Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '08

 
Kategori
Güncel
 

Çarşı - Gürültülü yalnızlıklar

Çarşı - Gürültülü yalnızlıklar
 

SAHİ BU TARAFTAR GRUBUNU BAKUNİN'CİLER Mİ KURMUŞ


Her yerde ve her koşulda kişiliklerini ve duyarlılıklarını koruyabilen insanların bir hayaliyle başladı hikâye. 1980 ihtilali sonrasından günümüze oluşa gelmiş en özgün gruplardan biriydi çArşı. Toplumsal duyarlılıktan beslenen insanların kurup yaşatmaya çalıştığı çArşı’yı günümüzün çıkar kavgaları ve toplumsal yozlaşma yıpratmıştı zaten. Zamanla ortaya çıkan tavırda belirleyici olan unsur toplumsal duyarlılıktı lakin aynı duyarlılıkları paylaşmayan yeniyetmeler (kurtlar vadisi gençliği) bilmedikleri bir mecraya girince her zaman olduğu gibi kırıp dökmeye başladı. Kaçınılmaz olan buydu. Bu grubu takip eden ve gönülden destekleyen insanlar olarak iki ya da üç yıl önce alınması gereken bir karar olduğunu biliyoruz.

Neyse cenaze sahibi sanırım biz oluyoruz, hepimiz; herkes.

Yalnızlığın o kadar gürültülü olduğu başka bir yer yoktur herhalde İnönü kapalısından başka. Artık o uzuuuun şşşşşşş’in ardından üçlü çeken kalabalığın o mağrur çocuksu-coşkusu patlamayacak televizyonlarımızı onure eden bir parıltıyla. Alen’le bu kadar sarmaş dolaş olamayacağız. Paskal’la hovardalığa da gidemeyeceğiz belki. Ama yol parası olmayan üniversite öğrencilerine koltuk çıkan çArşılıyı, harç parasını konbineye yatırıp bütün sömestr köpekler gibi çalışan üniversite talebelerini unutmak ne mümkün. Sahi Beşiktaş yandaşı olmak gerekir miydi onları desteklemek için bilmiyorum. Beşiktaş’ı tutmuyorum.

Elbette homojen bir topluluk olmayabilir. Gine de çArşı içinde bulunduğumuz evreni bir yükten kurtarmıştı. Birçok insanın hayatına sinen kimsesizliği sildiler.

Özellikle benim kuşağım için haksızlığa karşı bağırmak ve karşılıksız emek sarf etmek bu dünyanın bir âdeti değil. çArşının çocukları şanslıydı; nükleer’e hayır’ı, kara kartal seni unutmayacak karaoğlan’ı (Ecevit’in ölümü), imparatorluk değil tam demokrasiyi (Fatih Terim ve Mehmet Ağar’ın basında birlikte görünmesinden sonra), hepimiz Etoo’yuz u, Kızılay’a toplu kan bağışını, kimsesiz çocuklar için yapılan ‘hediyeni kap minitürk’e gel’ kampanyasını vs.. unutmayacağız. Adı konulmamış savaşlarda kaybettiğimiz genç kardeşlerimizi anma ve adlarını yaşatma girişimlerini. Her gelen Avrupa kulübü taraftarının yeni bir dünya görmüş-bulmuş kâşif gibi öğrendiklerini kendi ülkesinde taklit edip bir bestekar edasıyla övünmesini unutmayacağız. Belki İnönü’de o oktavlara gene çıkılacaktır ama hiçbir zaman tekrar edemeyecek bir şey varsa o da bu kültün psikolojik ve anarşik ağırlığıdır. Taraftar grubunu boş verin herhangi bir dernek ya da oluşum onların ulaştığı eşiği uzun süre aşamayacaktır.

Politik ya da toplumsal tavrın kendini atması gereken mutlak vicdan ve toplumsal duyarlılık ‘bela’larını hakkıyla taşıyan bir gruptu. Belki de bu yüzden artık takımlıktan çıkıp kulüp olmaya çalışan Beşiktaş yönetimiyle uğraşmayı bıraktılar. Çok trajedik bir sonu gördüler ve stop dediler.

Hayatımızdaki bütün gürültülerin bu kadar manalı bir bütünlük taşımasını temenni ederim.

Dipnot ve öneri: Eve digitürk alalım mı Sultanım?

 
Toplam blog
: 12
: 675
Kayıt tarihi
: 17.08.07
 
 

1983 yılında Mersin- Anamur'da doğdum. Ticaret Meslek Lisesi mezunuyum. İnternet salonu işletiyorum ..