Cennet’ten köşelerimiz: Antalya-Aspendos ve Dolphinland

Antalya çok sıcak bir şehir, özellikle Ağustos’ta nefes bile alamıyorsunuz. Durduğunuz yerde şıpır şıpır ter damlaları iniyor yüzünüzden. Bu nedenle şehri gezmeye gücümüz yetmedi.

Aspendos’ta Anadolu Ateşi’ni görmek için Side’deki ‘Ora Turizm’ şirketinden yer ayırdık. Onlar ulaşımı da temin ediyorlar, bu nedenle daha ekonomik oldu. Ama diğer tur şirketleri de var tabi.

Aspendos’a geldiğimizde gösterinin başlamasına bir saat olduğu halde, hemen hemen üç saat öncesinden binlerce kişinin içeriye alındığını görünce bir şok yaşadık. Biletler numarasızdı. Dolayısıyla herkes istediği yere oturmuştu.

Biz ikisi çocuk altı kişi olduğumuzdan ve kalabalık nedeniyle birbirimizi kaybedebiliriz endişesinden, beraber oturmak isteyince, keçi gibi en tepelere tırmanmak zorunda kaldık. Annemin dizlerinde ağrılar vardı. Onun için zor oldu ancak bizim için de çok zordu. Hayatımda ilk kez bir gösteri için dağcılık yaptım.

Bence Aspendos her nekadar 5000 kişi alıyorsa da yaşlılar ve çocuklar için tehlikeli bir yer. Bu tür gösteriler için uygun değil. Eğer şanslı olup da önlerden yer bulursanız, büyüsünden sözedebilirsiniz fakat bizim için bayağı tehlikeli bir deneyim oldu.

Yine de siz “ Ne olursa olsun, beni korkutamazsın. Gidip seyredeceğim.” diyorsanız tırmanma takımlarınızla, minderinizi götürmeyi unutmayın.Rahat ve spor ayakkabılar giyin. Kıyafetinize özenmeye gerek bile yok. Kimsenin can havlinden birbirini görecek durumu yoktu yani… Düştüm düşüyorum derken gösteri bitiveriyor.

Allah’tan biz bu harika şovu İstanbul’da Maydanoz Showland’de ön sıralardan seyretmiştik daha önceki yıllarda. Birkaç detay hariç fazla bir değişiklik yoktu. Bir tek şey biliyorum Aspendos’ta bu koşullarda gösteri ya da konser izlemeye bir daha gitmem. Önce dağcılık eğitimi almam gerekiyor.

Londra’ya dönmeden bir gün önce Antalya’ya son kez gittik. Çünkü kızımız tam üç yıldır “Ben yunuslarla yüzmek istiyoruuuuuuuuum” diyerek başımızın etini yemekte tabiri caizse…Daha fazla oyalayamadık. Antalya’da Konyaaltı Plajı'nda, Piramit’in yakınında Dolphinland var. Efendim dolphin, Yunus’un İngilizcesi oluyor, bu dili bilmeyenler açısından aydınlatalım diye söylüyorum. Dolphinland’i Yunusülkesi gibi çevirmek de mümkün.

Giriş ücretli. Yunuslarla yüzmek için epeyce tuzlu bir rakam ödüyorsunuz ama diğer ülkelerden biraz daha azmış, eşim öyle söyledi. Öncelikle Ruslardan oluşan üç kişilik bir ekibin sırayla bir fok balığı, iki yunus balığı ve bir yavru beyaz balinayla yaptıkları inanılmaz gösterileri izledik. Yunuslar çok sevimliydi. Resim bile yaptılar ve bu resim açık arttırmayla satıldı.

Aklıma gelmişken Antalya’da gördüğüm Rusların sayısına inanamadım. Sanki bir Rus kenti olmuş. Alanya’nın Almanya olduğu gibi.

Gösteri bittikten sonra çocuklarımız yunuslarla yüzdüler. Sanırım bunu hayatlarının sonuna kadar unutmayacaklar. O kadar güzeldiler ki…İnşallah herkese nasip olur bu. En güzeli doğada görüp, onlarla yüzmek ama ne kadar güvenli olduğunu bilemiyorsunuz. En azından burada güvenle yüzdüler.

İşte böyle.. Elimden geldiği kadar sizi de tatilimize ortak etmeye çalıştım. Umarım buradaki bilgiler bu yerlere gitmek isteyenlere yardımcı olur.

Hemen her sene Türkiye’ye gittiğimiz halde sevgimiz ve hayranlığımız gün geçtikçe artıyor. Bir de fiyat denetimiyle birlikte özenli bir dürüstlük olsa, yani gelen turistlere sağılacak inek gözüyle bakılmasa ülkemiz dünyanın en güzel turist cenneti olur…