Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '13

 
Kategori
Şiir
 

Cennette yangın var

Biliyorum,

Bir gün sen de cam bir nesne gibi kırılacaksın

Üzerinde yürüyecekler çimen gibi ezileceksin

Adına gül diyecekler, dalından koparacaklar

Kokun enfes, renklerin muhteşem, vazoları süsleyeceksin

Ama dikeninden ayrıldın boynun büküldü

Bir kelebeğin ömrü kadar oldu ömrün, solacaksın...

 

Solmak canını acıtacak, başka bir şey olmak isteyeceksin

Örneğin:bir ağaç olayım gölgemde aşklar büyüsün

Dalımdan meyveler toplansın diyeceksin

Ama “meyve veren ağaç taşlanır” fikriyle taşlanacaksın

Bir kıvılcımla canın yanacak, külün arka bahçede saklanacak

Sen yine öksüz, sen yine yetim

Ve sen yine hiç bir şey olarak boşluğa asılacaksın!..

 

Hiçlik de boşluk da yakışmayacak sana

Kadın olmayı geçireceksin aklından

Kulağına aşk fısıltıları gönderen bir eşin olsun,

Sevip okşasın, değerini bilsin

Çocukların ardın sıra yürüsün isteyeceksin

Ve bu umutlarla yarınlara taşınacaksın...

 

Sonunda bir erkeğin duldasına gireceksin

Ama sevincin yarım, düşlerin alabora olacak

Bileklerinde zincir, sözlerin eksik, kalbin kırık

Sallanacaksın...

Yaşamadın, yaşattın, karşılığında ödüller aldın

Ezildin, yaralandın, yüreğin paramparça, şaşıracaksın...

 

Anaydın katlandın, sustun, yüreğine ağladın

Ama sonsuzu işaret etmedi bu gidiş, bu suskunluk

Dillendin: yeter insanım dedin, sesini yükselttin!

Kıymetin bilinsin, ruhun huzura ersin istedin

Hakkını aradın, sokak ortasında dayak yedin

Çocuklarının gözlerinde sorgulandın, kurşunlandın

Ecelsiz ölümü tanıdın, var mıydın, yok muydun

Hayalin mi, suçsuzluğun muydu ölen? Bilemedin!

 

Yanıtsız sorular ve ağlayan duygularla düştün yere

Bulutun attığı yağmurla ıslandın

Kadınlığın, analığın, insanlığın kanlar içinde toprağa karıştın

Huzur için çıkmıştın yola, geçmiş olsun bu yol sana...

Adın kadın, adın anaydı; bir yudumluk su, sevgi tadında

Bir kaşık lezzetli yemek, mutluluk adında

Bunlardı aradıkların ve bulduğunu sandıkların!..

 

Şimdi soruyorum sana:

Sen bu dünyaya niye geldin be kadın?

Hayat ne renkti, güneş ne zaman doğar, ne zaman batardı?

Mutluluk, sevinç ne demekti bildin mi hiç?

Cennetin cehenneme dönmeden gökkuşağını gördün mü hiç?

 

Rukiye Çelik

25 Mart 2013/ANKARA

 

 

İyilik bilmez bir zalimin elindeysen ucuzdur canın...

Cennette çoğaldıkça çoğalır yangın...

 
Toplam blog
: 145
: 243
Kayıt tarihi
: 26.12.08
 
 

Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmenin kızı olarak 10 Kasım 1953 yılında Posof'un ücra bir köyünde a..