- Kategori
- Edebiyat
Cemal Süreya'yı hacklediler
On gün kadar oluyor herhalde; Şahom eve elinde İş Sanat’ın programıyla geldi. 26 sında Cemal Süreya şiirleri dinletisi varmış. Gideriz, dedim. Ben yetişemem ama sen git. Tamam. Cemal Süreya’yı, şiirlerini çok seven bir arkadaşım zaten var. Pazartesi Avrupa’ya gideceğiz, şehre ineceğiz, Cemal Süreya’ya, şiirlere, yaşasın!
Sonunda dün de geldi, gelinceye kadar hacklenme problemini de getirdi. Tesadüf bu ya ben ve yoldaşım, şiir sever arkadaşım aynı hackcinin kurbanı olmuş gizli soruların cevaplarını patır patır dökmüşüz. Mail de bizim adlar kalmış sadece, kendimiz giremez olmuşuz. Sıkıntı. Windows aranacak, yapılması gerekenler yapılacak, acabalar kafada tilki misali dolaşacak.
Eeee peki, Cemal Süreya ne olacak?
Hacklenmek var dönmek yok.
Donkişot ve Sanço Panço misali koyulduk yola. (hangimiz sanço diye meraklanıyorsanız beni bozmaz S.Panço olmak, yeter ki herkes kendini Donkişot sanmasın; yetemem di mi?) Zorlu bir yolun ardından, dön baştan, dön baştanla sonunda geldik kulelere.
Şiir severler var
Hıncal Uluç var
Dekor bir teras kat var
Arkada güzel bir günbatımı var
Piyano var
Soprano var
Tenor var
Piyano, tenor ve sopranodan akan aryalar, cazlar var
Cemal Süreya’nın okunası, yaşanası şiirleri var.
El kadar kadınlar, giden gözlerini arayanlar, Güzinler…
Sahnede tecrübeli tiyatrocular var
Müthiş güzel sesleri var.
Onca varın arasında ruh yok be kardeşim, duygu yok.
Mütavazi çilingir sofralarımızda bile, o şiirler daha içten, daha dinlenesi okunuyor.
Ahh Cemal Süreya, olmaz ki, bu sana yapılmaz ki!
Şimdi kalkıp gidersin sen, şiirlerini de alıp.