Çekim Yasası çekti ! Vurdum gitti !

Son günlerde moda bir deyim "çekim yasası"dır gidiyor. Bir çok insan, çekim yasası ile ilgili kitaplar yazıp çok paralar kazanıyor; televizyonlara çıkıp büyük büyük konuşuyor.

Peki, nedir bu Çekim Yasası ? Sözde başımıza ne gelirse kendimiz çekiyormuşuz. Mutluluğu da mutsuzluğu da, kavgayı da, gürültüyü de. Örneğin, biri geldi kafanıza vurdu. Onu siz çektiniz. Vuran kişinin hiç mi hiç kabahati yok. Onu affedin gitsin ! Tek sorumlu sizsiniz ! Allahım, böyle saçma, kaotik bir düşünce sistemi olur mu ? Dünya bu kişilere kalsa vuranı değil vurulanı hapse atacaklar.

Bir de habire "Affedin gitsin ! Kendinizi özgür bırakın ! Allah'a havale edin ! Kendiniz de rahat edin !" diyerek "Affetme" kelimesinin de içini boşalttılar. Artık affetmenin bir değeri kalmadı. Oysa affedilecek şey var, affedilmeyecek şey var.

Allah bile kendi 99 sıfatının arasında (El-Afüv) affetmek olduğu halde kendisini inkar eden kullarını affetmez. Onlara sonsuz azap vardır. Benim sıfatlarım Allah'ın yanında ne ki durup durup herkeze af dağıtayım.

İçiniz yanıyorsa, canınız acıyorsa size muhakkak haksızlık yapılmıştır. Diliniz affetse bile içiniz affetmez. Ta ki, karşı taraf cezasını çekene, pişman olana kadar. Affetmek bu kadar ucuzlatılmamalı. Aksi takdir de ben de gideyim gıcık olduğum birini vurayım sonra da "çekim yasası bu o istedi ben de vurdum" diyerek Af dileyeyim. Herkesin böyle yaptığını düşünebiliyor musunuz ? Sonuç Kaos !