Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '10

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Çekirdek denilen mucize

Çekirdek denilen mucize
 

Ardıç Ağacı Tohumları


Yediğiniz bir meyvenin çekirdeğini, elinize alıp hiç incelediniz mi?

Yoksa meyvenin etli kısmını yiyip, çekirdek kısmını işe yaramaz deyip çöpe mi attınız?

Çok kişinin dikkatini çekmez, meyvelerin ortasındaki “çekirdek.”

Aslında, bir meyvenin en ilginç bölümüdür çekirdek.

Bir meyvenin kokusuna, rengine ve şekline dikkat ederiz de, çekirdeğine önem vermeyiz.

Çekirdek aslında, her hangi bir bitkinin “yeniden hayata dönüşü için yaratılmış bir mucizenin” adıdır.

Çekirdek hayattır.

Çekirdek içinde, “bir can” gizlidir.

Bir çekirdek açıldığında, dikkatli incelendiğinde minik bir bitki uyumaktadır içinde.

Bu uyuyan bitki, uygun ortamı bulduğunda, yani toprak ve su ile karşılaştığında harekete geçer canlanır. Türünün özelliklerini taşıyan, bir bitki ortaya çıkar. Her bitkinin ömrü de farklı farklıdır.

Kısacası, her bitkinin “bir çekirdeği ya da tohumu” vardır.

Bazı bitkilerin meyvelerinin “en iç kısmında bir çekirdek” bulunur.

Biz meyvelerin etli kısımlarını yeriz, çekirdek ortaya çıkar. Elimizde kalır.

Örnek mi vereyim.

Şeftalinin ortasında kocaman bir çekirdek vardır. Elmanın ortasında ise, küçük küçük birkaç çekirdek vardır.

Armutta, ayva da öyle.

Kirazın çekirdeği, sert bir yapıda nohut büyüklüğündedir.

Vişnede öyle.

Cevizin kendisi bir çekirdektir.

Cevizin yenen kısmı, sert bir kabukla sarılmıştır.

Fındıkta yapı olarak cevize benzer. Şekli farklıdır. Sert bir kabuk içindedir fındığın özü.

İncirin çekirdeği o kadar küçüktür ki, bir incir içinde binlerce çekirdek vardır.

Toplu iğne başından küçük bir çekirdek içinde “hayat” gizlidir.

Sebzelere bakalım.

Domatesin, biberin, kabağın, salatalığın, patlıcanın… ve daha başka birçok sebzenin içinde çeşitli şekillerde çekirdekler vardır.

Her tohum ve çekirdeğin koruyucu özelliği olan bir kabuğu vardır. Kimisi sert, kimisi yumuşak. Nasıl olursa olsun, en iyi koruyucu özelliklerde bir kabuk.

Bu sebzelerden bazıları tarlada tohumluk olarak bırakılır. Günü gelince tohumları alınır. Uygun ortamda, nemsiz bir yerde saklanır.

Karpuzun kavunun içinde, aynı zamanda çerez olarak yenilebilen çekirdekler vardır.

Buğday, yulaf, arpa ve mısır gibi birçok bitkinin kendisi tohum olarak adlandırılır.

Fasulye, bezelye, nohutta öyle.

Günebakan, kabak, karpuz ve kavun çekirdekleri yörelere göre birer çerez olarak kullanılır.

Karpuz ve kavun çekirdeği, Diyarbakır’a çok tüketilir.

Ayçiçeği, yörelere göre isimler alır. Her yerde çıt çıt.

Fındık ve fıstığı da unutmayın. Badem bir harika.

Kabak çekirdeği, daha değerli bir çerez.

Hep bitkilerin hayat ve canlılık olan kısımları.

Kısacası, meyvelerin ve sebzelerin tohumları aynı zamanda birer “besin kaynağı.”

*

Besin kaynağı olmanın dışında, birçok bitkinin “çekirdeği ya da tohumu” tedavi edici bir ilaç.

Üzüm çekirdeği, birçok ülkede ilaç olarak satılıyormuş. Ben yeni öğrendim.

Kara üzüm çekirdeği güçlü bir antioksidanmış. Haberimiz yok. Pazardan yemesi kolay diye, çekirdeksiz üzüm alırız. Kimileride, üzümün çekirdeğini çıkarıp atar. Üzümün çekirdeğini çiğne ye.

Zeytin çekirdeğinin mucizelerinden bahseder bilim adamları.

Ham kabak çekirdeği, sindirim sistemindeki parazitleri öldürürmüş.

Keten tohumu tansiyonu dengelermiş. Mide dostuymuş. Kanseri önlermiş.

Aklınıza gelen çekirdeklerin faydalarını internetten bulup okuyunuz. Okuduğunuzda çekirdeklerin içinde, “nasıl bir mucizenin gizli olduğunu” göreceksiniz.

Bitkilerin çekirdeklerinden ayırım yapmadan yiyip şifa bulun.

Yalnız, “toprağa çekirdek gömerek” yeni ağaçlar yetiştirmekten de geri kalmayın.

*

Türlerin geliştirilmesi ve daha fazla ürün elde etme çalışmaları ile içinde çekirdeği olmayan meyve ve sebzeler üretilmektedir.

Genleri ile oynanabilmektedir bitkilerin.

Bu işin sakıncaları vardır.

*

İşin en doğrusu şudur.

