Çernobil Faciası’nı unutanlara…

Her hafta daha kaliteli bir yaşamın ipuçlarını vermek için NTV’de Gülay Afşar’ın sunumuyla ekrana gelen ‘Yaşam Reçetesi’nde, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu hastalıklara yönelik açıklamalarda bulunup soruları cevaplamakta… Burada dikkat çeken nokta, Afşar’ın da belirttiği gibi, ‘tiroit’ hastalığının en çok sorulan konulardan olması! Prof. Dr. Müftüoğlu, konuşurken aklıma takılan husus, hızla yaygınlaşan bu illetin oluşumuna yönelik doyurucu açıklamalarda bulunulmaması. Diğer sağlık programlarında da durum aynı! Tiroit ve metabolizma hastalıklarının artmasının arka planında nükleer kazalar ve çevre kirliliği faktörünün yatması kuvvetle muhtemelken, bunların vurgulanması bilinçlenme açısından daha yararlı olur. Hele ki, toksik maddelerden dolayı her yıl dünyada 3, 5 milyon kişinin zehirlendiği ve 250 binden fazlasının ölümle sonlandığı istatistiksel gerçek olarak karşımızda dururken… 

Bugün, ‘Çernobil Faciası’nın 25’inci yılı! Nükleer santralleri ‘enerji’ için destekleyenler bunu görmezden gelirken, her ülkeyi etkilediğini de pas geçmekte. Onlar konuyu hafife alsa da tiroit bezi, santral kazalarında açığa çıkan ‘radyoaktif iyot’u vücuda girdiği anda tutmayı unutmamakta! Sonuçta hücreler bozulup Hashimoto Hastalığı gelişirken kanser riski artmakta… Gelecek nesillerin sağlığının tehdit altına girmesiyse felaketin diğer boyutu. Tıpkı, hayvan büyümesini teşvik ya da patates, narenciye, domates gibi gıdaların dayanıklı kılmak için bolca kullanılan ‘KARBAMAT’ın tiroidi ve metabolizmayı yavaşlatıp obeziteyi tetiklediği gibi! 

Sağlık programlarında tavsiyelerde bulunurken bu tür tetikleyicilerin unutulmasına karşın radyoaktif çayın lezzetini ‘kanser’ olarak tadanlar, 25 yıllık acıyı hatırlatmak ve dünyada hiç denenmemiş reaktörlerin ülkemizde kurulmasını protesto etmek için yola çıkarak, ‘Çernobil’e Lanet, Nükleere Hayır’ yürüyüşü düzenlemekte! Nükleer kazaların tüp gaz riskiyle bir tutulma ortamında yürüseler ne yazar… Hem zaten biraz radyasyon kemiklere iyidir! 

Anibal Güleroğlu