Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '17

 
Kategori
Anılar
 

Çarşı pazar

Çarşı pazar
 

Beykoz Çayır Pazarı


Ekim 2001
 
Yatak taksitinin sonuncusunu ödedim. Dönüşte iki kilo hamsi aldım; kilosu 500 bin lira. 200 gr. ekmek 200 bin lira... Düşündüm de hamsi ekmekten ucuz, gene de alıcısı yok. 800 gr. gelen palamut  2.5 milyona satılıyor; hamsi alan kadar palamut alan da var. Bu ne biçim ekonomik kriz anlamadım! Millet hep pahalı olan mallardan şikâyet ediyor, ucuz olana da rağbet etmiyor. Patates 150 bin lira yüzüne bakan yok. “Domates, biber pahalıymış; pirinç almış başını gitmiş...” Dönüp dolaşıp bunları konuşuyorlar. Bulgur ucuzmuş, temiz kırık pirinç bulgurdan bile ucuzmuş; kimin umurunda! Elma 250 bin liraymış umursayan yok; ithal muza koşuyor insanlar. Pirzola, bonfile fiyatından yakınıyor millet, ucuz balığa, hindi ve tavuğa rağbet yok. Yumurta 75-90 bin lira... İki sakız 100 bin lira. Bakkal yumurtadan 10 kat fazla sakız satıyor. Bir kilo pastörize süt 700 – 950 bin lira... Yarımlık kola 650 bin, 1.5’luk sade gazoz 900 bin lira. Gene de sütten çok gazozlu meşrubat tüketiliyor. Güzelim makarna bile ekmekten az tüketiliyor; ekmeğin kilosu(onun da %35’i su) 1 milyon lira; iyi makarnanın kilosu 900 bin lira (%0 su katkılı ve çok daha besleyici)... Ve bakkal neredeyse ekmek satışıyla ayakta duruyor. Herkes ‘yandım Allah, yoksulluktan ölüyorum’ diye bağırıyor. Siyah zeytin 3 milyon diye, ‘Yetti hükümet, bitti millet!’ diye dövünüyorlar. Zeytin temel bir gıda mıdır?
 
Benim bir komşum var, emekli Şükriye abla; saksıda nane, maydanoz, dereotu, yeşil soğan, acı biber ve hatta domates yetiştiriyor. Bakkal ekonomik krizden söz açıp emeklilerin kan ağladığından dem vurduğunda, “Ben seviyorum kendi elimle yetiştirip yemeyi” demişti. “Parasızlıktan değil; kira vermeyince maaş artıyor bile” derken Şükriye Abla’nın yüzü gülüyor. “Çok şükür ben de elimden geldiği kadar üreterek paranın kullanım değerini artırıyorum” diyor.
 
Tamam, zengin edecek kadar maaş verilmiyor. Ancak, üretebileceğimizi üretmeyip, kullanabileceğimizi eskitmeyip, harcamayı da hesaplı yapmazsak hiçbir maaş yeterli gelmez.
 
Şükür duyumunun en esaslı bilinçsel kaynağı, insanın sahip olduklarının kendisine ait olmadığını kavramış olmasıdır. Yani her şey ancak sağlığa ve insani paylaşıma uygun tüketim değeri kadar şükrün helalidir. Sahiplik şükrüne Allah’ın iltifatı sağırdır.
 
Muharrem Soyek
***
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..