Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '18

 
Kategori
Tarih
 

Çemberlitaş’ın Altında Hz. İsa’nın Kutsal Emanetleri Hala Duruyor mu?

Çemberlitaş’ın Altında Hz. İsa’nın Kutsal Emanetleri Hala Duruyor mu?
 

Nazan Şara Şatana Çemberlitaş


Topkapı Şifresi kitabımı yazarken, Çemberlitaş altındaki odada Hz. İsa’ya ait kutsal eşyaların gömülü olduğunu yazmıştım.

1918 yılında İstanbul işgal altında iken Vatikan’dan bir grup rahip, Çemberlitaş’ın yakınındaki Vezirhan’dan oda kiralamışlar. Buradan tünel kazıp Çemberlitaş’ın altına gitmek isterlerken yakalanıp sınır dışı edilmişler.

Çemberlitaş’ın altında kutsal eşyaların olduğu ile ilgili tarih boyunca söylentiler hep olmuş.

Birkaç yerden alıntılar yaparak bazılarını sizlere aktarmak istiyorum.

Hezarfen Hüseyin Çelebi, 1670 yılında Kitabu tenkih-i tevarihu’l-müluk adlı eserinde, Çemberlitaş’la ilgili neler yazmış.

Bizans İmparatorunun Validesinin namı ki Helena nam hatundur. Kudüs-ü Şerif ziyaretine varup Kamame nam kilisayı bina eyledikçe, Hıristiyanların itikadınca Yahudiler’in Hazret-i İsa’yı üzerine gerdikleri salibi ve eline ve ayağına vurdukları mıhları (çivileri) ve bazı mucizeyere ait eserleri Yahudilerden alup oğlu Konstantin’e hediye getürdü. Ol dahi, tazim ile alup, hazinesinde sakladı.

Sonra zaman ile hatırına geldi ki, bizden sonra gelen melikler, caiz ki, bu mübarek eserlerin kadrini bilmeyüp saygıda kusur ideler, yahut saklamayup yabana atarlar.

Büyük günah ola. Emreyledi ki: Yerin altında kargir ve metin bir hücre bina idüp, ol hücrenin içine mezkur asarı koyup saklayalar. Sonra üzerine halen mevcut olan kırmızı amudu alamet için kodu."

Fardis Efendi, Mecmua-i Fünun dergisinde şöyle yazdı:

"Çemberlitaş’ın kaidesi altında Hıristiyanlar için saygıya değer bazı eski eserler gömülüdür.

Bu sebepten ilk devirlerde halk burasını çok kutsal bir yer olarak sayardı.

Yılda bir defa büyük halk kitleleri etrafına giderek ziyaret ederdi."

 

Babıáli Tercüme Odası kátiplerinden Fardis Efendi:

"Çemberlitaş’ın gerçek adı ’Konstantin Sütunu’dur. Etrafında çemberler bulunduğundan Türkler, Çemberlitaş demektedirler. Civarında birçok yangınlar meydana geldiğinden siyahlanmıştır. Bu yüzden Avrupalılar ’Yanık Sütun’ derler. Bizans döneminde ise ’Somaki Sütun’ adı ile anılırdı.
Bu sütun Dikilitaş gibi yekpare olmayıp 8 kızıl somaki taş parçasından mürekkeptir. Her taşın çevresi 33 ayak ve yüksekliği 10 ayak 9 parmaktır. Sütunun yüksekliği yaklaşık olarak 90 ayaktır. Her parçasının üst tarafından defne dalı şeklinde kabartma pervazlar vardır. 
Sütunun üstüne Apollon’un heykeli konmuş ve bazı sembollerin ilavesiyle İmparator Konstantin’e benzetilmiştir.
Diğer taraftan şu kitabe oyulmuştur:

’Ey cihan mülkünün hükümdarı olan İsa, şu mahkumeni, saltanat asasını ve Roma devletini sana vakfü takdim ve himayene tevdi ettim. Bunları afetlerden koru.’

Adı geçen küre 407 yılında, asa 541’de vuku bulan depremden, heykel ise daha sonraki devirlerde şiddetli bir rüzgárdan yere düşerek parçalanmıştır. Çemberlitaş dikildiği vakit 8, bir rivayete göre ise 10 parçadan ibaretti.

MS 1080 yılında isabet eden bir yıldırımdan sonra iki-üç parçası yere düşmüş, bu olaydan 70-80 yıl sonra imparator Manuel Comnenes, düşen taş parçalarının yerine, bugün dahi tepesinde görünen mermer başlığı yaptırmış, üzerine bir de haç diktirmiştir.

İstanbul fetholunduktan sonra Çemberlitaş’ın üstündeki haç, Fatih Sultan Mehmed’in emriyle indirilmiştir.

Tarihçi Yılmaz Öztuna:

"Hazret-i İsa’nın gerildiği hakiki Haç’ın İstanbul’da Çemberlitaş’ın altında olduğu hakkındaki görüşü kuvvetlendirecek deliller mevcuttur.

Hıristiyan din adamı ise, Vatikan’ın İstanbul temsilcisi Padre Carotenuto:

"Haç’ın bir parçasının Kudüs, bir parçasının Roma’da ve üçüncü parçasının ise İstanbul’da olduğu doğrudur. Ama İstanbul’da nerede olduğundan emin değiliz"

Bütün bunları okuduktan sonra aklın karışmaması mümkün değil. Tarih boyunca bu konu hep gündeme geldiği gibi, bundan sonrada Çemberlitaş’ın sırrı olarak bilinecek.

Belki de o odalara girildi,

Belki de girilmedi.

Zaman bizlere neleri anlatacak.

Bekleyelim görelim. Biz yazarlar için İstanbul başlı başına tarih ansiklopedisi gibi, konu bulmakta asla zorluk çekilmeyecek bir yer. Tek ki isteyin ve araştırın ardında yazmaya karar verip bilgisayarın tuşlarına Bismillahirrahmanirrahim diyerek başlayın.

 

Bir başka bilinmeyende buluşuncaya kadar hoşça kalın.

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....