Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '08

 
Kategori
Mizah
 

Cem Yılmaz’ın kadın sünnetçisi

Cem Yılmaz’ın kadın sünnetçisi
 

Konuya uygunluğu


Blog yazımızın sayısı 25 oldu. Yani Dalyanın ¼ ünü doldurduk. 26. blog yazımızda hep beraber biraz gülelim istedim. Alın size 10 adet fıkra.

1)Hoca camide vaaz veriyormuş. Kadınlardan biri sormuş: hocam bir mühendisle birlikte olursak kaç yıl cezası vardır? 3 sene. Bir avukatla kaç sene? 4 sene. Peki bir doktorla olursa?... 5 senedir. Peki hocam bir hocayla yatsak? Hoca sırıtarak cevap verir: Seni gidi seni cennete gitmek istiyorsun herhalde:):)

Vay hoca vay sana gelince cennet başkası olunca 3-5 sene ceza ne güzel vaazmış bu.

2)Düğün gecesi kızın babası damatla dalga geçiyormuş... Bakalım demiş aslanlar gibi gerdeğe bu gece mi gireceksin yoksa fareler gibi ertesi güne mi bırakacaksın. Damat gülerek cevap vermiş: Ben tilki gibiyimdir efendim dün gece girdim.:):)

Uyanık damat taşı gediğine iyi koymuş.

3)Kadının biri kocasıyla çarşıda geziyormuş. Vitrinde gördüğü bir saati çok beğenmiş, kocasından almasını istemiş, ama biraz pahalı gelmiş adama. Alamayız karıcım demiş. Bir kaç gün sonra adam kadının kolunda aynı saati görmüş.Çok şaşırarak bunu nasıl aldın? Demiş. Kadında yarım saat verdim bir saat aldım demiş...:):)

Kadın yeterki istesin. İstediğini elde etmek için hiç bir şey kadını durduramaz.

4)Tarkan ile sevgilisi mağarada iş başındaymış. Kurdu da onları izliyormuş. O sırada Bizans orduları saldırıya geçmiş. Tarkan hemen atıl kurt demiş. Kurtta:hep atıl, hep atıl bu ne ya zaten hiç katıl diyen yok demiş.:)

Eski Tarkan filimleri aklıma geldi. hani ateş yanar Kartal Tibet abimiz bizans güzeli ile halvet olurken köpeği kurt da ona bekçilik eder. Bu fıkrayı okuyunca o sahne gözümün önüne geldi.

5)Bir gün bir papaz yolda giderken rahibeyi görür, kiliseye gitmek için arabaya alır. Bacak bacak üstüne atan rahibenin güzelliğine kapılan papaz elini rahibenin bacağına atar, rahibe papaza 126, ayeti hatırlatır. Papaz eline çeker ve özür diler. Ama biraz sonra tekrar eline atar, Rahibe 126. ayet der ve papaz utanır. Sonunda kiliseye varırlar. Papazın ilk işi İncil’e bakmak olur. 126.ayette ''yukarılara çıkın orda daha güzel şeyler bulacaksınız''yazar....

Ya papaz efendi İncil'i böyle eksik okursan, böyle bir tarihi fırsatıda kaçırmış olursun.

6)Yaşlı dedeyle nenenin evleri ön ve arka olarak 2 bölümdür. Arka bölümü kiraya vermek isterler. Adam kiralık yazısına yapıştırıcıyı sürer ve sandalyenin üstüne bırakır. Kadın yanlışlıkla oturup poposun da ki kiralık yazısıyla çarşıya çıkar onu gören bir genç dalga geçmek için teyze sadece arka kısım mı kiralık deyince, Nene de: he kuzum ön taraf dedenle bize anca yetiyor der.:):)

Ah be Nene, Dedeyi de zor durumda bırakmışsın.Olacak şeymi bu.?.

7)Cem yılmazı bir kadın sünnet etmiş. Buna değinen cem yılmaz demiş ki: Ben bu kadın milletine hayret ediyorum. İnsan hiç bindiği dalı keser mi?:)

Cem Yılmaz, ünlü komedyenimiz taşı gediğine koymuş. Hey Cem abi şu sünnetcinin adresini bize de versen.
Belki bir gün lazım olur.

8)Tırnaklarını yiyen çocuğa annesi yememesini yoksa karnının şişeceğini söyler ama çocuk dayanama yinede yer.en sonunda annesi çocuğun eline lastik eldiven takar.sonra bir gün misafirliğe giderler.ev sahibi hamiledir.bunu gören çocuk dayanamaz ve kadına:ben senin karnının neden şiştiğini biliyorum der.kadın utanarak sorar:neden şişmiş bakayım?çocuk kendinden emin cevap verir: lastiksiz yedin di mi?...:)

Vay uyanık velet. Ne demişler? Çocuktan al haberi.!

9)Temelin hiç evlenmemiş kızı ölüyor ve Temel mezar taşına şunların yazılmasını istiyor: Bakire doğdu bir döne, bakire yaşadı çok sene, bakire öldü fakire, temel kızı Fadime... Mezarcı bu yazıyı çok uzun buluyor ve uğraşmamak için şunları yazıyor: Temel kızı Fadime, açılmadan iade:)

Kısaltma işte ben buna derim. Ne o öyle uzun uzun lakırdılar. Kısa ve öz açılmadan iade.

10) Temel efkarlı, efkarlı meyhanede rakısını içerken bunu gören Dursun yanına yaklaşmış.

-Ula Temel nicedir halini hiç beğenmiyorum. Derdin nedir? Diye sormuş.

Temel

-Boş ver ya demiş.

Dursun anlatması için ısrar edince, Temel,

-Bak demiş anlatırım ama kimselere söylemek yok demiş.

Dursun söz verince başlamış anlatmaya.

-Dursun biliyorsun birkaç yıl önce Afrika’ya ayı avı için gitmiştim. Günlerce aradıktan sonra ormanda ayı ile burun buruna geldik. Benim tüfekte o sırada arızalanmaz mı. Ben tüfeği atıp kaçar iken uçuruma yuvarlandım. Her tarafım yara bere içinde kaldı. Komaya girmişim. Ayı beni mağarasına taşımış. Günlerce yaralarımı yalayarak ve balla besleyerek beni iyileştirdi. Sonra da bana aylarca tecavüz etti. İşte bütün hikaye bu demiş.

Dursun,

-Üzülme Temel, demiş. O günler geride kaldı. Artık evlendin çoluk çocuk sahibi oldun

Temel.

-Demesi kolay bir de bana sor. O Afrika’da bense burada. Hasretlik kolay çekilmiyor Dursun.

(Son fıkra Vatan gazetesi Can Ataklı’nın 24.08.2008 tarihli yazısından alınmıştır.)

Bu fıkrada ben Ayının erkek mi yoksa dişi mi olduğunu çıkaramadım. Olayı bilen varsa lütfen ivedi olarak mesaj atsın. Yoksa meraktan çatlıyacam.

Gülmece kalın bolca gülün.

Saygılarımla.

Ali İhsan UĞUZ

 
Toplam blog
: 72
: 2174
Kayıt tarihi
: 11.04.08
 
 

3 Ocak 1958 doğumluyum. S.Muhasebeci Mali Müşavir olarak çalışmaktayım. Edebiyat ve sinema ilgim ..