Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '06

 
Kategori
Deneme
 

Cehalet en büyük mutluluktur

Cehalet en büyük mutluluktur
 

Cehalet mutluluktur ve bu mutluluk kısa sürer çünkü doğa öğretir size hayatı ve kurallarını, kafanıza vura vura. Kayıtsız kalamazsınız olaylara. En basitinden bir arkadaşınız nereye gidelim, ne yiyelim dediğinde “Fark etmez” demezsiniz. Bir tercihiniz olur. Seçimleriniz, kriterleriniz olur. Bir taraf seçersiniz, bir görüşünüz olur, bir takım tutarsınız... Araştırmadan duramazsınız nedenleri. Sorgulamadan geçemezsiniz kavramları. Okursunuz, düşünürsünüz ve hatta üç beş satır yazarsınız dayanamayıp... Cevaplarınızdan çok sorular vardır kafanızda. Sorular çoğalır mutluluk azalır. Cevaplar gelir mutluluk gider. Mutluluk cehalettir ve bunu sürdüremezsiniz daha fazla doğa zorlar öğrenmek için sizi...

En büyük başarı ise tüm bunlara karşı koyabilmektir. Eğer en yakınınızdaki olaya başınızı çevirip görmezlikten geliyorsanız ya da sadece izleyebiliyorsanız olayları, bu kayıtsızlığın bir armağanıdır mutluluk.

Cahilseniz bırakın çevreyi kendi hareketlerinizi de sorgulamazsınız. “Külliyen cahilli cessur” diye bir söz vardır. Bütün cahiller cesur olur. En tehlikeli şey ise yersiz bir özgüven duygusudur. Herşeyi yapabileceklerini düşünürler. Ellerinden ne iş olsa gelir. Neden sonuç ilişkisi kuramadığı için yapacağı hareketin sonucunu düşünmeden hareket etmek özgürlüğü vardır cahillerin. Yüzme bilmemesine rağmen atar kendini sığ denize. Tam boğulacakken sarılır can simitlerine kurtulur, kısmetlidir de bunlar. Sonucu olumsuz olsa da hatalar yapsa da cahillerin hep bir mazereti vardır. Hep bir “Ama....” sı vardır ya da en kötü ihtimalle “ Hayırlısı” , “Kısmet değilmiş” gibi avuntuları vardır.

Ne kadar çok bilgi o kadar çok kelimeyi oluşturur beynimizde. Eskimoların hayatlarının önemli bir parçasını oluşturan “Kar” kelimesinin Eskimo dilinde yaklaşık 200 farklı kelime ile ifade edildiği söylenir. Biz sadece “kar” deriz, onlar türüne, özelliğine göre çeşitlendirir kar ismini. Çünkü kar hakkında bizden daha çok şey bilirler. Günlük hayatta da biz bilgilerimiz kadar kelimelere sahibizdir. Ne kadar çok kelime o kadar çok duygu tanımı oluşturur hayatımızda. Ne kadar çok tanımlayabilme yetiniz varsa o kadar çok anlamlandırılamayan duyguyu ve doğal sonuç olarak da mutsuzluğu getirir peşi sıra. Yani denklemimiz şöyle devam eder; Ne kadar çok kelimeye sahipseniz o kadar mutsuz olursunuz.

Mutlu olmak için hiçbir şey yapamamak ve mutsuz olmak için de çok şey yapmak gerekiyor ki bunlara örnek olarak düşünmek, okumak, sorgulamak, yazmak gibi eylemleri verebiliriz. Bu bir seçim meselesidir. Aslında bu seçimi farkında olmadan ergenlik çağında veririz. Hatta belki de daha erken. Ve seçilen bu yoldan kolay kolay geri dönülmez. Dönmek istemezsiniz de... Bu bir zehirdir, öldürmeyen ama süründürerek yaşatan bir zehir.

Mutlu olmak mı istersiniz yoksa insanı yaşayan diğer tüm canlılardan ayıran özelliği taşımak mı istersiniz? Orhan Veli olaya ters açıdan yaklaşmıştır ama yine de bir böcekle insan arasındaki tek farkı koymuştur ortaya “Düşünme hayal et, bak böcekler de öyle yapıyor” Bir böcek kadar mutlu olmak istersen düşünme. Ama varolmak istersen Fransız matematikçisi, bilimadamı ve filozofu, modern felsefenin babası Rene Descartes’ i izle;

“Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek.

Şüphe etmek düşünmektir.

Düşünmekse var olmaktır.

Öyleyse var olduğum şüphesizdir.

Düşünüyorum, o halde varım.

İlk bilgim bu sağlam bilgidir.

Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.”


Ben de varolmanın dayanılmaz ağırlığı altında ezilmeyi kabul edip;

Düşünüyorum öyleyse acımı da çekerim diyorum...

Cehaletin mutlu kollarında uyumak istemiyorum...

Uyuyanı da uyandırmıyorum; Cehalet en büyük mutluluktur diyorum...

 
Toplam blog
: 73
: 5913
Kayıt tarihi
: 06.09.06
 
 

Yılın en uzun gecesinde doğmuşum. Bu yüzden midir bilinmez ruhlarımızın özgür kaldığı geceleri se..