Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '15

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Çerkeş’ten Yükselen Bu Çığlığı Duyan Olmuyor!

Çerkeş’ten Yükselen Bu Çığlığı Duyan Olmuyor!
 

Çerkeş'te sokak hayvanlarının tek destekçisi var; Özlem öğretmen.


“ÇERKEŞ diyorum,
MEZBAHA diyorum…
AÇLAR diyorum…

Buyrun açlıkta son nokta!
Bir önceki gün sağlam olan can, bugün yok.

Çünkü mama yok, ekmek yok!
Daimi üç dört can dostundan gelen mama, o an bitiyor.
Ya sonrası?
Hani, o et yer diye mezbaha çevresine atılan diğer canların, yetişkinlerin payı?
E, o da bu can işte!
Kafasını bulamadığım…

Yetişin ne olur!
Niğde, Bandırma, Çerkeş ve daha niceleri var.

Ama mama ile ama paylaşarak destek olun…
İnsan olun…

Artık Çerkeş'ten istemiyorum bir şey…
Burunlarının dibindeki açlığa, ölüme çare olamıyorlar…

Yarına nasıl bir tablo ile karşılaşırım, daha beter ne görebilirim bilmiyorum..

Her gün gitmeme rağmen, gecesine açlıktan birbirlerini yiyorlarsa yetmiyor demek ki!..
Bir avuç…

Lütfen yalnız bırakmayın, lütfen..”

Çerkeş’ten Yükselen Bu Çığlığı Duyan Olmuyor!

Özlem Özdemir Kesik öğretmenin, benim Antalya’dan duyduğum çığlığını ne Çerkeş’ten ne Çankırı’dan ne de başka yakın yerlerden duyan olmadı.

 

***

Bu çığlığı duyabilsinler diye aşağıdaki yazı metnini, Eylül 2014’te Çerkeş Belediyesi’ne, Çerkeş Belediye Başkanı’na ve Çerkeş Kaymakamlığı’na ayrı ayrı ilettim:

 

“90’lı yılların başında, Şabanözü ilçesinde vekaleten belediye başkanlığı yapmış bir hemşehriniz olarak, o günün koşullarında, bu tip başıboş hayvan sorunları için hiç de insancıl bir yol olmayan ‘itlaf’ yöntemini kullandık.

Neden? Çünkü, bilgimiz ve görgümüz o kadardı. Hayvan hakları diye bir kavramın farkında değildik. Onların da bir can taşıdığını, o canları da Allah’ın yarattığını ve onların da bizim gibi bu dünyada yaşama hakları olduğunu, ya bilmiyorduk ya da unutuyorduk.

1993 yılında memleketimden ayrılıp Antalya’ya yerleştim. Yerel yönetimlerin faaliyetlerini de, burada yaşayan bir Antalyalı olarak gözlemlemeye, izlemeye başladım. Gördüm ki, başıboş hayvanlar(kedi-köpek) için insanca çözümler üretilebiliyormuş. Barınaklar oluşturulmuş, veteriner hekimler görevlendirilmiş, sokak hayvanları ya burada kısırlaştırılıp geri, alındıkları yerlere bırakılıyor ya da barınakta yaşaması sağlanıyordu. Bunları gördükçe, aradan 20 küsür yıl geçmesine rağmen vicdanı rahatsızlığım gün geçtikçe, içimi burkan bir ızdıraba dönüşüyordu.

Bu barınak konusunun ülkemizin başka yörelerinde istismar edildiğini, sokaktan daha kötü koşullarda ve insancıl olmayan davranışlara maruz bırakıldıklarını da biliyoruz. Ama bizim için kötü değil, ‘iyi’ örnek olmalı diye düşünüyorum.

Şimdilik görünen;  Çankırımız için, Çerkeşimiz için, çevre il ve ilçeler için ve tüm ülkemiz için… ve dahası, bu topraklarda yaşayan bizler için birer utanç tablosu!

Sayın Başkan, Sayın Kaymakam, benim yaşadığım bu vicdani rahatsızlığı yaşamınız boyu hissetmek istemiyorsanız, lütfen ilçenizden yükselen çığlığa kulak verin.

Başıboş hayvanların, özellikle köpeklerin çevre il ve ilçelerden getirilip (potansiyel yiyecek alanı gördükleri) Aytaç Tesisleri yakınına bırakıldığını belirtti, telefonla görüştüğüm bu öğretmenimiz. Çevre il ve ilçelerden getirilen bu hayvanlara karşı, bırakılmamaları yönünde bir önlem mi alabilir siniz, yoksa, onlara sağlıklı yaşayabilecekleri bir barınak olanağı mı sağlarsınız, sizin takdirinize kalmış bir durum. Belki de siz daha insancıl bir çözüm üretebilirsiniz!

Ama şunu bilmenizi isterim; Şayet böyle bir insancıl önlem alabilir ya da yaşam alanı sağlayabilirseniz, önce biz hemşehrileriniz, sonra tüm ülkemiz sizi takdirle anacaktır. 22.09.2014

Saygılarımla,

H.Hüseyin Dulun (0535 9……….)”

Geçen süre içinde, sadece Çerkeş Kaymakamlığı’ndan aynen şu yanıt geldi: “Konu belediye mücavir alana girdiğinden dolayı konuyu Çerkeş belediye başkanlığına iletmenizi rica ederim.”

