Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Cep telefonunuz var değil mi?

Cep telefonunuz var değil mi?
 

“Bırakın yansın, ne işimize yarayacak ormanlar bizim? Tarla gerekli bize, ev gerekli. Kişisel gönencimizi artırmak değil mi önemli olan? Kaldi ki, buralar turizm bölgesi, biz bu ormanların yerine yazlıklar, oteller yapacağız. Babalar gibi satacağız buraları. Siz hala B2 alanlarını mı tartışıyorsunuz? Geçmiş olsun. O tartışma çok gerilerde kaldı. Bize yeni alanlar lazım. Devlet buraları ‘SİT’ alanı ilan ettiği için kızıyoruz ve yakıyoruz. Kime ne?”... Böyle başlamışız 9 Temmuz 2007 tarihli Milliyet Blog’daki “Dokunmayın Yansın” başlıklı yazımıza.

“Daha da yakacağız. Şu çatlak sesleri susturana kadar. “Ormanlar ülkemizin geleceği, çocuklarımızın emaneti” diyen münafıklar bıkana kadar. Yakacağız. Yakacağız ve kişisel çıkarlarımızı en üst noktaya çıkaracağız. “Toplumsal sahiplenme, bilinçlenme” zırvaları bitene kadar yakacağız. Geçin beyler bu parlak sözleri… Bunlar komünist zırvaları. Siz bilmez misiniz? Biz bu ülkede birine bu damgayı vurduk mu, iflah etmez bir daha. Geçmişi hiç mi hatırlamıyorsunuz?”... diye de devam etmişiz.

Geçtiğimiz aylarda çıkan orman yangınlarıyla binlerce hektar orman varlığını kaybeden ülkemizde, genelde orman yangınlarının aşırı sıcaklar nedeni ile çıktığı söyleniyor, sabotaj olasılığı üzerine konuşmalar olsa da, kesin kanıtlar olmayınca bu söylemler hep havada kalıyordu. Evet, bu yıl ülkemiz büyük bir kuraklık yaşadı. Kuraklık orman yangınları için en büyük risk faktörlerinden. Ama yangınlar hep rüzgarı arkasına alarak çıkıyor, hızla büyüyor ve söndürülene kadar da yüzlerce hektar orman yok olup gidiyordu. Nedense hep ekonomik rantı yüksek yerlerde çıkıyordu bu yangınlar. “Bunlar hep tesadüf olamaz. Sabotaj olasılığı çok yüksek.” Deyince de, “Kanıt bulamıyoruz.” Yanıtını alıyorduk.

Aranan kanıt, 26 Eylül 2007 akşamı, Show TV’de yayınlanan ‘Haber Özel” programında bulundu. Muğla-Bodrum-Bitez Kasabası’nda elindeki yanıcı maddeyi ormana döküp ateşe veren kundakçının sürekli alkollü gezen Vedii Sefer Eröge olduğu tespit edildi. Bitez beldesinde elindeki yanıcı maddeyi ormana döküp ateşe veren kundakçı, çevre villaların güvenlik kameraları tarafından görüntülendi. Kamera görüntülerine göre orman kenarına gelen bir şahıs elinde bir poşetle ağaçlar arasına girip, eğilerek birkaç yeri ateşe veriyor. Aradan geçen 10 saniye içinde alevler çevreyi sarıyor. Daha sonra devreye giren itfaiye ekipleri yangını söndürüyor. Aylardır yağış olmayan orman yanmaya hazır, rüzgarda uygun. Çevredeki villaların duyarlı sakinleri ve Bitez Belediyesi İtfaiyesi işgüzarlık yapmasa, yüzlerce hektar orman bir gece de rant arsası oluverecek.

“Alman işgalinden beri en büyük felaketi orman yangınlarında yaşayan Yunanistan, 63 kişinin ölümüne, 1 milyon dönüm arazinin yok olmasına yol açanları terör suçundan yargılamaya hazırlanıyor. Kundakçılıkla suçlanan yedi kişiye terör davası açılması için inceleme yapılıyor.” Haberlerini gazetelerde okuduğumuz günler çok gerilerde kalmadı. Tüm tazeliği ile bilinçlerimiz de duruyor hala.

