Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '18

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Çekme Helva Geleneği

Çekme Helva Geleneği
 

Çekme Helva Geleneği


Bu hafta köşemizde neredeyiz sevgili okurlar? Kastamonu.  “ Nereden geldi aklına Kastamonu be özgecim? “ Geleneksel gıdalarımızın ne kadar değerli olduğunu bu ay sık sık sizlere belirttim fakat yazdıkça yazasım geliyor, yazdıkça yazasım geliyor. Elimde olsa hiç kısa kesmem de hadi başlayalım bu haftaki yazımıza, Kastamonu demiştim? Gıda sektörü ve geleneksel ürün demişken ortaya kendiliğinden bir şey oluşuyor ki bunun adı :

Çekme Helva.

Üretimi 1800’lü yıllara dayanan bu geleneksel gıdamızı daha önce hiç duymamış olabilirsin ya da çok seviyor olabilirsin fakat onun hakkında bilmen gereken şeyler var.  Her zaman dediğim gibi bir şeyin ismini bilmek, onu biliyor olduğun anlamına gelmiyor. 

Kültürümüze, geleneğimize sahip çıkarak değerlerimizi yaşatmak bizim elimizde. Çekme helva, tüketiciler tarafından genellikle pişmaniyeye benzetiliyor fakat bu kişiye göre de değişen bir durum biliyorsunuz.

Şeker, un, tereyağı, margarin, su ve sitrik asit ile üretim gerçekleşiyor. Tabi üreticiye göre reçetesi değişiklik gösterebilir, bunun dışında farklı ( ceviz, fıstık, kakao ) çeşniler de ilave edilebilir. Üretimde öncelikle su, şeker ve sitrik asit ayrı bir şekilde karıştırılır ve bazı işlemlerden geçer, sonrasında ise diğer hammaddeler belirli sıcaklıklarda ve sürelerde karıştırılarak miyane hazırlanır. Ardından ikisinin de ortak karıştırılmasıyla birlikte karışım çekme makinasından  çekilir, soğutulur ve kırma eleme işlemlerinden sonra şekil verildikten sonra ambalajlanır.

Tabi bu anlattıklarım o kadar özen gerektiren işlemler ki, öyle yazıldığı gibi kolay olmuyor fakat aklınızda canlandırmak adına, üretimin nasıl olduğunu bilmek önemli.  Üretim sonrası neler oluyor peki? Çekme helva böyle kendi halinde bir helvayken önce Kastamonumuzdan dışarı çıkıp diğer şehirlerimize de ulaşıyor.  Tüketiciye “ Ben burdayım. “ diyor. Hatta bu yeterli gelmiyor yurt dışına açılmak istiyor ve Yunanistan, Japonya gibi farklı ülkelere de gitmeye başlıyor. Hal böyle olunca çeşit de günden güne artıyor, kahveli, çikolata kaplı, tereyağlı, tarçınlı ve antep fıstıklı diye gittikçe çoğalıyor.

Farklı ülkelerde geleneksel ürünümüzü görmek gurur verici değil mi? Değerlerimize sahip çıkan üreticilerimize ve üretimde büyük payı olan insanlarımıza okuyucularım adına teşekkür ederim. Bizler de sahip çıktıkça, okuyup , öğrenip bilinçlendikçe onlarla bu yolda yürümüş oluyoruz.

Ege’den Kastamonu’ya selam ve sevgilerle.

Not : “ Pişmaniyenin halasının oğlu gibi düşün. “

Sağlıkla Kalın!

Gıda Mühendisi

Nermin Özge Bilge

 

 

 

 
Toplam blog
: 385
: 303
Kayıt tarihi
: 20.02.15
 
 

Gıda Yüksek Mühendisi  ..