Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '15

 
Kategori
Öykü
 

Cemile teyze

Cemile teyze
 

Ter içinde uyandı kadın yine aynı rüyayı görmüştü, Asım amca el ediyordu ona, ama bir türlü tutamıyordu ellerini.


Yıllar nede çabuk geçmişti, derlerdi ama inanmazdı kadın, neye inanırdı ki o, sanki tüketmişti adamı.

Yataktan kalkarken diğer tarafına göz attı yastık hiç bozulmamıştı, çarşaf düzenli duruyordu.


Ne kadar çok söylenirdi, gece savaş mı yapıyorsun yatakta bıktım bu dağınıklığından; oysa güler geçerdi, söylenmeleri bile aşk gelirdi adama.

Asım amca romantikti hiç eskimemişti ruhu, çok mücadele vermişti cemilesi için, o yüzden hiç yorulmazdı ondan.

Mahalleli çok severdi bu yaşlı adamı eski bir kitapçı dükkanı vardı evinden çıktığı gibi dükkanında çayını demler raflardaki kitaplarla kelam ederdi.

Sanki hepsinin dertlerini, sevinçlerini bilirdi.

Gençler dertleşmek için çalardı kapısını şiirler okurdu onlara aşkı anlatırdı;


aşk bakılmak ister, sulanmak ister sevgi ister, o bir hanım efendi o bir beyefendi görebileceğimiz en güzel gök kuşağı.

Es geçmeyin baharları çocuklar, özleyin isteyin çoğu zaman ayak izlerini takip edin.

Dilin zehrini lügata eklemeyin, kadın romandır, ana aslandır, adam koca bir gökyüzü, mevsimler şiiri damıtan tok bir adamdır.

Yalnızlık buruktur, elin çizgilerinde saçın beyazında dolaşır, lal olmuş dudaklarda hiç büyümemiş bir ağıttır.

Tütün sarardı her sohbetten sonra, geçmişin ve geleceğin düellosunu izlerdi pencerenin kenarında.

Bunlar neden anlaşamazlar iki kelam edip orta yol bulamazlar düşünürdü asım amca.

Cemileyi düşündü dertlendi, tıkandı unutuyordu kadın her şeyi, yaşlanmıştı, hastaydı, bir gün komşuya gideceğim diye çıkmış ve saatler sonra mahallenin gençleri getirmişti onu.

Cemile teyze komşusu Zeliha ya gidecekti yeni geline ziyarete diğer komşularda gelecekti neşeyle yürüyordu, bir sokak ötedeydi ev, yürürken düşünüyordu.

Asım sabah yine çok söylenmişti, zaten hep söyleniyordu, neyse bugün ciğer kavurur gönlünü alırdı.

Ne çok severdi adam, hemen okşardı yanaklarını güzelum derdi güzelum!

Ne güzelde bahar kokuyor oldum olası sevmişti kadın baharı, ayağının yanında hızla geçen kediye takıldı gözleri.

Çöpü boşaltan kadına baktı, pencere kenarında ağlayan çocuğa gülümsedi.

Keder kışa kaldı aşk bak baharda,çocuk şu gördüğün mavi gökyüzü, sen hep yanımda, bense geçmişten kalma bir aşık.

Off dedi cemile teyze karıştırdım böylemi derdi Asım ! beni de kendine benzetti, birden garipleşti, içindeki her şey durdu.

Kalakaldı öylece, zaman durdu yıllar aylar günler silindi kış mıydı, bahar mıydı bilemedi.

Kimdi o, burası neresiydi sanki bir siyahtı ya da beyaz neydi korkunun bile ne olduğunu tahayyül edemiyordu.


Ağlamaya ve de üşümeye başladı gündüzdü lakin geceydi gözleri,ayakları şımarık bir çocuk gibi yalpalıyordu.

Baş örtüsünü çekiştirdi boğazına taşlar dizilmiş eğri büğrü bir imla kırık yamalı cümleler devşiriyordu içinde.


Diz bağları çözüldü bir anda yere yıkıldı beyninde bir kör düğüm ve açamıyordu bu düğümü kime neye seslenecekti bilmiyordu ,korkmuştu usta bir katil girmişti ruhun.
içine gel git salmıştı, harfleri, sesleri çalmıştı ona sadece ağlamak kalmıştı.

