Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '08

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Çek bir "Kuru", acılı olsun…

Çek bir "Kuru", acılı olsun…
 

Pişirdim ve resimledim...


Kuru fasulye sevmeyeniniz var mı? Ben, yoktur diye düşünmek istiyorum.
Milli yemeklerimizdendir kendileri…. Belki Ağustos sıcağında kuru fasulye yenir mi diyenler olabilir ama bence her mevsim yenecek bir yemektir kuru…
Bu itirazları da göze alarak size kuru fasulye yemeği tarifi vermeyi istiyorum.
Ama durun, öf demeyin… Taze fasulye tarifi de var…

Şimdi yemek kitaplarını ve annelerinizin “akşamdan ıslamak lâzım” telkinlerini bir kenara bırakın. Kuru fasulyenizi taştan, çöpten arındırın ve iyice yıkayın. Sıcak su ile yıkarsanız daha iyi olur elbette. Sonra varsa düdüklü tencereye koyup on beş dakika, yoksa normal tencereye koyup yarım saat haşlayıp süzün. Bu süzme ile fazla gazlarından arınmış olacak kurumuz.

Sonra yine sıcak su ilave ederek bir taşım daha kaynatın ki sarı suyu kalmasın. Bir taşım kaynatın demekten kastım on beş dakika.Bu kaynama esnasında kuru fasulye sertliğini kaybedecek ve ne çok yumuşak ne de takır takır kalacak…

O on beş dakika esnasında siz de irisinden bir baş soğanı hazırlayın, dört beş domatesin kabuklarını soyun, varsa iki adet acı , yeşil biberi yıkayın. Acı biber yoksa çarliston biber de olur, tercih meselesi. Ben yağlı , etli, salçalık kırmızı biberlerden de koyuyorum. Hem acısı yok, hem renk veriyor. Bu arada yaptığım bir uyanıklığı da yazmadan edemem. Ben fasulye haşlarken illaki iki yemeklik olacak şekilde haşlarım. Yarısını hemen pişiririm diğer yarısını süzüp derin dondurucuya koyarım zira olmadık bir zamanda misafir gelirse ve o zaman diliminde evde misafire ikram edebilecek evsafta yemeklik malzeme yoksa, dondurucudaki haşlanmış kuru, imdadıma yetişir. Tavsiye olunur bu pratiklik.

Neyse efendim, soğanları kutucuk kutucuk kıyarım ama kutucuklar minicik olmaz…Soğan eriyip yok olmamalı yemeğin içinde. Kırmızı biberlerimi, zarı çıkarılmış domateslerimi de küçük kutucuklar halinde keser hazırlarım. O arada zaten fasulyemin haşlanma süresi dolmuştur, ateşten indirir, süzerim. Bir çay bardağı miktarınca çiçek yağını dökerim tencereye, iri bir baş veya iki orta boy kıyılmış soğanı, kırmızı etli biberi başlarım kavurmaya. (Fındık yağı ile de nefis oluyor benden hatırlatması)Soğanların şu malum sarımsı, pembemsi halini beklemem zira kırmızı biber soğanları boyar.Az biraz kavurup domatesleri, kafi miktar tuzu ilave ederim. Süzülmüş fasulyeleri de üzerine döküp güzelce karıştırırım. Sonra fasulyelerin üzerini örtüp iki üç parmak geçecek şekilde sıcak su ilave eder pişirmeye başlarım.Ateşi çok harlı yapmam, ağır ağır pişen yemek her zaman daha lezzetli olur. Bazı fasulyeler suyu daha çabuk çeker…O sebeple kontrol etmeyi ihmal etmem ve suyunu çekişine göre üzerine sıcak su ilavesi yaparım.
Pişme noktasına gelmesine az bir zaman kala da önceden doğradığım yeşil biberlerimi atarım ki çok pişip renklerini kaybetmesinler diye.
Eğer domatesler ve kırmızı biberler istediğim kırmızı rengi vermemişlerse ki aslında verirler, bir miktar biber salçası da ilave edebilirim, tercihe kalmış.

Kuruyu kuşbaşı etli (kuzu kuşbaşı tercihimdir) yapacaksam eti, domates, soğan ve biberi kavurmaya başlarken koyar, bir miktar pişiririm. Et iyiden yumuşayıp saldığı suyu çekince haşlanmış fasulyeleri atar sıcak suyu ilave ederim. Zira et suyunu çekmeden fasulyeyi atıp üzerine su bastınız mı pişen fasulyenin görünümü güzel olmuyor. Suyu bulanıklaşıyor. Oysa salçalı, berrak bir suyu olursa çok daha güzel oluyor.

Bazen etim olmaz… O zaman tuzunu atmadan önce bir adet et bulyon koyuyorum ve tuzunu kontrol edip öyle atıyorum. Et bulyon da kurucuğuma çok lezzet katıyor açıkçası…(Laf aramızda hesaplıya gelmiş oluyor.)