Hiç genleri ile oynanmamış meyve ve bitkilerden ürün elde etmek.

Evinize aldığınız meyvelerin çekirdeklerini ne yapıyorsunuz?

Çoğunlukla evlerimizdeki çöp kutularına ya da poşetlere doldurup atıyoruz.

Şöyle bir şeyi yapmayı denesek nasıl olur?

Diyelim ki bir kilo kiraz aldınız. Yediniz. Çekirdeklerini bir araya topladınız. Bir bez torba içinde sakladınız. (Tohumlar naylon torbada ya da poşette saklanmaz) Kış bitimine yakın, bu çekirdekleri tarlanıza ya da orman içinde uygun gördüğünüz yerlere toprağa gömseniz ne olur?

Çok şey olur.

Gömdüğünüz çekirdeklerden “bir tek fidan” çıksa bile kârdasınız.

Herkesin sizin gibi yaptığını düşünün. Binlerce ağaç olur.

Kısacası yediğiniz her meyvenin çekirdeğini ziyan zebil etmeyin.

Biriktirin, çöpe atmayın.

Bir yerlere gömün.

“Kirlenen, yeşilliği git gide azalan” çevrenize bir katkınız olsun.

*

Hiç sevmediğimiz, kızdığımız kargalar bile yedikleri meyvelerin bir kısmını toprağa bırakıp canlanmalarını sağlıyorlar.

Kuşlar yedikleri tohum ve çekirdekleri dışkıları ile başka yörelere bırakıp doğayı koruyorlar.

Biz ne yapıyoruz?

Sincaplar durmadan, “meşe palamutlarını, cevizleri ve fındıkları” bir yerlere gömerlermiş. Kışa hazırlık yaparlarmış. O kadar çok çekirdek gömerlermiş ki, sadece en son gömdükleri akıllarında kalırmış.

Diğer gömdükleri, çimlenir ağaç olurmuş.

Biz sincap kadar olamayacak mıyız?

Deneyelim bakalım. Yaptığımız işi çocuklarımıza da öğretelim. Yediğimiz meyvelerin çekirdeklerini toprağa gömelim.

Yeni ağaçların oluşmasına katkıda bulunalım.

Ne kaybederiz?

Hiçbir şey kaybetmeyiz.

Çok şey kazanırız.

Her bitkini bir tohumu var. Kimisi çekirdek. Çeşit çeşit. Bütün bitkileri burada saymamız mümkün değil. Size bir örnek, Dünya’da en az 250 çeşit armut varmış. Kim bilir kaç çeşit elma var?

Bu yazıda vurgulamak istediğim şu.

Bu kadar çok gibi görülen, çeşitlilik içinde bazı bitkilerinde nesli tükeniyormuş. Tükenmez demeyin, tükenir. Dünya gittikçe kirleniyor. Sessiz sessiz derinden, yavaş yavaş hissettirmeden “bir yok oluş” var. Fark edemiyoruz bazı olumsuzlukları.

Her tohum, içinde bir hayat gizliyor.

Tohumları ve çekirdekleri öldürmeyin.

Öldürmeyelim.

Atmayalım, uygunsuz yerlere..

Her tohumun, toprakla buluşmasına yardımcı olalım.

Bir hayatın canlanmasına yardım edelim.

Bir ağacın büyümesini, gözleyelim.

Canlanmasına, büyümesine yardımcı olduğumuz bir ağacın, meyvesinden “tanımadığız bir insan bir çocuk, bir yolcu” yararlanabilir.

Bir kuş yiyip, hayatını sürdürebilir.

Birisi, “bu ağacın burada yetişmesinde kimin emeği varsa, Allah razı Olsun” derse. Bundan daha büyük kazanç olur mu?

Haydi, elimize geçen her çekirdeğin canlanıp bir hayat kazanmasına yardımcı olalım.

Günü gelince toprakla çekirdekleri buluşturalım.

*

Bir Hadis-i Şerif’te, ”Kıyamet günü elinizde bir fidan olsa yinede dikiniz.” Diye öğüt vardır

Ne kadar ilgiliyiz bu güzel Hadisle?

*

Bir dede fidan dikiyormuş. Padişah görmüş bu olayı. İhtiyara demiş ki;

“Sen ihtiyar bi adamsın. Bu diktiğin fidan, ağaç olup ne zaman meyve verecekte sen yiyeceksin. Bu, meyve verene kadar sen ölürsün.”

İhtiyar cevap vermiş.

“Padişahım ben dedemin diktiği ağaçların meyvesini yedim. Torunlarımda benim diktiğim ağaçların meyvesini yesin” demiş.

Bu cevap padişahın çok hoşuna gitmiş. İhtiyara bir kese altın vermiş.

İhtiyar;

“Bak ağaçlar meyve vermeye başladı bile” deyince, padişah, bir kese daha altın vermiş ihtiyar adama.

Kıssadan hisse.

“Yapılan her güzel şey, karşılıksız kalmaz.”

Gelin sizde bir çekirdeğin canlanmasına yardımcı olun.

Bir çekirdeğin bir tohumun içindeki mucizeye şahitlik edin.

“Çekirdeğin içindeki mucizeyi keşfedin.”

Son söz;

“İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik(Allah) bilir.”

Hadi hep birlikte, elimizdeki bir çekirdeğe iyilik yapalım.

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..