Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '17

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Çelişkili Topluluklar Teorisi

Eğitimde, yönetimde, hayatımızın birçok kademesinde uygulanan yöntem ne seçilmiş olursa olsun, seçilen yöntemin başarısını etkileyen en önemli etken kararlılıktır. Yöntem ile başarı artsın isteniyorsa seçilen yöntemlerin toplumların, ya da canlıların doğal yetenekleri ve özellikleri ile çelişmemelidir. Attan, aslan davranışı beklenemeyeceği gibi, bölgesel, ırksal farklılıkları olan türlerin aynı olmasını beklemek anlamsızdır.

Hayvanlar ve diğer canlılar üzerinden örnek vermek çoğu zaman daha az acıtıcı. Hem kimse üzerine almadığı gibi ciddiye de almıyor. Yazan kişi de çoğunlukla kellesini kurtarabiliyor. Kelile ile Dimne adlı eserde olduğu gibi. At yarışlarının yapıldığı piste bir eşek hatta katır yarıştırılmak istense kim bilir ne komik bir görüntü oluşurdu. Hatta atlar dahi sınıf sınıf olarak, ayrılmış; o da yetmemiş yaş olarak ayrılmıştır. İnsanların bunu yapmalarının nedeni türler arasında gerçekte bilimsel olarak, özellik olarak farklılıkların olduğunun bilinmesindendir. Türlerin birbirlerine göre üstünlükleri ve farklı özellikleri olması doğal. Zaten tür olmayı da söz konusu özellikler sağlamıyor mu? Aynı şekilde bitkiler dünyasında da aynı durum geçerli değil mi? Portakal ağacı Karadeniz’e tam uyum sağlayamazken, fındık ağacı da aynı şekilde Akdeniz iklimine uygun olmayabiliyor. Bu durum da aynı şekilde fındığın portakala dönüşmeye çalışmak için can atmasına neden olmuyor. İnsanlar yüz yıllarca yaşadıkları bölgelere bağlı olarak bir takım farklı özellikler geliştirmişler, kimi özellikler de doğal olarak gelişmiştir. Beslenme şekillerinden tutun da, dilleri, dinleri, örf ve adetleri, kıyafetleri, ihtiyaçları, alışkanlıkları. Bu durum insanların rahat yaşamalarını sağlarken, söz konusu ortama uyum sağlamaları iç ve dış dengelerini sağlamalarına neden olur. Daha huzurlu olarak yaşayabilirler. Ancak günümüz dünyası ne yazık ki, üstünlerin üstünlüklerini beyinsel olarak da kabul ettirdikleri uzun zaman alan bir savaş neticesinde bir daha toparlanamamak üzerine mağlup etmiştir. Öyle ki, kravatın tarihinden bihaber olan insanoğlu kravat takarak medeni olduğunu kabul ede gelmiştir. Napolyon’un ordusunda Osmanlı Ordusuna karşı savaşan Hırvat askerlerin boyunlarına taktıkları renkli bezler zamanla kravata dönüşmüştür. Günümüzde ise kravatı takmazsanız, medeni olamazsınız, resmi kurumda çalışamazsınız. Müftü vaiz olamayabilirsiniz. Ama neden öyle olduğunu anlayamazsınız.  Galiplerin ve mağlupların tarafları işçiler ve patronlar kadar kesin çizgilerle çizilmiş günümüz galipleri toplumsal kurallarından tutun da tüm kanun ve uygulamaları toplumlarının örf adet ve dinlerine daha da önemlisi toplumsal çelişkiye neden olmaz ve söz konusu toplumlar huzur içinde yaşarken, dinleri dilleri ne olursa olsun diğerleri galiplerin kuralları, kıyafetleri ve empoze ettikleri önceliklere ulaşmak için yaşam savaşı verip dururlar. Ama asla asıla yetişemezler. Zira yapıları o durum için uygun değildir. Sürekli iç çelişki yaşar dururlar. Adam Müslüman’dır. Ancak yıllardır, kanun, kural, düzen, moda, yazılı görsel medya, eğitim, ticaret, ne kadar kural var ise kuralı koyanın doğal olarak önceliği kendi toplumu ve insanının çıkarıdır. Aynı kuralları toplumuna uygulamaya çalışan her kim olursa olsun bir dirençle karşılaşacağı kesindir. Dahası özümsenmeyen her kural ya da kanun ölü bir kanundur. Ölü kanunlar insanlar tarafından özümsenmeyen kanunlardır. Ölü kanun; çoğunlukla toplum örf adet ve dinleriyle çelişir. Öte yandan kararlılıkla uygulanmayan ya da uygulanamayan her kanun toplumu çürüten bir bakteridir. Toplumda tereddüde neden olur. Tereddüt; insanı rüzgârın yaprağı istediği yöne sürüklediği gibi ya da taşın yerinde durduğu gibi bir duruma getirir. Çelişkisi bol olan toplumun huzurlu olması mümkün değildir. Zira toplumun hücreleri insanlarıdır. Onlar birleşerek bünyeyi devleti toplumu oluştururlar. Bireyleri iç dengeleri açısından sağlıklı olmayan bir toplumun bir adım ilerlemesi, iki adım gerilemesi olağan bir durumdur.

Çelişki toplumların frenidir,  hatta zehridir...

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..