Cenaze Dediğin Bir Namazlık Saltanat

Ölüme değiniyorum yazılarımda iki de bir. Önce Sayın Erdal Ceyhan'ın ani vefatı derinden sarsmıştı beni. Dün de bir büyüğümü cenazesinde ebediyete uğurladım. Trabzon Maçka'dan bir babayiğit genç çıktı ortaya, 15 yaşında. Adı Eren Bülbül. O da uçup, gitti bu diyardan.

Amacım sevgili Eren'in şehadetini sıradan ölümler gibi ele alıp, değerini düşürmek değil. Çok az kişiye nasip olur, belki böylesi bir kahramanlık. Biraz da dün bulunduğum cenaze ortamından kalma bir ruh haliyle yazıyorum, bugün bu iç karartıcı satırları.

70'inde olsun, isterse daha 15'inde gelsin her ölüm; ani ve zamansızdır. Yaşımız, hayatımız epey yol katetse bile; gerek kendimiz gerekse sevdiklerimiz için hayatta gerçekleştirilecek daha çok işimiz olduğunu düşünür ve ölümü her daim zamansız addederiz. İleri yaşına bağlı hastalığından ötürü yaşamından artık umut kesilenlerin bile, nihayetinde ardlarında bu ani gidişlerine hüzünlenecek, kahrolacak yaşlı gözler kalır. 

Eren için de erkendi ölüm. Hem de çok erken. Dolu dolu yaşayacağı yaşları, gerçekleştireceği hayalleri vardı daha. Vatani görevini yerine getireceği yaşa bile gelmemişti henüz. Bir ukde de kalmıştı içinde üstelik. Hayatında O'na; 'İyi ki Varsın Eren' diyen biri dahi olmamıştı. Belki O duymadı, hissetmedi ama Trabzon Maçka'daki terör saldırısında yaptığı son büyük kahramanlık, gösterdiği son büyük cesaret bütün yurtta onbinleri; 'İYİ Kİ VARDIN EREN!' diye haykırttı hep bir ağızdan. 

Eren Bülbül'le birlikte o hain terör saldırısında Jandarma Başçavuş Ferhat Gedik de göçüp, gitti bu diyardan. Daha 38'inde. Evli miydi, çocukları var mıydı; bilmiyorum. Ama zamansız oldu gidişi. O'nun da hayalleri ve yapacakları vardı daha. Tıpkı Eren gibi. Ve tıpkı diğer zamansız göçüp, gidenler gibi. Bir önceki yazımda yeniden andığım sevgili Turgut (Erbek) Bey, Nergiz (Suzan Şanlıalp) Hanım, Mustafa (Mumcu) Bey... gibi. Ve daha dün maaile ahirete yolcu ettiğimiz eski apartman komşumuz amcam gibi. Yaşları iyice ilerleyip de, sağlık durumları  alarm veren ve artık yataklarından da kalkamayacak duruma gelenlerin bile ardlarında tamamlayamadıkları bir işleri ve gerçekleştiremedikleri hayalleri vardır mutlaka. Buna inanıyorum ben.

Cenaze yine her zamanki gibi tahtında, musalla taşında.* Soruyor namazı kıldıran hoca, cemaate 3'er kere peş peşe;

'Merhumu nasıl bilirdiniz?' ve 'Hakkınızı helal eder misiniz?' diye.

İYİ BİLİRİZ EREN'İ, İYİ BİLİRİZ FERHAT BAŞÇAVUŞU

İYİ BİLİRİZ EREN'İ, İYİ BİLİRİZ FERHAT BAŞÇAVUŞU

İYİ BİLİRİZ EREN'İ, İYİ BİLİRİZ FERHAT BAŞÇAVUŞU

***

HELAL OLSUN SANA EREN, HELAL OLSUN SANA FERHAT BAŞÇAVUŞ

HELAL OLSUN SANA EREN, HELAL OLSUN SANA FERHAT BAŞÇAVUŞ

HELAL OLSUN SANA EREN, HELAL OLSUN SANA FERHAT BAŞÇAVUŞ

ve diğerlerine.

*35 YAŞ, Cahit Sıtkı Tarancı.