Asım amca yanındaki gençlere baktı ne olmuştu eşine yol arkadaşına neden umarsızca ağıyordu neden suskundu kelimeleri neden gülmüyordu yanakları gözleri,hangi şafağa teslim olmuştu sevdiği.

Doktor bunun arada sırada olacağını söyledi evet kendini bir çölde gibi kaybedecekti kadın kaybolacaktı, çoğu zaman geçmişte bir anıyla bir resimle geri gelecekti.

Geri gelsin de o bana yeter dedi.


Cemile teyze çayı demledi zeytin peynir masaya koydu, ekmeğe baktı, ekmek sepetindeki ekmek kurumuştu karıncalar geziyordu içinde.

Off dedi kadın Asım yine açık bırakmışsın ağzını,gül kokusu geldi burnuna bugün ağrısı yoktu şaşırdı kadın.

Ellerine kaydı gözleri, katmer katmer derisi hiç düşünmezdi bir gün yaşlanacak,kırışacak gençlik baki sanıyordu o. Aslında gençlik her an ihanete hazır bir yabancıydı.

Dost olan yaşlılıktı sıcaktı yalındı etkisizdi, kar gibiydi beyazdı.

Kavgasız yaşamak , katmer bir yalnızlık, özlem ayrılıklarda gizliydi,değişim hızlı bir misafirdi.

Acılar ağır giyiniyordu ama yalnızlık çabuk soyunuyordu bu değişimde.


Evde kızgın bir sessizlik hakimdi sanki sofiler dolaşıyordu odalardan odalara,acı damıtılıyor ama tekrardan doğuyordu ,gül kokusu gitmemişti, sıcak bir ekmek kokusu çalındı burnuna.

Yaşamak bir o kadar çabuktu, durdu Cemile teyze bir mengeneye sıkışmıştı akşamdan içtiği incir suyuydu genzini tıkayan, eli kınalı nazlı gelin hamuru yoğuran.

Ekmek kokusu çoğaldı, düşündü kadın gördüğü rüyayı, Asım dedi, fatihalar okundu sessizlikte.

Hava soğudu o anda, tekrar ısındı iğneler batIyordu bedenine evine duvardaki fotoğraflara baktı,tekrardan baktı ,alyansına.

Elleri okşadı oturduğu yeri evet bu sefer şekiller kaybolmamalı ve hafızası gitmemeliydi, küsmemeli zaman.

Düşünceler ihanet etmemeliydi her şeyi bilmeliydi,giderken kaybolmamalıydı bilerek görerek geçmeliydi zaman aralığından.

Giderken geri gelmemeliydi, rotası düzgün olmalıydı ,naftalin kokmalıydı ölüm, çürümemeli bedeni.

Kabirde bir incir ağacı söğüdün arkası çeşme, mezarcı sulasın beni.

Kurumasın bedenim diş geçirmesin böcekler içimdeki yaraya.

Yaram benim sahibi benim.

Yıldızlar yağsın üzerime geceyi bileyim.

İki çiçek dikip sulayın sevdamı göreyim.

Asım dedi kadın asım geliyorum tut beni sanki sarhoştu bedeni bir yorgunluğun son perdesini yaşıyordu.

Ruh peki demişti, dili bekliyordu son görevi nefesi fukara kesilmişti içindeki yalnızlığa çileler otobüsü doldurmuştu.

Koltuklar perdeler nazlı bir gelin gibi sessizliğe soyunmuşlardı gül kokusu arttırıyordu,pazar günleri yoktu, son kalan bir cuma vardı.

Karlı tepeler çok gerideydi mahalleler çocuklara teslimdi, ağır ağabeyler tutuyordu tabutu.

Ömrün miladı dolmuştu çoktan sessizlik sesi dövüyordu.

Toprağı deşen yaşanmışlık, ölüm sadece kelimeydi.

Bilmezler ama kalanlar korkulara saplanmış ölümlüydü.

Bu ölüm var ya iyi bir ebeydi!

Hatice Nilüfer Dirilen

 
Toplam blog
: 24
: 217
Kayıt tarihi
: 06.08.12
 
 

Ben sevgiye ve iyiliğe güvenen, bu hayatta en güzel şeyin mücadele ve hayallerinin peşinden gitme..