Cenazeler üzerinden siyaset yapma çirkinliktir

Maalesef -daha bir süre- analar ağlayacaktır.

Babaları, sevgilileri, eşleri, dostları, çoluk çocuğu katmıyorum.

Ülke bu hale getirilmişse, elbet bunun bir bedeli olacak ve ödenecek faturası önümüze konacaktır.

Netice acıdır; katlanılması zordur, fakat... Bu mücadelenin verilmesi ve "vatan"ın yeni baştan kurtarılması zorunludur, şarttır.

Sorun, ülkenin bu duruma nasıl getirildiğindedir.

Hendeklerin nasıl kazıldığında, her köşe bucağın bir mayın tarlası haline getirilmesinde, tuzak-bombaların özenle yerleştirilebilmesinde ve bunca silah, cephanelik ve savaş-parasının nasıl ve kimlerden temin edildiğindedir.

"Barış Süreci" adı verilen siyasetin çizgisinde tüm savaş elementlerinin nasıl olup da konuşlandırılmasındadır.

Buna izin veren, göz yuman yetkililerdedir.

O yetkileri emir-komuta zinciri altında yönetip, yönlendirenlerdedir.

Barış süreci gerçekte bir savaş hazırlığı olarak kullanılmış ve kullanıma açıkça izin ve icazet verilmiş, desteklenmiş ve yol verilmiştir.

Valilere, kaymakamlara bu yönde talimatlar yağdırılmış, Türk Silahlı Kuvvetlerinin doğal reflekslerinin önüne geçilmiş... Ve sonunda, ortaya işte böyle bir tablo çıkmıştır.

Bu gün şehit cenazelerine ulusça ağlıyoruz.

"Kanı yerde kalmayacak" nutuklarını dinliyoruz ve düşünüyoruz...

Çünkü düşünmek zorundayız.

Sorunu doğru olarak teşhis etmeden hiçbir yere varamayız.

Hiçbir yere varamazsak da, ağlayıp dururuz.

Bugünün koşullarında şehit cenazeleri olacaktır.

Hedef mümkün olduğu kadar az kayıpla "vatanı" yeniden kurtarmaktır.

Bu konu istismar edilmemelidir.

İnsanların acıları üzerinden siyaset yapma çirkinliğine düşülmemelidir.

Siyaset, bütün bu olan/bitenin nedenlerini halka anlatma çizgisi üzerinde yoğunlaşmalıdır.

Doğru olan budur; gerçekçi olan budur.

Ülkeyi yeniden aydınlık bir çizgiye, barışa, adalete ve sosyal devlet mertebesine ulaştıracak olan bu siyasettir.

Bu siyaset üzerinde emek harcamak ve düşünmektir; çok düşünmek...

@farukhaksal42

www.soruyusormak.com