Ama bakın, özel günlerimizde, çalınıp-söylenirken kalkıp oyunlar oymadığımız, tempo tuttuğumuz , “Çökertme” türkümüzde de, adı geçen, “Asbat” değil “Bitez” olduğunu söylediğimiz şirin kasabamızın orman kundakçısı Eröge , tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor. Konuyla ilgili haberlerin yer aldığı gazeteler ise ağız birliği etmişçesine; “Rant amacıyla bazı kişi veya kişilerce azmettirildiğine kesin gözüyle bakılan Eröge’nin kimin adına çalıştığı belirlenemedi. Yakılmak istenen yerin ise kamuya ait kıymetli bir yer olduğu öğrenildi.” Yorumu ile çıkıyor. İlginç değil mi? “Ormanlarımdan bir dal kesenin kafasını keserim.” Diyen Fatih Sultan Mehmet’in orman sevgisi, orman kundakçılarını terör suçu ile yargılamaya hazırlanan komşu ülke Yunanistan ve Bitez Ormanları Kundakçısı Eröge’nin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakması...

Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre; 2007 yılında ( 25 Eylül itibarıyla ) 2474 yangında 11.232 hektar ormanlık alan yanmış. 2006 yılının 25 Eylül gününe kadar yanan orman varlığımız ise, 2017 yangında 7731 hektar. 2006 yılı sonuna kadar yanan orman alanlarımızın toplamı da, 7775 hektara ulaşmış.

2007 yılı yangın sezonu 30 eylül itibarıyla sona eriyor. Türk Hava Kurumu yangın söndürme uçakları, konuşlu bulundukları İzmir, Antalya ve Çanakkale’den Ankara’ya dönecekler. Sıcaklıklarda geçen yıl düzeyinde bir artış beklenmiyor. Ancak, beklenen yağışlar gerçekleşmedi. Orman Genel Müdürlüğü’nün talebi halinde, THK yangın söndürme ekiplerinin 15 Ekim’e kadar görevlerine devam etmeleri de olası.

Yangın sezonunun sona ermesi ile orman yangınları da unutulacak. Toplum gündeminin yoğunluğu içinde bu konu, yeni yangın sezonuna kadar raftaki yerini alacak ve kimsenin aklına dahi gelmeyecek. Sezonla birlikte başlayan yangınlar, rantçıların artan iştahları, Eröge’lerin bir şişe şarap için orman yakmaları gündeme geldiğinde ise, bir kez daha geç kalmanın acısını yeniden yaşayacağız.

Gelin el ele verelim bu acıları bir kez daha yaşamayalım. Gelin orman yağmacılarının heveslerini kursaklarında bırakalım. Şimdi hep birlikte cep telefonlarımızı elimize alalım. “Yangın” yazıp; 3 9 1 9 ‘ a gönderelim. (Tüm GSM servis sağlayıcı şirketlerde aynı numaraya gönderiliyor) Bu işlemin sizin bütçenize getireceği yük; sadece ‘6 YTL.’ Yazı ile de yazarsak, sadece ‘Altı Yeni Türk Lirası.’ Sonra bir küçük ricam daha olacak. Bu ricamın ise sizin bütçenize getireceği hiçbir yük yok. Telefonunuzla mesajı göndermenizin ardından, bu blog’un altına bir yorum yazarak, mesajınızı gönderdiğinizi yazmanız. Yazın ki, kaç kişi milliyet Blog aracılığı ile bu işe katkı vermiş herkes öğrensin. Yazın ki, size, buradan teşekkür etme şansım olsun.

Haydi Milliyet Blog Yazarları, Okurları; Ülkemiz çöl olmasın. Çocuklarımızın emaneti yok olmasın. Ağaçlar susmasın. Gelecek kararmasın.

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..