Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '20

 
Kategori
Müzik
 

CAZ PİYANİSTİ BILL EVANS

Bill Evans, caz piyanistleri üzerinde en derin etkiyi bırakan isimlerden biridir. Geleneksel caz repertuvarına getirdiği yaratıcı yorum, blok akorları ve ritimden bağımsız şarkı söyleyen melodik cümleleriyle bugün bile isminden söz ettirir. Kendi caz stilini oluştururken klasik eğitimini gayet akıllıca kullanmıştır. “Müzik %99 çalışma, %1’de hayal gücüdür.” demiştir.

 


Bill Evans deyince hep gözümün önüne 1975 Monterey Caz Festivali’nde Patrice Rushen, John Lewis ve Marian Mcpartland ile* beraber Bille's Bounce çaldıkları an gelir. aynı anda dördü birden çalmasına rağmen Bill Evans hemen diğerlerinden farklı olduğunu belli eder. Hem duruşuyla hem çalışıyla kalan üç kişiyi peşinden sürükler götürür, istediği mecraya çeker ve çaldırır, gerçek bir liderdir.



16 Ağustos 1929`da Plainfield, New Jersey`de Ukrayna kökenli bir anne ve Galler kökenli bir babadan dünyaya gelen Evans, 6 yaşında müzik eğitimi almaya başladı. Klasik piyano eğitiminin yanısıra keman ve flüt çalmayı da öğrenen Evans, 12 yaşında lise grubunda çalmaya başladı. 1950 yılında piyano performansı ve eğitmenlik derecesiyle Southeastern Louisiana College`den mezun oldu ve aynı yıl basta Connie Atkinson ve davulda Frank Robell`den oluşan ilk trio`sunu kurarak New Jersey kulüplerinde çalmaya başladı.
1958 yılında Miles Davis'in altılısına katıldı (The Miles Davis Sextet) ve 1959'da modal caza bulaşmış ve tüm zamanların en çok satan caz albümü Kind of Blue'yu kaydetmişlerdi. Bu süre içerisinde de Chet albümü için Chet Baker ile çalıyordu.

 


1959'un sonlarında Miles Davis'in grubundan ayrıldı ve kariyerine grup lideri olarak, basçı Scott LaFaro ve davulcu Paul Motian ile kurdukları modern caz üçlüsü ile devam etti. 1961'de, New York Village Vanguard caz kulübüyle bir sözleşme yaptıktan on gün sonra, LaFaro bir trafik kazasında öldü. Aylarca süren bir inzivadan sonra basçı Chuck Israels'in de yer aldığı yeni bir üçlü ile ortaya çıktı.
1963'te alışılmadık derecede aşırı üst üste kayıt tekniğinin kullanıldığı solo bir albüm olan Conversations with Myself'i kaydetti. 1966'da on bir yıl boyunca birlikte çalışacağı basçı Eddie Gómez ile tanıştı.
Evans'ın "Waltz for Debby" gibi bestelerinin çoğu, birçok sanatçı tarafından çalınan ve kaydedilen standartlar haline geldi. Evans, 31 Grammy adaylığı ve yedi ödülle onurlandırıldı ve Down Beat Jazz Hall of Fame'e kabul edildi.

 


1970'lerin sonunda eroin alışkanlığını metadon yardımı ile bıraktı ve sadece kokain bağımlısı oldu. Hafta sonu bir gramla başlamıştı, ancak daha sonra günde birkaç gramla devam etti. Kardeşi Harry'nin intiharı da 1979'dan sonraki duygusal durumunu etkilemiş olabileceği düşünülmektedir. Evans'ın kronik hepatit tedavisini gönüllü olarak bıraktığı belgelenmiştir.

 


15 Eylül 1980'de, Fort Lee'deki evinde mide ağrıları ile birkaç gündür yatakta olan Evans, öğleden sonra New York'taki Mount Sinai Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Ölüm nedeni; peptik ülser, siroz, bronşiyal zatürre ve tedavi edilmemiş hepatitin bir kombinasyonu olarak açıklandı.

 
Toplam blog
: 45
: 271
Kayıt tarihi
: 28.09.11
 
 

İktisat fakültesi mezunuyum.1995 den beri Kuşadası'nda çeşitli yerel gazetelerinde deneme, makale..