Ağır ateşte pişen yemeğimden bir kaşık alıp fasulyeler ezilme noktasına gelmişler mi diye kontrol ederim.Yumuşamış ve ağızda sertlik vermeyecek hale gelmişlerse altını söndürür beklemeye alırım. Çelik tencerenin sıcağı ile demlenir ve tam ağza layık hale gelir. Fazla pişerse bulamaçlaşır..Belki bu hali de çok lezzetli ama ben fasulyelerin ezilip dağılmadan tabağımda olmasını severim.

Yanına bembeyaz pirinç pilavı da yaptınız mı, hele acılı bir turşu da oldu mu aman Allah yeme de yanında yat… Turşunuz yoksa bol soğanlı, biberli bir domates salatası ile de iyi gider mübarek… Ya da bembeyaz bir soğanı yumruklayıverin bir zahmet…
Proteini bol bir ziyafet sofrasına döner mütevazı sofranız.
***
Gelelim yaz gününün vazgeçilmezi olan zeytinyağlı taze fasulyemize…
Aldığınız fasulye çalı fasulyesi mi, Ayşe kadın mı, şeker cinsi mi yoksa barbunya türü mü bilemediğimden ben bahçemdeki çalı fasulyelerimden hareketle anlatacağım size… Çalı fasulyesi çok sert kılçıklı oluyor o sebeple kılçıklı kısımlarını her iki yanından bıçakla kesmek daha akıllıca, zira normal ayıklama esnasında kılçığı çıktı sansak bile pişerken yine kılçıklaşabiliyor ve bu, yerken ağzımıza ya da çatalımıza gelince hoş olmuyor.

Kılçıklarından arındırılmış, ayıklanıp yıkanmış fasulyelerimizi genişçe bir tencereye koyarım. O arada orta boy iki-üç soğanı, beş altı adet domatesi de hazırlarım. Yarım su bardağı zeytinyağında soğanları ve fasulyeleri kavurmaya başlarım.
Fasulyelerimin rengi değişmeye, hafiften sararmaya başlarlar.Kafi miktar tuzunu ve bir adet kesme şekeri ilave eder bir miktar daha kavururum. Bu kavurma işim ortalama on dakika sürer.Soğanlar pembeleşir ve fasulye özündeki doğal suyunu bırakmaya başlar tencereye… O arada minik parçalara böldüğüm domateslerimi de fasulyelerimin üzerine döker şöyle bir karıştırırım ve ateşi çok kısar tenceremin kapağını kapatırım sıkı sıkı. (Kuru fasulyede yaptığım gibi zeytinyağlı taze fasulyede domateslerin zarını soymuyorum, doğal hali ile doğrayıp ilave ediyorum. Bana daha sağlıklı geliyor bu şekil ama siz arzunuza göre isterseniz domatesin zarını çıkarabilirsiniz)

Ağır ateşte domatesler de tüm sularını salarlar. İlave su koymam. Fasulyenin, soğanın ve domateslerin doğal olarak salgıladıkları su ile ağır ağır pişmeye başlar fasulyem. Ama eğer cinsi fazla su salmayan, suyu çok çeken bir cins ise ve domatesler de istenilen şekilde su salmamışsa (aslında salarlar) bir su bardağı su koymakta fayda var.İster sebzenin kendi saldığı, isterse bizim ilave ettiğimiz su tamamen çekene kadar ağır ateşte pişireceğiz.
Fasulye suyunu tamamen çekip koyduğumuz zeytinyağı ile kalasıya kadar piştiğinde, kontrolümüzü yapıp ateşten alacak ve demlenmeye bırakacağız.
Sonra ister kayık tabağa ister kendi göz zevkinize uygun tabağa alıp , soğuk soğuk servis yapabilirsiniz.

Gece gündüz demeden yenebilecek bir yemektir zeytinyağlı taze fasulye…
Barbunya fasulyesi apayrı bir lezzet, fasulye pilakisi ayrı damak tadı…
Gel de sevme… Gel de yeme…

Afiyet olsun…

Not:
Yazımı okuyunca canı "kuru" ya da zeytinyağlı taze fasulye çekenler olduysa, PC başından kalkmalarını ve hemen mutfağa doğru yollanıp tarifimi denemelerini rica ediyorum. Belki yüzlerce birbirine benzeyen pişirme tarifi var tıklayıp baktığınızda....ama inanın en güzeli, en lezzetlisi insanın canının gerçekten pişirmek istediği zaman olur.
Her yemek, içine sevginizi ve sabrınızı katınca daha fazla lezzetlenir...

 
Toplam blog
: 79
: 1982
Kayıt tarihi
: 17.07.06
 
 

Salyangozları bilirsiniz... Onları görmeseniz bile geçtikleri yerde bıraktıkları izlerden anlarsı..