Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Turizm
 

Çaylar içerisinde hocam. Ama sen göremiyorsun...

Çaylar içerisinde hocam. Ama sen göremiyorsun...
 

    Bir rehberler günü daha geçiyor sessiz sedasız.. Ya da şöyle diyelim; birçok rehber meslektaşım için “işsiz, güçsüz, parasız” geçen bir rehberler günü daha.

      Sultanahmet’te Otel ve halıcıda çalıştığım dönemlerden bu yana 30 sene geçmiş. O dönemleri de sayarsak, biz de “kaşar rehber”lerden sayılır mıyız bilemem. Ancak bildiğim bu işte ne kadar eskirsen eski bir türlü belini doğrultamıyorsun. 
       İşte bu nedenle ya nasip diyerek acente sahibi olduk. Biraz incoming ama ağırlıklı olarak yurtdışına turlar yaptık. Bu turlarımıza çıkan rehber arkadaşlarımıza aşağıda yazdığım kısa notlarımı verdim. Çoğu zaman da onların tecrübelerinden yararlandım. Belki sizlerin de rehber, acentacı veya müşteri olarak aşağıdaki notlara ekleyecek önerileriniz vardır.

  • Tura katılan misafirlerin çoğu diğer katılımcılarla tanışmak, yeni arkadaşlıklar edinmek isterler. Kendilerini ifade etmek, tanınmak, bilinmek de isterler. Bu nedenle ilk fırsatta ve hatta mümkünse hemen havaalanı transferinde insanları birbirine tanıştırmak gerekir. Herkes ne iş yaptığını, kaç çocuğu olduğunu ve neden bu geziye katıldığını kendisi anlatsın. Hem sıcak ortam oluşur. Hem sen rahatlarsın.

  • Herkese adıyla ve “siz” ile hitap et. İsimleri ezberlemek için isim listesinin kenarına kişi özelliklerini not et. (Şapkalı, sarışın, neşeli, huysuz, kıl v.s. olabilir)

  • Hep güleryüzlü ol. Gülümseyerek ve insanların göz bebeğine bakarak konuş.

  • ,Hergün duş al, deodorantını parfümünü eksik etme, bakımlı ol. Yanına hergün için bir gömlek veya t-shirt al.
    Check-out (otel çıkışlarında) da otobüs hareket etmeden herkese son defa sor. Pasaportlar, biletler yanınızda mı? Anahtarları teslim ettiniz mi? Ekstraları (minibar v.s.) ödemeyi yada banyoda, kasada v.s. yüzük, para unutan var mı?

  • Yemeklere en son sen başla. Yemek saati özellikle Türklerin “eşref” saatidir. Herkese “bir ihtiyacınız var mı” diye sor. Puanını garantile.

  • Gideceğin restaurant ile önceden konuş. Yemekte domuz eti surprizlerini önle. Birbirleri ile uyuşabilir niteliklerdeki insanları yanyana oturt.

  • Özellikle Avrupa’da sabah kahvaltıları çok zayıftır. Misafirleri baştan uyar. Eğer salon küçükse genelde grup olarak kahvaltıya inmeniz ve belirlenen yerde oturmanız gerekebilir. Biz Türklere “ters” gelen bu durumu itiraz gelmeden önce anlat.

  • Gruba hoşluk yapmak istersen Türkiye’den gelirken 1 kg kuruyemiş, 1 şişe tadımlık rakı, beyaz peynir ve bir kutu zeytin taşı. Bir Türk sanat müziği birde oyun havası CD sini yanında getirmeyi unutma.

  • Çantanda kendi bakım malzemelerinin dışında; aspirin, ağrı kesici, yara bandı, mide, bulantı, laksetif türü ilaçlar, kadın ped’i, ekstra çıtçıtlı tırnak makası taşı. (ertesi gün hapı, prezervatif, viagra taşıyanını bilirim)

  • Çocuk ve yaşlıları ekstra korumaya al. Onlara öncelik tanı. Yürüyüş hızını onlara göre ayarla.
  • Asla misafirlerin yanında içki içme. Laf olur.
  • Asla kız (erkek) arkadaşını veya eşini tura getirme. Ne kadar iyi olursan ol. “bak sevgilisini, karısını gezmeye getirmiş” denir

  • Check-in de kendi oda numaranı herkese söyle, ama odana en son sen çık. Aksilik olur. Odanı misafirlerle değiştirmek zorunda kalabilirsin.

  • Otele girince, sabah kahvaltısı veya akşam yemeğinin nerede yeneceğini, yerel saatlerle haraket edileceğini, söyle. Herkese otel kartını ve şehir haritasını ver. Türkiye’ye nasıl telefon açılabileceğini, metro veya otobüsle merkeze nasıl gidilebileceğini anlat.

  • Şehir turlarında olası gecikmeleri kontrol altına almak için; “şu saatten sonra gelenleri otele kendi olanakları ile dönecek kabul ediyoruz” diye uyar.

  • Havaalanından çıkılana kadar kimse boarding kartları ve valiz etiketlerini atmasın. Valiz karışabilir veya kontrol olabilir.

  • Yanına mümkünse hep gittiğin ülkenin parasını al. Bankamatikten para değiştirmek en akıllıca olanıdır. Çünkü direkt uluslar arası pariteden ve ihtiyacın kadar çekersin.

  • Misafirleri ilk gün bilgiye boğ. Sonraki günler rahat edersin.

  • Turda misafirler arasından bir gönüllü yardımcı seç. Çok heveslisi vardır. Kalabalık caddelerde grup dağılmasın diye en arkada toplama görevini ona ver. Keza check-in lerde de yardımcı olabilir.

  • Yanında ufak telsizlerden mutlaka 2 tane olsun. Bazen yardımcına, bazen soförle irtibat için lazım olacaktır.

  • Mümkünse yurtdışı telefon hattı al. Bilirsin, tur boyunca 40 kişi seni sadece 1 kez arasa bile yüzlerce lira telefon faturasını sen ödemek zorunda kalırsın. Acentalar fatura ödemeye sıcak bakmazlar.

  • Her grupta sivriler, öne çıkmak isteyenler olacaktır. Baştan problemi çöz ve hemen onun “gazını al”. Ona herkesin ortasında yapılan bir iki iltifat sana turun sonuna kadar yetecektir.

  • Tur dönüşü havaalanında herkesle vedalaşmayı unutma.

  • Dönüşte iki gün içerisinde hesabını acenteye ver. Geciken hergün kafalarda tilki dolaşır. “çaylar içinsinde” esprisini akla getirecek durumlar yaratma. 


    Neydi "çaylar içinde hocam” esprisi? Hatırlayalım; 

    Rehber tur dönüşü hesabı muhasebeye verir. Masrafların içerisinde “çay parası” da vardır. 

    Muhasebeci sorar -Nedir oğlum bu? 
    Rehber -Müşteriler çok yorgundu. Birer çay ısmarladım. 
    Muhasebeci - Banane kardeşim müşterinin içtiği çaydan! der ve siler çay parasını.. 

    2.tur dönüşü yine çay parası vardır hesapta.. Muhasebeci yine çizer üstünü.. 3.tur dönüşü bu sefer çay parası yoktur hesapta. Şaşırır muhasebeci ve sorar.. 
    - Nerde oğlum bu çaylar? 
    Rehber - Çaylar içinde hocam. Ama sen göremiyorsun!...

Sevgilerimle
 
Toplam blog
: 305
: 4038
Kayıt tarihi
: 23.01.07
 
 

Kayseri doğumlu, 1977'den beri Sektörde (Otel, Çarşı, Yurtdışı Acente, Profesyonel Turist Rehberi..