Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '18

 
Kategori
Güncel
 

Cehalet ve Cahil Tanımlamalarına İtirazlar

Cehalet ve Cahil Tanımlamalarına İtirazlar
 

Cahiller konusu çokça tartışılan bir konudur. Cehalet kimilerine göre okuma yazma bilmemek, kimilerine göre yaşam standartları düşük olan kişiler, kimilerine göre toplumun büyük bir kesimini oluşturan genel halk tabanıdır.

Eğitimsiz olmak, suç değildir. Herkes bir zamanlar, annesinden doğduğu anda eğitimsizdi. Bulundukları şartlar, çevre, ailelerinin ekonomik gücü ve bakış açısı ile bugünlere geldiler.  Kişilerin birçoğunun şartları, durumları, hayatın olağan akışında gerçekleşen durumdur. Buna rağmen ailesine, çevresine, bulunduğu çevreye baş kaldıran ve çevrenin doğrularına karşı gelebilme cesareti gösterebilen, son derece zor bir duruma düşebilir. Çevresine başkaldırmak; çevreden dışlanmayı, şiddete, hakarete uğramayı göze alabilme, bunları sineye çekebilme gücünü de bünyesinde bulunduran, bulundurabilen ender kişilere nasip olabilir. Çevresine rağmen, farklı davranış gösterebilmek “cesaret” hatta “delilik” işaretidir.

Kılık ve kıyafet konusunda farklı olanlar, gelenek-görenekleri farklı olanlar cahil kabul edilemez. Farklı yerlerde doğanlar, dilleri farklı olanlar da cahil kabul edilemez.

Cahil bir konuda bilgisi olduğu halde diğer konularda bilgisi olmayanlar da cahil kabul edilemez. Misal doktor, iyi bir cerrah olabilir ama koyun beslemek, koyun sağmak, gibi konulardan bihaber olabilir. Aynı şekilde hayvancılık işi ile uğraşan biri de tıp konusunda bilgi sahibi olmayabilir. İkisinin de diğerinin alanlarında bilgisi yoktur ve kimse diğerinin alanında bilgisi yok diye suçlanamaz.

Günümüz cahil tanımlaması; tercihler, farklılıklar, mesleki farklılıklar, yaşayış şekilleri dikkate alınarak yapılan sübjektif cahil tanımlamaları ise tanım olarak büyük bir yanlışlığı gözler önüne serer. İstanbul Beşiktaş’ta doğan, babası işadamı olan Kastamonulu bir genç cahil değilken, aynı gencin amcaoğlu olarak dünyaya gelen, halen Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinin Afşar köyünde doğan ve çitçilikle uğraşan gencin cahil olarak kabul edilmesi kabul edilebilir bir tanımlama değildir.

Cehalet ile kullanılan teknolojik cihazlar, kişinin üzerindeki kılık kıyafetler de kişinin cahil veya cahile olmadığına dalalet değildir. Villada oturabilenlerin cahil olmadığına dalalet olmayacağı gibi burada da tanımda kavram karmaşası bulunmaktadır. O halde kişilerin sahip oldukları imkânlarla ilgili yapılan tanımlamalar da sağlıklı bir tanımlama olamaz.

Toplumun önemli bir kesiminde paranın insanlara sınıf atlattırdığına dair bir düşünce anlayışı var. Çok para sahibi olan kişinin, alın teri ile yaptığı kazancı çarçur etmesi beklenemezken, geldikleri yeri bildiklerinden son derece tutumlu olurlar, ne oldum delisi olmazlar.

İdealde insan yapılan eylemlerde; sebep-sonuç, faydalı-faydasız, çevreye faydalı-çevreye faydasız, insanlara faydalı-insanlara faydasız, genelin yararına, uzun vadeli kazanç gibi birçok açılardan bakabilmeyi gerektiren, çok yönlü bakış açısı geliştiren ve bunun gibi daha birçok kritere göre dengeli yaşayan, soran sorgulayan insana göre çok fazla cahil vardır. İnsan aslında genel manada bilmediği konularda cahildir. Bizler şu anda uzayın derinliklerinde olan bitenlere karşı bilgi sahibi değiliz. Bu şu anda bizim bu konudaki bilgisizliğimizdir. “Ortaçağ Avrupa’sının” Hıristiyan inanışının nüfusun yarısından çoğunu hasta ettiğini ve ölüme sürüklediğini bizler şu anda bilebiliyoruz ancak bundan yüz yıl sonra GDO’lu gıdaların insanları nasıl yok ettiğini bizden sonra dünyaya gelenler öğrenerek belki de çok şaşıracaklar. Hâlbuki GDO’lu gıdaları halklara daha fazla kazanç sağlamak adına şu anda dünyanın en fazla kazananları olarak isimleri öne çıkan insanların dünyanın sayılı üniversitelerinden mezun “ceo” yöneticilerini biz dünyanın en iyi eğitimli kişileri olarak kabul ediyoruz. Ya da diğerlerini.  Hâlbuki dünyada bir çobana kimse böyle bir yakıştırma yapamaz. Çoban koyun güder. Diğerleri de öyle yapıyor…

Cahillerle ilgili toplumumuz ne yazık ki, bölgesel yatırım alabilme devleti yönetenlerin ağırlık merkezini sürekli batıya ve büyük şehirlere bilinçli-bilinçsiz tercihlerinden mi kaynaklandı bilinmez, köylüler ve köyde yaşayanlar da uzun bir süre cahil ve cehalet tanımlamalarında cahil mi bakınız işte şu kıyafeti giyen ve şu işleri yapanlar cahildir şeklinde süregelen ve özellikle 1980 sonrası daha da sıklıkla yapılan sakat tanımlama, filmler, kitaplar romanlar hikâyelerle imge haline getirilmiştir. Gelinen zaman köy nüfusunun azalması, tarımsal ve hayvansal üretimde dışa bağımlılığa dönüşmüş, uğruna şehitler verilen, düşman işgaline karşı koyan birçok şehirde insanlar aşağılanma ve değersizleştirilmeye dayanamamış, köyden şehre, doğudan batıya inanılmaz ve geri dönüşü olmayan bir göç dalgası başlamıştır.

Cahil tanımlaması yaşanılan yer ve yapılan işe göre tanımlanamaz. Cahil tanımlamasında elbette sosyal devlet inşa edememiş, bölgeler arasındaki hizmetler arasındaki standart birliği sağlayamamış başarısız devletlerin suçu olarak görülmek yerine ağırlık merkezini birkaç şehre kaydıran yönetim anlayışında aranmamıştır.

Günümüzün en rahat köşe dönme yöntemlerinden biri kişinin sahip olduğu arazilerin şehirleşmeye açılmasıyla sahip olunan üç beş, belki biraz daha fazla daire, işyeri sahibi olmakla sağlandığı, paranın tek ve gerçek efendi olduğu bir zaman dilimine girildi. Böyle bir zamanın öncesinde de topçu, popçu öncesinde arabeskçi, öncesinde de artiz olarak hayatın kurtulduğu bir başka zaman kuşaklarından geçen ülke en son parada karar kıldı! Parası olan, daha az cahildir! Paraya ulaşmak, cehaleti öldürür, para insanı daha akıllı ve daha yakışıklı hem de güzel yapar. Burundan kulağa, saçtan sakala her şey onunla değişebilir. Cehalet kimliği para ile yok olur! Olur mu? Oldu mu? 

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..