Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '10

 
Kategori
Felsefe
 

Cehalet & Taassup

Cehalet & Taassup
 

EVRİM VE BAGNAZLIK


CEHALETİN PANZEHİRİ = BİLGİ; TAASSUBUN PANZEHİRİ = AYDINLIK;

Dogma: Doğruluğu sınanmadan benimsenen bir öğretinin veya ideolojinin Temeli yapılan sav.

Dogmacılık: Öne sürülen öğreti ve ilkeleri eleştirmeden doğru olarak benimseyen ve benimsediği varsayımlardan katı bir yöntemle önermeler türeten anlayış,

Dogmatizm. Taassup(bağnaz): Bir düşünce ve inanışa aşırı ölçüde bağlanıp, ondan başka bir düşünce ve inanışa karşı olan, onu kabul etmeyen mutaassıp.

Bağnazlık: 1) bağnaz olma durumu, bağnazca davranış taassup

2) Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başkasını düşünmeme durumu, taassup.

Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki Türkiye nüfusunun büyük bir bölümü bu şekildedir. Yani doğruluğunu bilmeden önlerine sundukları her şeyi doğru kabul edip benimseyen ve başka bir düşüncenin doğru olabileceğini akıllarına getirmeyen bir topluluk şekline dönüşmüştür. Bu şekle dönüşen topluluğun fikirsel özgürlüklerini yok edenler, bu etkiyi devam ettirmek pekiştirmek için se dini kullanmakta, bu fikre karşı yeni alternatif fikirlerin, düşüncelerin akıllara girmelerini de “Müslüman değildir” savı ile engellemektedir. Türkiye’de şu anda görsel ve yazılı her türlü basın da bu tip olaylara çanak tutmakta, çünkü reyting denen canavarla beslenmektedirler.

Bu düşünceye sahip kişiler çevrelerin baskıları nedeniyle değişmeye ve gelişmeye karşı dururlar. Sabit fikir halinde, gelişme onlar için kötüdür. Çünkü bu tür insanların özgür düşünme yetileri kaybolmuştur. Düşünme özgürlükleri yoktur. Bunlar fikren kendilerini yönetenlerin esiri kölesi olmuştur. Kendilerini yönetenler sen düşünme senin yerine biz düşünürüz demektedir. Kişilere vicdanlarını ve akıllarını kullandırmazlar. Tabi bunların böyle olmasının en büyük nedeni de bilgisizlik ve cehalettir.

Aklı selim insanlar karanlıkları aydınlatmak için yaşamları boyunca mücadele ederler. Akil insanlar hem kendi içlerinde hem de toplum içerisinde aydınlıktan yana taraf olurlar. İleri görüşlü ve yeni fikirlere açık olan aydın insanın Öz’ü hürdür. Öz’ü hür kişi iyi, doğru ve güzel yolunda, çağa uygun olarak yürüyen ve düşünendir. Maalesef bugünkü Dünyada Taassup ve cehalet gittikçe artmaktadır. Ve dogmatizm; aydınlık ve kendi düşüncelerine aykırı her türlü düşünceye körü körüne saldırmaktadır.

Einstein’ın dediği gibi, <ı>Bir önyargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.

Vakar/tevazu dengesi;

Makam sahibi olanlar makamlarında vakarlı görünmeye çalışırlarsa etrafındakiler onu kibirli görür. Yok eğer makam sahibi, makamının sahibi değil de geçici olarak orada bulunduğunu bilir ve bu görev bilinciyle tevazu ile makamında oturur görevini yaparsa etrafındakilerin gönlünde bu sefer vakar sahibi olarak görünür.

Benim çok takdir ettiğim yazarlardan Tamer Ayan’ın 2000 yılında basılmış “Yusuf “ adlı kitabından bir bölüm şu zamana nasıl uygun düşüyor. Şöyle diyor yazar; <ı>menfaatle gönlün ters orantılı ilişkisi toplumsal açıdan çok önemlidir. Çünkü toplumda kişilerin kalbini, vicdanını ve şerefini ucuz pahalı satarken; yani rüşvet alıp verirken, yolsuzluklara karışırken gösterdikleri davranışlar aynı türdendir.

<ı>Kervanbaşı Malik; insan zekâsını köle haline getirmeye çalışan, aydınlığın ve iyiliğin ezeli ve ebedi amansız düşmanı İRTİCA VE ŞER ’i temsil eder. Aydınlık ve iyilik karşıtı karanlık ve kötülük işte, bu evrensel zıtlığın beşerin yaşadığı kozmos’ daki tanımlamalarındaki aydınlığın karşıtı olarak gösterilen karanlık cephe, yukarıda değinilen irtica ve şer’dir. Anası ve babası cehalet ve taassup olan irtica ve şer, doğrunun ve aydınlığın karşısındaki hurafe ve batıl karışımı demektir. <ı>Karanlığın iki öğesinden biri olan cehaletin panzehiri bilgi, taassubun panzehiri aydınlıktır. Bu iki faktörün etkisini yitirdiği ortamlarda ve toplumlarda, semizleşip gelişen irtica ve şer, insan zekâsını sürekli esaret altında tutarak, insan kimliğine kavuşmuş bireyi yeniden insanımsılığa; yani kazandığı üstün kimlikten sıyrılıp kul köle kimliksizliğine indirgemek ister. Bu anlamda Kervanbaşı Malik İrtica ve şer; Yusuf da insan zekâsının sembolüdür. Diye yazmıştır.

<ı>Son olarak “ Kötüler Tanrı’yı, Tanrı ise iyileri kullanır!” Giordano Bruno

Erhan Sirekin

 
Toplam blog
: 55
: 4108
Kayıt tarihi
: 27.06.08
 
 

Genç emeklilerden olup, hayat denen tiyatro içinde rol alan bir oyuncu gibi yaşamın kıymetini bil..