Cemaatler Türkiye'nin bir gerçeğidir

İzzet Şark İle Röportaj Bölümünün Bu Haftaki Konuğu Şahlanış Hereketi Genel Başkanı Murat Altun Oldu

 

Yüreğinde insan sevgisini, masasında Kuran-ı Kerim'i eksik etmeyen Şahlanış Hareketi Genel Başkanı sayın Murat Altun ile Şahlanış Hareketi'nin Genel Merkezinde dopdolu bir söyleşi gerçekleştirdik. Kalabalık bir topluluk tarafından karşılanan ekibimiz Şahlanış Hareketi mensuplarının yoğun ilgisiyle karşılaştı.

 

Yakın siyasi gelecekte ülke yönetiminde önemli kademelerde yer alacağını düşündüğüm, 7 dil bilen, iki üniversite mezunu aynı zamanda Avrupa Birliği uzmanı olan Murat Altun hem kendini hem de Şahlanış Hareketiyle birlikte gelecek planlarını anlattı.

 

Murat Altun kimdir ?

 

Kendimizi birinci ağızdan ifade etme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Murat Altun memleket sevdalısı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin maddi ve manevi kalkınmasını tamamlayıp medeni muasırlar seviyesinde en üst düzeyde yer almasını isteyen bu milletin bir evladıdır. Şahlanış Hareketinin kurucusudur. Evli 3 çocuk babası, turizm sektöründe yöneticiliğin yanı sıra siyasi faaliyetlerinden dolayı bir kaç firmaya danışmanlık yapan bir kişiyim. İki üniversite mezunu aynı zamanda Avrupa Birliği uzmanı ve şarkiyatçıdır.

 

Şahlanış Hareketi nedir, kimlerden oluşur ?

 

1990 yılında 19 arkadaşımızla birlikte dayanışmacı, toplumcu temeller üzerine Şahlanış Hareketi'ni kurduk. Bu yıla kadar Türkiye'de adeta bir pastanın dilimlerinin paylaşılması gibi Türkiye'de milliyetçiler, mukadderatçılar, sosyal demokratlar, solcular ve onun alt grupları olan ülkücüsü, devrimcisi, sağcısı, solcusu gibi bazı yapılar vardı. Şahlanış Hareketi bir ihtiyaçtan doğdu. Biz dedik ki, bu ayrışma temelleri olan bir ayrışma değil. Ne sağcılığın ne de solculuğun Türkiye'de bir temeli yok. Sağcılığın ve solculuğun çıkarsal ve çevresel olduğu gerçeğinden yola çıkarak bu hareketi başlattık. Şahlanış Hareketi bu iki kavramı ve diğer kavramları reddederek bir duruş sergilemiştir. Şahlanış hareketi alın teri ve emeğin istismar edildiği siyasi terimleri kullanmayan bir siyasi yapıdır. Şahlanış Hareketi sağcılığı ve solculuğu bugünkü anlatıldığı ve anlaşıldığı şekliyle muhafazakarlığı ve ne olduğu belli olmayan ulusalcılığı reddeder. Biz milletimize yakışan tamamen yerli ve milli bir yapı içerisinde dayanışmacı ve toplumcu temelleri olan Şahlanış Hareketi'ni milletimize öneriyoruz. Şahlanış hareketi parçaya değil bütüne taliptir.

 

Şahlanış Hareketi'nin logosuyla DYP ve DP logoları arasında benzerlikler var bunu nasıl açıklıyorsunuz ?

 

Şahlanış Hareketi ismiyle ve amblemiyle herhangi bir siyasi partiyle doğrudan ya da dolaylı bir ilişkiye sahip değildir. 1946 ruhu ve onun temsilcisi olan ama şuan o ruhun temsilcisi olamayan Demokrat Parti logosu hiç bir zaman şahlanan bir at olmamıştır. Bizim atımız Sultan Alparslan'ın, Köroğlu'nun, Yunus Emre'nin atıdır. 'Ya bu şehir beni alır ya da ben bu şehiri alırım' diyen Sultan Fatih'in kıratıdır. Bu atın gerçek sahibi biziz. Demokrat Parti çizgisinin efsane lideri Süleyman Demirel'in ifadesiyle kıratı kimseye kaptırmayız. Kırat bizimdir.

Neden başka bir partide devam etmek yerine Şahlanış Hareketi'ni tercih ettiniz ?

Senaryosu başkaları tarafından yazılmış olan Türkiye'nin daha fazla bu kirli oyuna maruz kalmaması için çok önemli bir gücü olan Şahlanış Hareketi'nin Türk siyasetine hakim olmasını istediğimiz için diğer siyasi partilere katılmadık. Mevcut tüm siyasi partilerin her biri bütünün bir parçasına taliptir ama biz bütüne tahlibiz.

 

Şahlanış Hareketinin siyasi gelecekteki hedefleri nelerdir ?

 

Türkiyede 2 kademeli seçim olsun istiyoruz seçimlerdeki baraj ortadan kalksın istiyoruz hem millet vekilleri hem de senato ile 2 meclisli bir yapı ön görüyoruz. Bugün 550 vekil var biz 300 kişilik bir temsilciler meclisi bir de 150 kişilik çeşitli sahalarda tecrubesi olan insanlardan, bir de kanunların yapılacağı yasama, yürtme ve yargının ayrılığı ilkesini benimseyecek bir senato ön görüyoruz. Şahlanış Hareketi yerli ve milli, ideal ve ülküleri olan yapılarla meclis içi ve meclis dışı kanaat önderleriyle görüşüyor. Şuan Türkiye'de fikir ve kanaat önderleriyle kapsamlı görüşmeler yaptık hedefimiz 2015 seçimlerinde yerli ve milli idealleri olan siyasi partilerin fedakarlık ve feragat temelinde bir araya getirerek Türkiye'de 1.2.3.4.'nün belli olduğu bu oturmuş ve muhattapları tarafından benimsenmiş yapıyı kırmak, dolayısıyla 5. aktörü Türk siyasetinde hakim kılmaktır.

