Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '10

 
Kategori
Deneme
 

Çaysız bir hayat düşünemiyorum

Çaysız bir hayat düşünemiyorum
 

Elimizdekilerin kıymetini nedense bilmeyiz ve bazı şeylerin değeri onları kaybettiğimiz zaman anlaşılır.

Bu vefat eden bir yakımız olabilir, bir sanatçı da olabilir.

Aklımızda hatırımızla, onlarla geçirdiğimiz zaman, kahvaltıda içtiğimiz çaylar kalır.

Kahvaltıda çay kaşığının çıkardığı ses gitmez aklımızdan.

Sonra onlar olmadan içeriz o çayları. Onları hatırlayarak.

Giden geri gelmez çünkü.

Çay bizim her şeyimizdir.

Sınavlara hazırlanırken, bakarsınız annemiz bir demlik çay yapıp, masaya gönderir. Sen istemesen de “canın çay çekmiştir.”der. Bu “çok çalıştın yoruldun, biraz çay iç, hem dinlen hem de soluklan anlamındadır.

Soğuk kış günlerinde dışarıda karlı, yağmurlu, fırtınalı günlerde, üniversitenin kantinindeki, simit ve eritme peynirin yanında yükselen çayın dumanı, sıcaklığı kolay unutulmaz. Oradan otlakçılarda eksik olmaz, sizin çay almaya gittiğinizi gören bu bedavacı kesim, “bize de çay ısmarla” diye arkadan size bağırırlar.

Eskiden otobüsle doğuya giderken, verilen mola yerinde bir anons yapılırdı. Anons mu yoksa "na na sesi mi ne olduğu beli olmazdı. Bir ara sormuştum muavine, ne diyor diye. "Mola ve rildi, çaylar şirketten"diyor dedi. İşte çay öyle bir edinmiştir hayatımızda.

O soğuk günlerde çay içimizi ısıtır, yazın da hararetimizi alır Yani çay her mevsim zevk verir.

Ev ve işyerlerinde en çok sorulan soru "Çay içer misiniz?" olur. Abuk sabuk bakmaya devam etseniz, “kahve ya da başka soğuk bir şey de olabilir, denir. Siz “Farketmez.”diye cevap verdiğiniz zaman, karşı taraf bozulur Sonra sıcak çay gelir.

Erzurum’da iseniz, bardak yere bakar şekilde, ters gelir. Garson onu dökmeden ters çevirir, yanında ki kıtlama şekeri uzatır. Siz şekeri çayın içine atarsanız, miktar olarak fazla atarsanız, “sen çay mı içiyorsun, yok sa şerbet mi? diye sormadan da edemez, karşınızdaki.

Ama toplum olarak çayın değerini pek verdiğimiz söylenemez.

Mesela “kahvaltı” kelimesi “kahve altı” demektir. Ama kahvaltılarda kahveden çok çay içeriz.

Yine “nereye gidiyorsun?” deseler, “Kahveye gidiyorum.”deriz. Ama orada da kahveden çok çay, içeriz.

Birçok evlenen insan ilk tanışmalarında bir yere otururlar, genelde çay içerler. Ama yine de “kahvenin kırk yıl hatırı var.”demeyi ihmal etmeyiz.

Çin'de 4.000 yıllık mazisi olan çay, ülkemizde 1888'den beri üretilmeye başlamıştır.

Bugün dünyada kişi başına en fazla çay tüketen ülkeler arasında dördüncü sırada olduğumuzu yeni öğrendim.

Sıcak çay hazmı kolaylaştırırmış.

Hemen her insanın çay içme şekli farklıdır. Sıcak, ılık, az şekerli, şekersiz, limonlu, kıtlamalı, tavşankanı, açık filiz, tomurcuk gibi.

Çaysız bir hayat düşünemiyorum.

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..