Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '09

 
Kategori
Sinema
 

Cem Yılmaz'ın fiyaskosu: AROG

Cem Yılmaz'ın fiyaskosu: AROG
 

AROG filmi Cem Yılmaz’ın artık modasının geçtiğini, demode kaldığını tescilleyen rezil bir film. Değişik işler yapan bir komedi sanatçısı önce fırtına gibi eser, reyting ve gişe rekorlarını altüst eder, ama bir süre sonra artık seyirci onun benzer esprilerine gülmemeye başlar. Komedyen için doğum ve olgunlaşma dönemi bitmiş, gerileme dönemi başlamıştır. Yanında bulunan yağcıları dışında herkes bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındadır. Eğer komedyen yanındaki yağcılarının sözlerini değil, gerçek dostlarının sözünü dinlerse, kendini yeniler. Yeni güldürme teknikleri arar ve tekrar çıkışa geçer; ama eğer yağcıların çektikleri yağ kendisini kandırırsa ve yenilikler denemezse tarihin tozlu raflarındaki yerini alır. Tarihte kendisinden hoş bir seda dışında bir şey kalmamış olur. Cem Yılmaz işte bu dönüm noktasında… Ya kendi küllerinden yeniden doğacak veya biz çocuklarımıza “Eskiden Cem diye komik bir amca vardı. Kendisine çok gülerdik” diye anlatacağız.

AROG filmini nasıl bulduğuma gelince… Bir şey bulamadım. İki saate yakın seyrettiğim filmde kahkahalar ile güldüğüm tek bir sahne yok. İki kere gülümsediğimi hatırlıyorum, ama o sahneler insan hafızasına yerleşmiyor. Film çok sıkıcı ve berbat ötesi…

Ben filmlerin üçüncü ve dördüncü haftalarında seyredilme oranlarına çok önem veririm, çünkü fısıltı gazetesinin en etkin olduğu piyasa sinema sektörüdür. Filme giden kişiler tavsiye veya eleştirileri ile yeni seyirci çekebilirler veya yeni seyircileri önlerler. AROG filmini saat 14.30 matinesinde sadece üç izleyicinin seyrettiğini belirtirsem siz kolaycana yorumunuzu yaparsınız. Geçen hafta saat sabahın 11.30’unda aynı salonda “Issız Adam” filmini 10-12 kişi izlemişti. Filmin %99’unda Arif (Cem Yılmaz) var. Bu adam ne zaman kaybolacak diye bekliyorsunuz, ama nafile. Filmde bir tane yaratıcı espri yok, hepsi Cem Yılmaz fanatiklerinin daha önce hatırladıkları espriler…

Mantık hataları da diz boyu… Başında ekmek kırılınca çoşan Arif niye maçın başında kafasında ekmek kırdırmadı? Şutları hep doksana takan Carlos niye maçın sonlarında penaltıyı kalecinin üzerine attı?

Filmin sonlarında rakip takım gol atınca hakem golü videoda tekrar oynatıyor ve hakem, Arif’e dönüp “bu da gol” diyerek tek golü, iki gol sayıyor. Senaristler belli ki bu sahneye gülmemizi beklemişler. Esprilere değil, ama senaristlerin sizi güldüreceğini sanmasına katıla katıla gülüyorsunuz. Sonuç olarak kesinlikle gidilmesini tavsiye etmiyorum.

 
Toplam blog
: 28
: 3592
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Yaşadım özgür olduğumu düşünerek... Zincirlerimi görmeyerek... Düşlerim kaldı yadigar... Bir de sevd..