 

Ak Parti iktidarıyla ile ilgili neler düşünüyorsunuz ?

 

1960'da yaşanan razaletin yeniden yaşanmaması 1971 muhtırasında ki ve 80 darbesinde ki, 28 şubatta ki insan şeref ve haysiyetine yakışmayan sahnelerin olmaması açısından Ak Partininde üst düzey yönetiminin ve yönetici kadrolarının biran an önce kendilerine gelmesi gerekmektedir. Toplumda çok ciddi bir öfke seli var. Malesef Ak Parti bu öfke selinin tarafı olmuştur. Ak Parti üç kez oyunu arttırarak iktidara gelen bir siyasi partidir ama yaptıkları açıklamalar çok rezildir. Başbakan ulusa sesleniş konuşmalarını orası başbakanın şikayet makamıymış gibi kullanıyor. Kabul edilebilir bir şekilde siyaset ortaya  koymuyor dün ak dediğine bugün kara diyen bir Ak Parti söz konusudur. Başbakan sayısız kere siyasi zikzaklar çizmiştir.

 

Daha önce Anıtkabir'in Yunan Tapınağına benzediğine dair bir iddianız olmuştu. Bunun için neler söylüyorsunuz ?

 

Anıtkabir, tıpkı Yahudilerin ağlama duvarı haline getirilmiş. Bu ülkenin en önde gelen liderleri bile gidip burada adeta ağlıyorlar. Anıtkabir, bulunduğu şekli ile de tapınaklara benzerliği mevcuttur. Türkiye'nin kurucusu Aziz Gazimiz Mustafa Kemal Atatürk'e ve toplumumuzun örf ve adetlerine bu adeta haksızlıktır. Anıtkabir ile Yunan tapınakları arasında hiçbir fark yoktur. 1938 yılının 10 Kasım günü ebediyete intikal eden aziz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1957 yılında vefatından yıllar sonra O Büyük Lider'in manevi şahsına, temsil ettiği davasına açık hakaret saydığımız Yunan akropol tapınak mimarisi şeklinde yapılan bugünkü ‘Anıtkabir'e şiddetle karşıyız. Büyük Lider Aziz Gazi Mustafa Kemal Paşamızın ebedi istirahatgahının hep savunduğu, uğrunda ömür tükettiği Türk Kültürü motiflerine ve mimarisine uygun, bin küsur yıllık fergana, semerkant, taşkent izlerini, kültür kodlarını taşıyan şanına uygun Anadolu Selçuklu Kümbet mimarisi tarzında şanına yakışır yeni bir Anıt Mezar yapmak, büyük Türk milletine Şahlanış Hareketi olarak sözümüzdür.

 

Türkiye'de iktidarlar üzerinde bir cemaat baskısı olduğuna inanıyormusunuz ?

 

Cemaatler Türkiye'nin bir gerçeğidir. Onları yok saymak ne kadar yanlışsa onlara siyaset mekanizmasının fonksiyonlarını yüklemekte o kadar yanlıştır. Biz bütün cemaatlerle dialog halindeyiz ama herkesin etki alanı farklıdır. Sayın başbakan beni çok şaşırtıyor diyor ki, 28 Şubat postmodern bir darbeydi bu da dostmodern bir darbe, dost modern derken açık konuşalım bir burdan okyanus ötesi falan demiyoruz. Fethullah Gülen Hareketini kastederek Gülen Hocaefendi'nin cemaatini kastederek siz bize darbe vurdunuz, arkadan hançerleniniz diyor. Böyle bir kadrolaşma olduysa 11 yıldır iktidardasınız neden görmediniz, dün bu kadrolaşma işinize geliyordu bugün neden bu kadrolaşmanın karşısındasınız. Fidanımı harcatmam diye Mit müsteşarıyla ilgili özel kanun çıkardınız. Suçsuzluğuna inandığınızı söylediğiniz genelkurmay eski başkanı İlker Başbuğ için neden bir kanun çıkarmadınız. İlker Başbuğa yapılanlar bizi yaralamaktadır diye samimi olmayan beyanatlar bulunuyorsunuz. Gençlik ve spor bakanlığının, spor salonlarını ve stadlarını cemaatlerin hizmetine açtınız. Kapanış töreninde dön artık diye hocaefendiye seslendiniz. Ben sayın başbakanı samimi olmaya davet ediyorum.

 

Son olarak neler söylemek istersiniz ?

 

Türkiye'de muhalefet her zamankinden daha yetersiz kalmıştır. Çare olarak ortaya çıkan herkes şaibelidir. Mhp'ye yavru muhalefet diyorlar bu söz onlara mustahaktır. Milliyetçi Hareket Partisi'de iktidarın koltuk değneği olmaktan vazgeçsin. Şahsiyetli politika ortaya koysun. Gazi Mustafa Kemal'den sonra ki tüm siyasi hareketleri vicdan muhasebesine davet ediyorum. Sağda ve solda konumlanmış partileri bir program dahilinde bir araya gelme konusunda davet ediyoruz. Önümüzde ki günlerde Şahlanış hareketi yeni bir aktörü Türk siyasetinde aziz milletimizin takdirine sunacaktır. Muhalafet iktidarın can simidi haline dönüştü. Biz yapıcı ve çözüm yolları ortaya koyan bir muhalefet anlayışımızla gelcek yıllardaki iktidarlara talibiz..