Cehennem Donuncaya Kadar

Hafta sonunda Erzurum’da hem Universiade heyecanı, hem Palandöken’de kayak keyfi, hem de Cag kebabı ile “hamsi tava” keyfi yaşadık. 

Universiade nedeni ile Erzurum’da tatlı bir heyecan yaşanıyor. Şehrin her köşesinden görünen atlama kuleleri akşamları yanan ışıkları ile şehrin silüetine renk katıyor. Ancak organizasyonel anlamda bazı sıkıntılar var. Oyunlara bilet bulmak pek mümkün olmuyor ama tribünlerin yarısından çoğunun boş olduğu görülüyor. Biletler tüm gün için satılıyor ancak seyirciler sadece 1-2 saat duruyor ve salonu terk ediyor. Hal böyle olunca büyük bir kesim içeri girmek için bilet bulamazken salonlar da oyunlar boş tribünlere oynanıyor. 

Kazakistan ve ABD takımları arasında oynanan ve Kazakistan’ın 5-0 kazandığı buz hokeyini maçını canlı seyretmenin heyecanını yaşadım. Buz hokeyini canlı seyretmenin televizyondan seyretmeye benzemediğini, canlı seyretmenin çok daha keyifli olduğunu anladım. 

Fenerbahçe-Trabzonspor maçını Erzurum’da bir Cafe’de dev ekranda HD kalitesi ile seyretmenin zevkine vardım. Her şey çok güzeldi ancak çocukların da bulunduğu mekanda sürekli küfürler yağdıran bir grubun olması hiç hoş değildi. 

Fenerbahçe olması gerektiği gibi çok çok üstün oynadığı karşılaşmayı rahat bir şekilde kazanmasını bildi. Sahada hakemle birlikte Trabzonspor aslında 12 kişiydi. Fenerbahçe takım halinde mükemmel bir savunma yapısı ile tek gol pozisyonu imkanı vermez iken, Bünyamin Gezer ilk yarıda Trabzon’a iki serbest vuruş imkanı tanıdı. Aynı Trabzon’daki maçta olduğu gibi ikili mücadelelerin hemen hemen tamamında takdir haklarını Trabzon’dan yana kullandı. 

Cesur Yürek Lugano , Alex’in kornerden gelen ortasına kafayı yapıştırmadan önce rakip tarafından formasından çekilmesine aldırmadan kendini kurtardı ve karbon kopya gollerine bir yenisini daha ekledi. İkinci gol Gökhan Gönül-Mehmet Topuz işbirliği ve Niang’ın imzası ile geldi. Aynı Niang bundan daha kolay olan üç pozisyonda gol vuruşunu yapamayarak Trabzon’u hezimetten kurtaran isim oldu. 

Alex her zamanki gibi mükemmel bir şekilde hücum organizasyonlarının mimarı olurken, Niang, Dia ve Santos geçmiş maçlara nazaran daha iyi bir görüntü içerisindeydiler. Tabi o bölgeye Selçuk’un sık sık destek vermesi de sol kanattaki sorunları bitirmiş gibi görünüyordu. 

Fenerbahçe’yi önümüzdeki iki hafta çok daha zorlu maçlar bekliyor. Özellikle Gökhan Gönül’ün cezalı olacağı Manisa deplasmanı çok zor olacaktır. Bir sonraki hafta ise Fenerbahçe’den sonra bu ligin en efektif futbolunu oynayan Kayserispor ile çok zorlu bir maç oynanacak. 

Bir göndermede geçen Perşembe akşamına yapmak istedim. Gerçek taraftar iyi günde de, kötü günde de takımının yanında olanıdır. Sinan Erdem’de tribünlerin dolu olması ne kadar güzelse, iddiası olmasa bile Gençlerbirliği maçına çok az sayıda taraftar gitmesi o kadar çirkin bir görüntüydü.“Formanın hakkını verenler asla yalnız kalmaz” pankartı yerine “Karşılıksız, ölesiye” veya “Cehennem Donuncaya Kadar Fenerbahçe’liyiz” pankartlarını tercih ederim. 

Boğaz’ın karşı tarafında ise yine hüsran şarkıları devam ederken, başarının, istikrarlı, total futbol ve takım oyunu oynayan, başarıya aç, kaliteli oyuncularla geleceği gerçeği bir tokat gibi kamuoyunun büyük çoğunluğunun suratına çarpıyordu. Plaj yıldızları ile 17’de 17 yapmanın mümkün olmayacağı daha 2.maçta balonun patlamasıyla su yüzüne çıkıveriyordu. 

Bugün akşam Caferağa’da yarın akşam Sinan Erdem’de Avrupa Şampiyonluğuna doğru doğru adım adım ilerleyen kız ve erkek basketbol takımlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Kıskananlar çatlamasın, ne olur nazar etmesin çalışsın ve onların da olsun .. 

Saygılarımla,  

Muhittin KAYAKIRAN 

mkayakiran@borusan.com