Çerkeş Belediyesi ve Başkanı’ndan şu ana kadar ne kişisel ne de kurumsal yanıt gelmedi!

***

Sokak hayvanları konusu kentlerde olduğu gibi kolay çözülebilen bir konu değil taşrada. Bu nedenle Çerkeş’te görev yapan Özlem öğretmenin çabaları çok çok kıymetli. Birkaç destekçisi olsa da yetebilmeleri olanaksız.

Yaşadığımız sert kış koşullarında çevre ve yaşam koşulları daha da ağırlaştı Çerkeş’te. Gencecik bir öğretmen sokak hayvanları için neredeyse tek başına yırtınıyor, çırpınıyor!.. Sesini duyurabildiği kadar duyurmaya çalışıyor, ama çok yetersiz. Kış koşullarının güçlüğü kadar, çevre insanının duyarsızlığı, hoyratlığı da Özlem öğretmenin işini zorlaştıran etkenler olmuş; Su ve mama kaplarına zarar vermeler… mamaların kaçırılması gibi başka güçlüklerle de savaşıyor.

‘Kalanların Baharı Kışa Dönmesin’ adlı bir grup kuran Özlem öğretmen, hem sokak hayvanlarının son durumlarını hem gereksinimlerini hem de destek verenlerin adlarını da paylaşmakta. (*)

Sıkıntılarını dile getiriken: “Burada da çok yerde olduğu gibi insan oynuyor canlarımın kaderiyle. Dişleri bile çıkmamış emzikli köpekleri çok rahatlıkla bir koliye, çuvala koyup mezbaha çevresine bırakabiliyor. Ortalık kirli görünüyor diye mahallenin yıllanmış köpeğini alıp şehirden çok uzağa atabiliyor. Sadece kendini düşünenlerin elini kolunu sallaya sallaya gezdiği, iyi insanların kabuğundan çıkmaya korktuğu şehirdeyim ben…”diyor.

Ve şu dramatik sözcüklerle yüreğimize dokunuyor Özlem öğretmen:

"…Hep korkarım, dilerim ki tek dertleri açlık olsun bu şehirde. Bulur buluşturur yine doyururum ihtiyacı olanları.
Ancak ne hastalıklar biter, ne kazalar, ne yavru atımları, ne de ölümler… Çoğu zaman açlığı unutup can kurtarma derdi yer bitirir adamı…

…Bu satırları yazarken, bu yolda kaçıncı tökezleyişim, bilmem… Ama inandığım bu yolda, ‘Sen olmasan sesimizi kim duyurur?’ dercesine gözümün içine bakan canlar varken düşmemem lazım dostlarım…

Tutun elimden…
Yoksa düşerim…

Tutun, yoksa günler öncesi ölmüş köpeğe anne diye yumulan yavruyu kim gerçek anneye ulaştırır? Tutun, yoksa mezbahaya atılan içi yavru dolu, ağzı sıkı sıkı bağlanmış çuvalları kim açar?

Tutun ellerimden, yoksa kaza sonucu yol ortasında şoka giren, tekrar tekrar ezilen canları kim kurtarır burada?
Tutun bir kez daha, tutun ki sesi olayım Allah’ın sessiz kullarının.

Eleştirmeyin, önyargıyla yaklaşmadan tutun ellerimden…
‘Onlar bulur çöpten, sen düşünme bunları; bak o kadar aç insan var’ demeden önce bir çöp koyteynerinin içine bakın… Yemek artıkları, o kırık camların, plastiklerin, kimyasalların, küllerin arasından nasıl görünüyorsa öyle yiyorlar.. Kah cam parçalarını yutarak, kah kimyasalları yalayarak…

Tutun ellerimden bir kez daha…

Bir ekmeğinizi insandan, bir lokmanızı da bu canlardan esirgemeyin… Yaradan insan, hayvan gözetmeksizin hepsinin rızkını vermiş, gelin siz aracı olun rızkların ulaşmasında…


Gelin birinin sesi olun… Karnı sırtına yapışmış bir halde bile olsa, yemek verdiğinizde önce elinizi yalayan, sonra yemek yemeğe başlayan bir canın gözlerindeki minneti görün…

Sizden ben yavru canlar için yardım istiyorum… Mezbaha çevresine -nasılsa her gün löp löp et yerler- düşüncesiyle atılan bebek köpekler, kediler için süt istiyorum..

Yolumu gözleyen, bilmem kaç noktadaki diğer yavrularım içinse kuru mama, adı sanı fark etmeksizin…
Yetişkin köpekler mi? Ha onlar çöpten yerler…



Hangisi size uygun gelirse, destek olun… Yanımızda olun!..

Çerkeş Canları…"

İletişim: 505 824 62 83505 824 62 83 Özlem Özdemir Kesik
Karamuklu Mah Gelincik Sokak Işık Apt NO 4/8 18600 Çerkeş Çankırı

 

Bu blogu yazmamın amacı Özlem öğretmenin sesini olabildiğince duyurabilmek, düşmemesi için elinden tutmak!

Hayvansever dostlar, haydi hep beraber uzatalım ellerimizi Özlem öğretmene…

Düşmesin!

 

(*) https://www.facebook.com/events/627878797251906/909872519052531/?notif_t=plan_mall_activity

 

 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..