Cemaat harcanırsa Türkiye uluslararası platformda neler kaybeder

Bence ‘tarihi’ bir nitelik taşıyan bu blog yazıma başlamadan önce itirafta bulunmayı ‘dürüst’ bir vatandaşlık borcu ve Milliyet Blog Ailesi’ne ‘saygım’ nedeniyle yapıyorum,

Her şeyden önce şu iyi bilinmelidir ki; Cemaat ve Hoca Efendi’nin avukatlığına soyunmuş ne bir ‘müridi’ ne de sıradan bir ‘sempatizanıyım.’

Sadece ülkemde olup biten olağanüstü sosyal sürece duyarlı bir sosyal bilimci aydın sayılabilirim.

Ben ülkemi en az sizin kadar seven, kendimi bildiğim gün Cumhuriyet ile tanışan sonra Milliyet ile devam eden, ‘sosyal demokrat,’ ‘laik,’ ‘hukukun üstünlüğü’ ilkesini savunan, cumhuriyetçi veAtatürkçü, inanç vefikir özgürlüğünü yaşam tarzı edinmiş, Müslümanlığımı kendine saklayan bir yurttaşım.       

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, atv ve A Haber Ortak yayınında Cemaate yönelik gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan, 17 Aralık 2013 itibariyle diline pelesenk ettiği önce ‘paralel devlet’ akabinde ‘paralel örgüt’ ve sonunda ‘paralel yapı’ kavramı ile yaşamının büyük bir bölümünde başta ‘medya’ olmak üzere toplumun tüm kurumları ve sınıflarını ‘ikna’ ve‘manipüle’ etmeye ve hatta ‘kandırmaya’ çabalamaktadır.

Ama neden?

Siz çocukluk günlerinizde yaramazlık yaptığınızda anneniz ve babanızın haberi olmamasını sağlamak amacıyla hiç onları başka konulara yönlendirmediniz mi?

İddialara göre Başbakan Erdoğan ve AKP hükümetinin bazı üyelerinin yaramazlıkları oldukça büyük olması nedeniyle ortaya çıkması nasıl engellenebilir veya ortaya çıkanların üstü nasıl örtülebilir?

Nasıl mı?

“Tavşan kaç tazıya tut.”

İşte 21. yüzyılda Türkiye’nin ‘en büyük sorunu!’

Başbakan Erdoğan ve ekibi 11 yıl’dır ve öncesinde Cemaat ve Hoca Efendi’ye her türlü desteği vermiştir.

11 yıl önce Mahkeme tarafından ‘tarikat örgütlenmesi’ devleti ‘şeriat düzeni’ temelinde yıkmak istemesi iddiasıyla soruşturma açılan Gülen Cemaati’ne ‘görevsizlik’ kararı verilmiştir

Ayrıca Rusya’da “Gülen Hareketine bağlı Türk okullarının Rus kültürüne tehlike unsuru oluşturduğu gerekçesiyle kapatılmak istenmesi Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanı olduğu T.C. hükümeti tarafından engellenmiştir.

Son üç dönem Milletvekili, iki dönem yerel seçimlerde ve özellikle referandum oylamasında; Gülen Cemaati AKP’nin destekçisi olmuş, böylece diyet borcunu ödemiştir.

AKP iktidara geldiği zamanCemaat’in Hizmet Okulları’ndan mezun olan, Fethullah Gülen’i ‘idol’ yapan yüzlerce bürokrat hükümetle birlikte çalışmışlardır.

Başta Balyoz veErgenekon davaları olmak üzere Özel Yetkili Mahkemelere Cemaat üyeleri tanıklık ve deliller için kaynak oluşturmuştur.                             

Başbakan Erdoğan her zamanki ‘narsistik’ ruh yapısı içinde Fethullah Hoca ve Cemaati ile gurur duymak yerine; Hoca Efendi’ye ‘sahte peygamberlik’ isnadında bulunacak kadar ileri gitmiştir.

AKP hükümetlerinin artık Hoca Efendi ve Cemaati ile işi bitmiştir.

Artık elden çıkarmanın zamanı mı geldi?

Başbakan Erdoğan sanki babasının çiftliğini yönetiyor; ‘ben yaparım,’ ‘umursamaz' tavrı ile tüm Türkiye adına konuşuyor, tüm Türkiye’ye meydan okuyor.

Başbakan Erdoğan, Başkan Obama ile yapacağı görüşme sonucunda halen ABD’de ikamet eden Fethullah Gülen hakkında, açılacak bir soruşturma kapsamında, ‘kırmızı bülten’ çıkarılmasının kolay olacağını ima ediyordu.

Başkan Obama’nın ‘kırmızı bülten’ talimatı vereceği MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı yok ki; CIA Başkanı John Brennan’ı var.      

Başbakan Erdoğan, Hoca Efendi’nin iadesini sınır kapısında sıradan bir vatandaşın iadesinin istenmesi gibi kolay sanıyor.

Eğitimdeki yaklaşık yarım asırlık deneyimi ile Gülen Eğitim Hizmeti dünyaya üç kıtada 250 milyon insana ulaşıyor.

Hoca Efendi modern dünyada fikir alışverişi yapma sürecinde; Başbakan Erdoğan’ın ayakları altında ezdiği ‘Milliyetçilik’ olgusunun korunmasını savunmaktadırBugüne kadar Türkiye’nin yurt dışında eğitim alanında ortaya koyduğu evrensel uygulamalar kültür emperyalizminin en geniş boyutlu ‘sosyal olgusudur.’

AKP hükümetleri Gülen Eğitim Hizmeti’ni ortadan kaldırmayı hedefliyorsa; ‘olumsuz’ sonuçlarını bu ülkenin insanlarının sırtına yükleyemez!

Dünyada hiçbir devletin veya özel sektörün üç ayrı kıtada ülkenin eğitim sistemi ile bütünleşebilen ve eğitim/öğretim kalitesi ile Türk kültürünü zirveye çıkaran başka bir sistem bulunmamaktadır.

AKP hükümetleri Türkiye’nin halkla ilişkiler(PR) çalışmalarında milyonlarca dolar yatırım karşılığında Türk kültürünün ‘spontane’  ve  ‘homojen’ tanıtımını yapabilir mi?

Konunun ‘ticari’ ve ‘dış politika’(diplomasi) kayıplarını Başbakan Erdoğan kendi cebinden mi karşılayacak?

Türkiye’nin dış politikasında ‘gönüllü’ olarak lojistik destek veren Gülen Hizmet Grubu’nun katkılarını başka hangi STK karşılayabilir?  

Sorarım Başbakan Erdoğan’a

Değer mi bu kibir?

l10.03.2014, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.