Cemiyet adamı olmak

Demokratlık, Laiklik, Hukuka İnanç ve Sosyallik, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel özellikleri, Aziz Milletimizin de vazgeçilemez erdemleridir.

Anayasamızın hemen İkinci Maddesinde yer alan bu nitelikler, asırlara dayalı kültürel kazanımlarımızdır. Aynı zamanda çağdaşlığın, Cemiyet Adamı olmanın şartlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ne Milletler Cemiyetinin şerefli bir üyesi olma hakkını veren, vatandaşlarını şereflendiren yine bu niteliklerdir.

Dolayısıyla; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her ferdin bu nitelikleri bütünüyle içselleştirerek Devletinin ve aynı zamanda Milletler Cemiyetinin şerefli bir üyesi olmak gibi bir yüce sorumluluğu vardır.

Demokrat olduğumuzu söyleyebiliriz; laikliğin erdemine ve hukukun üstünlüğüne inandığımızı, hatta sosyal olduğumuzu da söyleyebiliriz. Fakat Demokratlığı, laikliği, hukukun üstünlüğünü ve sosyalliği ayrılmaz bir bütün olarak kabul edip tümüyle içselleştirememişsek, tek tek ele alındığında ne demokrat, ne laik, ne hukukun üstünlüğüne inanmış ne de sosyal olabiliriz.

Bu erdemlerden herhangi birinde zafiyet gösteren bir fert, Cemiyet Adamı asla olamaz, ancak bir Cemaatin Mensubu olabilir.

Unutulmamalıdır ki;

Her türlü telkin ve yönlendirmelere açık Cemiyet Adamı olamamış kuru yaprak misali insanlara, ne rüzgarlar ne ağaçlar ne su ne de toprak saygı duyacaktır.