Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '19

 
Kategori
İlişkiler
 

Çember

Başlangıcı ile sonu aynı yer. Öyleyse ne diye bu kadar emek ettik tükenmeye? Nefes alışı zorlaştıran bır ağırlık var. Yine yazık ediyoruz. En ufak tartışma, savaş baltası, kılıç-kalkan ve de ok çıkartıyor. Sırtımızda sadak, kenarda bilediklerimiz de cabası. Nasıl da tahammülsüzüz...

Daha geçen gün hoşgörü dedimdi bir yerde. Şimdi yerim o hoşgörüyü. Üzerine giydirince oturacak lafımız olmayacaksa bir çay içelim bari. Herkes iç acısı kadar dökülsün. Sesin yüksek çıkmasının haklılığa oranı terstir biline. Hele ters ters konuşturacaksa çay kalsın.

Onca çabanın, taş üstüne taş koyarak adam etmenin, bu kütükten kalas, şu duvardan ev olur mu diye diye örülen hayalin tek bir sözle yıkılmasına buyrun. Tek bir söz ki, satır arası yok. Anlam yüklenecek ele gelir tek bir yanı yok. İşte bir harabe üzerinde gezen adamın tam olarak neye üzülmüş olabileceğinin derin, karanlık, nefes almayı zorlaştıran ağırlığı bu.

Derdin kederin sende kalsın. Kısacık bir an düşün. Cenaze namazı kılınan safın sonuna yetişebilmişsin, ıslak ayakların arkası bükülmüş ayakkabılarının içinde, sen daha adapte olamadan bitmiş namaz, içindeki çocuk abdestini çoktan bozmuş. Azıcık ağlayımlasana... Mızıkçılık etsene. Hakkını helal edip etmemeyi ticari zekana vursana... Nasıl bilirdinizi sosyal statüne indirgesene... Alakasız biri sordugunda dahi biz sadece arkadaştık desene...

İşte bu ve sair konular insan saçını beyazlatma noktasında birbiriyle yarışır. Bazen uzun bir yoldan geldim demenin anlamı olmaz. Hele ki yolun sonu sizi en başa getirmişse… Bu acıtan, boğan, diken üzerinde yolun kazanımı varsa eğer, kimseye güven duymamayı öğretmesidir. Böyle böyle soğuyoruz hayattan. Tanışma başlığı altında ilk içilen çay ve alacaklı bakış eşliğinde alnında yazıyormuş gibi ilişki süresi ve son kullanma tarihi devşiriyoruz. Başlamadan bitiriyoruz sonra.

Çemberin başı sonu aynı… Hiç bir şey yapmamakla tam teçhizat yol boyu çaba harcamanın eşitlendiği nokta… Birini çok sevebildikçe girilen geri dönüşsüz yol. Gelecek planı mı dediniz? Tüm planların deformasyonu kendi dinamiği içindedir. Belki de aşk “Sen kimsin de benim bu kadar kederlenmeme sebep oluyorsun?” diyememektir. Bu konu üzerine şiir yazılsa yeridir. Biz olsa olsa başedemeyince tartışmayı biliriz. Bağır çağır haklı haksız vurgusu yaparız. Yazık ederiz. Aynı kısır döngü, aynı silbaştanlar…

Çemberin içine ne kadar çok insan yığın etmişseniz yükünüz artmıştır. Bir bakın etrafınıza ne çok böyle hayatlar var. Yorulmadık mı belki bu farklıdır diyerek yaşanılan hüsrandan? Belki bakış açımızdı tüm bu incinmişliğin ortasında bizi durduran. Zincirleri kırar gibi çemberden dışarı çıkmanın, yüksek bir tepeden kendi küçük dünyamızı görmenin ve bunun için mi üzülmüşüm demenin zamanı gelmedi mi? Öyleyse ne duruyoruz?

(Kendini kısır bir döngü içinde hisseden ve döngüden dışarı adım atma cesaretini henüz kendinde bulamayanlara ithaf olunur.)

 

 
Toplam blog
: 10
: 205
Kayıt tarihi
: 13.04.17
 
 

Gönülden Sosyolog, araştırmacı şahsiyet, keyfine çalışkan arımaya. ..