Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '07

 
Kategori
Güncel
 

Çatlayan mozaik

Seksen yaşını aşmış bir cumhuriyetimiz var. Ömrünü, insan hayatına vurduğumuzda; büyük baba veya büyükanne olarak, köşede sağlam bir yer ve tv. kumandasını kaparak, aleme hükmedebilecek yaşta sayılabilir. Ama o, ne köşede rahat oturabiliyor, ne de kumandayı eline alıp, şöyle istediği kanalı zaplıyabiliyor. Çünkü ailede bitmeyen bir gerilim, sonu gelmeyen bir hır - gür var. Son günlerdeki kavga, büyük annenin veya büyükbabanın (sizce hangisi uygunsa) yanına kim çıkacak?
İşte bu yüzden ortalık birbirine girmiş vaziyette. 'Üvey evlat', cumhurun yanına oturacak diye dün, bütün 'asil oğlanlar' meclisi boşalttı. Bir tanesini 'mikser' niyetine bıraktılar olmadı; arkasından iki adet te bonus gönderdiler. Bunlar kafi gelmeyince, iki tane de 'kurtarıcı'... 'Mikser', ortalığı karıştırıp oyunu bozacakken, sonradan salona giren asil oğlanları gören meclis başkanı "lades" diyerek, sayıyı 361 den 368 e çıkardı. İçeride bu heyecan sürerken dışarda meclisten, çıkacak neticeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürecek ambulans, çalışır vaziyette bekliyordu. Çünkü asil oğlanlar, kendilerinin olmadığı bir yerde meydana gelebilecek her şeyin; "prematüre" olacağına ve bunun ancak, mahkeme yoluyla düzelebileceğine inanıyorlardı. Dediklerini yaptılar ve mecliste meydana gelen ürünü bir "Hızır Servis" süratiyle gerekli makama ulaştırdılar.
Tam, 'günü kazasız belasız atlattık' derken, gece yarısına doğru top sesleri duyulmasın mı? Hadi bakalım, şimdi uyuyabilirsen uyu! 23 Nisan'ın geride kaldığını, önümüzde de bir bayram olmadığını bilen yaşlılar, "Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor. Galiba, Barbaros gene yeni bir seferden geliyor." dediler ama sesin geldiği yerde deniz yoktu. Top sesleri, farklı kimselerde farklı duygular uyandırdı. Ülkenin öz oğlanları, üvey oğlanlar tarafından tüketilen cumhuriyet bonuslarının geri kazanılacağına dair gizli bir sevinç yaşadılar. Üvey oğlanları da tahtı kaybetme endişesi sarmadı desek doğru olmaz. Neyseki bugün akşama doğru yeniden sükunet avdet etti de dünkü uykusuzluğumuzu telafi imkanı doğdu.
Bazıları rejimimizi, fay hattı üzerine kurulmuş bir binanın taban mozayiği gibi görüyor. Esas oğlanların dışında kim yürürse, bu mozaik hemen çatlıyor ve derhal tamir edilmesi gerekiyor. Bunu için belli sürelerle, dikenli tellerle çevrili bir patikadan yürümek zorunda kalıyoruz. Acaba dünyada, bu kadar kırılgan olan ikinci bir demokratik sistem var mıdır, diye merak ediyorum. Siz de merak edin!

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..