Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '15

 
Kategori
Deneme
 

Çemberlerimiz, engellerimiz

Çemberlerimiz, engellerimiz
 

Orada, o denizin kenarında...


Bu denemede bir değişiklik yapıp şiirimi yazının içine bir yere koyacağım.

Başa konulduğunda çalışma şiirden ibaret sanılıyor. Sona koyduğumda çok da güzel olmuyor.

Bu kez de diyeceğimi şeyi hem şiir, hem metin olarak ifade etmek istiyorum.

Diyeceğim şey önemli.

Çok sayıda insanın kendi çizdiği çemberin dışına çıkamadığı için bilerek ya da bilmeyerek büyük acılar yaşadığını dile getireceğim.

Çok sayıda insanın o tuttuğu takımı bırakamayan, bırakmayı ar sayan taraftarlar gibi küçük ve bir kısmı gerçekte çok da anlamlı olmayan kurallara, ilkelere, inançlara, alışkanlıklara, fikirlere bağlanıp kaldığını, o bağlandığı yerden başlayarak çürüdüğünü; pek çoğunun da çürüyerek oradan sonsuzluğun boşluğuna düştüğünü; bunu görmeyenlerin, görmek istemeyenlerin, görmezden gelenlerin de bugüne kadar derli toplu dile getirmediğini, önlem almadığını; görenlerin büyük bir kısmının da aldırmadığını yazacağım.

İşe şiirle başlayacağım. Başlarken izninizle sizi de sahnenin içine çağıracağım.

Şimdi bu satırların yazarını orada, o denizin kenarında bir bankta; sizden habersiz, arkası size dönük oturmuş olarak düşünün. Denize bakarken sizin de işitebileceğiniz bir ses tonuyla şu dizeleri okuyor;


Ne çiçekler gördüm,

Yağmurdan uzak durmuş,

Kurumuş.


Ne rüzgârlar gördüm,

Öpmeye çalıştığı ceylanın,

Korkulu rüyası olmuş.


Çöle vurup kuma gömüleni de,

Deniz fenerini söndüreni de,

Vakti geçmiş izleri süreni de,


Ne insanlar gördüm,

Dolanır durur

Boynundaki ipin ucu elinde.


Sonra yine o sıcak günde; çam ağaçlarının gölgelerinde denizden esen serin rüzgârları yüzünüzde, saçlarınızda hissederek düşünün bütün bunların ne anlama geldiğini.


Eve dönüş yolunda da düşünün. Akşam yatarken de, sabah kalkarken de düşünün.


Aklınıza önce katı kuralları olan, çocukluğunuzda size yönelttiği talimatları eksiksiz yerine getirdiğiniz dedeniz ya da nineniz gelebilir. Hem içiniz ürperir, hem de saygıyla anmış olursunuz onları.


Alkol, kumar, uyuşturucu bağımlılıkları olduğu için hayatları zehir olmuş tanıdıklarınız, yakınlarınız gelebilir.


Davam, ideolojim diye diye kendi şahsına hiçbir çıkar elde etmediği halde bir şeylere sahip olduğu değerleri harcayan; bazen çok kötü kullanılan; ömrünün en güzel yılları hapislerde çürüyen tanıdıklarınız gelebilir.


Fikirlerini ya da inançlarını başta çocukları olmak üzere insanlara zorla benimsetmeye çalışan, karşısında direnç bulduğu zaman da yıkılan, kahrolan, isyan eden; hasta olan babalar, anneler gelebilir.


Çocuğumun ya da çocuklarımın üzerine evlenmem diyen, gencecik yaşta dünyanın yükünü sırtına alan, ölünceye kadar o inatla devam eden dul kadınlar gelebilir.


Tek evladını kendi kurallarına göre yetiştirme derdindeyken hem kendini, hem çocuğunu hem çevredeki herkesi sıkboğaz eden anneler gelebilir.


Temizlik ve düzen hastası anneler de gelebilir.


Ülkesine, bayrağına, dinine, mezhebine, etnik kökenine bağlılığı her şeyin önüne koyup o kavramı kendince anlamlandırıp; doğru ya da yanlış kendi fikirlerine inançlarına sımsıkı bağlanıp diğer her şeyi dışarıda koyan, kendi dünyasında sorunsuz yaşadığını zannederken gerçekte pek çok sorunun odak noktasında bulunan insanlar gelebilir.


Hiçbir şeye inanmayan, türlü türlü bunalımlar yaşayan, her an beklenmedik sorunların kaynağı olma potansiyeli taşıyan rüzgâr önünde savrulmasıyla tanınmış inançsız, amaçsız, yönsüz insanlar da gelebilir.


Ben köyümden, kasabamdan, kentimden kopamam, ben baba mesleğinden kopamam, ben falanca güzelden ya da yakışıklıdan kopamam; şundan kopamam, bundan kopamam deyip bir yerlere sımsıkı yapışmışken küçük kalanlar gelebilir.


Bu yazının asıl işaret ettiği şeylerden biri iken burada ifade edilmemiş başka şeyler de gelebilir.


Ya da, hiçbir şey gelmez; bütün bu anlatılanlar size saçma gelebilir. :)


Ben sadece bir yazı, bir şiir yazdım ve size bir teklifte bulundum.


Her türlü karşılığa saygım var.


Okuyup düşünen de olabilir, okuyup düşünmeyen de, okumadan bakıp geçen de.


26.07.2015

09:31:59

NOT: Diğer şiirlerimle ilgilenebilecek arkadaşlar için web adresi:: http://www.antoloji.com/sahbettin-uluat/siirleri/

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..