara öfkelenip duruyorlar. İç ve dış politikada, çarşafa dolanma havası sürüp gitmektedir. Bu kargaşada, karşımıza birde çarşafa bürünme olayı çıktı.

CHP Mersin il teşkilatı kadın kollarının yaptığı bir gösteri, siyasi partiler tarafından sert bir şekilde eleştirildi. En sert tepkiyi de Sayın Deniz Baykal gösterdi. Konu, ülkede giysi özgürlüğü çerçevesinde ele alınmakta ve kimsenin kılık ve kıyafetinin eleştiremeyeceğini, inançları doğrultusunda yaşamalarının özgürlüğü dile getirilmektedir.

Annem de Ankara'ya gelene dek çarşaf giyinirdi, sonra manto ve eşarp bağladı. İnançlarında hiçbir değişimde olmadı. Siyah çarşaf konusunu, sosyologların başka açıdan incelemesi gereken bir konu olduğunu düşünenlerdenim. Anadolu kırsalında yaşayan (köy de) kadınlarımızda siyah çarşaf giysi fazla yaygın değildir. Köy kadını, başına yemenisini veya örtüsünü sarar, erkeğinin yanında tarlada çalışır. Onlarda erkekten kaçma veya yüzünü göstermeme gibi bir davranış türü söz konusu değildir. Çarşaf, kasaba ve kent kadınının, pahalı giysisidir. Yüzde doksanı ipek dokumadır.

Mitolojiye göre, Adem ile Hava’nın çıplak olduğunu biliyoruz. İlk çağ insanlarının da, hayvan derileriyle örtündüklerini öğrendik. Giysi türlerinin evrimleşmesini, sosyo- ekonomik açıdan sosyologlar ortaya koymalıdırlar. İnanç konusu kadar, feodal yapının bir yaşam biçimi olarak karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Serbest piyasa ekonomisinin dünyayı kuşattığı bir çağda, çarşaf konusunu gündeme taşımanın bir anlamı var mıdır?

Avrupa birliğine girme ve çağdaş medeniyetler seviyesine çıkma kavgası veren siyasi partilerimizin, çarşaf konusunda geri kalmışlığın simgelerini desteklemelerini anlamak mümkün değildir. Din konusunda en yetkili kişi olan Sayın Diyanet İşleri başkanına sormak gerekmektedir, siyah çarşaf giymenin din açısından önemi nedir diye. Çok önemli bir sav olsa, Sayın Diyanet İşleri başkanının eşi de siyah çarşaf giyinirdi herhalde. Diyanet İşleri başkanı din bilginlerini toplayarak bu giysi konusuna bir yorum getirmelidirler. Çarşafa dolanma riski ortadan kalkar ise, vatandaş olarak, ülke olarak çok rahatlayacağız.

Ülkemiz de bu konularla uğraşırken, 9 Mart 2010 tarihli gazetelerde, “Paris de yaşayan bir Türk ailenin evinde bulunan gözlerinden yağ damlatarak ağlayan Bakire Meryem İkonasının ziyaretçi akınına uğradığı haberi yazılmıştı. Günde 50 kişi elde pamuk parçaları ile kapı önünde kuyruğa girdikleri, kimi bu mucizeyi görmeye, kimi de gözlerinden akan yağ damlacıklarından dertlerine deva dilemek için ziyaret ettikleri belirtilmektedir. Evin hanımı da, benim de önemli bir hastalığım vardı. Derdimi hep bu tabloyla paylaştım iyileştim” iddiasında bulunmuş.

Haberi okuyunca, güler misin ağlar mısın diye düşünmeye başladım. Fransa Rönesans hareketinin beşiği olan bir ülkedir. Bu ülkedeki cehaleti okuyunca, geri kalmış ülkelerdeki cehaleti fazla kınamamak gerektiği savı kuvvetlendi. Ülkemizde de.gözlerinden cam kırıkları dökülen madrabazlar ortaya çıkmıştı bir zamanları.. Çeşitli yatırlardan derman umanları ise, saymakla bitmez.

Dünyada bunlar olurken bilim insanları, yeni buluşlarla insanlığa hizmet sunmaktadırlar. Organ naklindeki uyum sürecini kolaylaştıran kan dokuları üzerindeki çalışmalar, binlerce hastanın umudu olmuştur. Binlerce hastayı sevinç çığlığına boğmuştur.

Umarım, bilim insanları dünyanın çarşafa dolanmasını engelleyeceklerdir. 21.03.2010

 
Toplam blog
: 97
: 463
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1944 yılında Arapgir'de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Arapgir'de, lise öğrenimini Ankara Gazi Li..