Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '14

 
Kategori
Futbol
 

Cesare Prandelli, “Kadıköy”ü göremeden gitti!.

Cesare Prandelli, “Kadıköy”ü göremeden gitti!.
 

Cesare Prandelli’yi kim, niye getirdi?

Getiren, Eski Başkan Ünal Aysal...

Aysal, Prandelli’yi, “disiplinli, dürüst, enerjik, netice odaklı futbol oynatan”, ayrıca, “başarıya aç” bir teknik direktör diye getirdi. Dediklerine bakılırsa, Prandelli, uzun bir araştırma ve değerlendirmeden sonra tercih edilen oluyor:
 
“.... 5 kriteri barındıran hoca hangisi, adaylarda ona baktım. Ve tecrübesi ile Prandelli, bu 5 kriteri bir araya getiren ve taşıyan hoca Prandelli idi. Kendisi ile tanışma imkanım oldu. Ve 2 gün birlikte oldu, tanıştık ve uzun uzun konuştuk. Fikirleri ile düşüncem olumlu hale geldi. Prandelli ile büyük başarılar elde edeceğimize inanıyorum.”


Biz de 06 Temmuz tarihli yazımızda dedik ki:
 
“Başarıya aç” ne demek?
 
Demek o ki, şu ana kadar büyük bir başarısı yok!.

 
(Sonradan, önce Abdurrahim Albayrak’ın, ardından Prandelli’nin açıklamalarından anlaşıldı ki, Eski Başkan Aysal, “çok önemli ve yenilikçi bir proje” sunarak Prandelli’yi ikna etmiş. Prandelli’nin deyişine göre de, “Avrupa'da, biri İtalya, biri Almanya ve biri İngiltere'den olmak üzere üç kulüp satın alınacak ve bunlar Galatasaray ile birlikte” kendi kontrolünde olacaktı.

Aysal gittikten sonra anlaşıldı ki, ötekiler zaten hayalmiş, takım bile Prandelli'nin “kontrol”ünde değilmiş.

Özetin özeti:

Prandelli, avutulmuş!)


*****

“Başarıya aç” Prandelli'nin ilk hedefine Kadıköy’ü koydular.

Prandelli, “ilk hedef”i pek sevdi. İşin içinde “Kadıköy kahramanı” olmak vardı. Çünkü Galatasaray, Fenerbahçe’yi 15 yıldır Kadıköy’de yenemiyordu. Bu, Prandelli’nin kafasına sokulduğu için, gözünü 23. Hafta’daki Fenerbahçe derbisine dikmişti!

Gel gör ki, ömrü vefa etmedi!

Prandelli, Eski Başkan Aysal geldiği gibi birden gidince, yapayalnız kaldı. Kadıköy’ü göremeden gitti. Doğrusu, medyanın ağzıyla söylersek, “kaçan”ın ardından "kovulan" oldu.

Oysa “Kadıköy kahramanlığı”na soyundurulan Prandelli, bir gazetenin, “Kadıköy’de Galatasaray tam 15 yıldır Fenerbahçe önünde kazanamıyor. Bir çok hoca oradan boynu bükük ayrıldı. Sizi o maç korkutuyor mu?” sorusunu taraftara umut saçarak, cesurca yanıtlamıştı:

“Hiçbir zaman korku duymam. Rakibime karşı sadece saygı duyarım. Kadıköy’e kazanacağımızı bilerek gideceğiz. Büyük futbolcuların baskıları kaldırıp işlerini çok daha iyi yapması gerekir. Fenerbahçe deplasmanı geldiğinde oraya 3 puan için gideceğiz.”

(Prandelli, bize çabuk benzemişti. Söylemi, “kıymeti kendinden menkul” başkanların, yöneticilerin söylemlerini ne de andırıyordu.)

*****

Prandelli, kendisini getiren gittikten sonra, açıktan açığa gün saymaya başladı.

Günler kısalıyordu.

Prandelli, “Baharı görmeden yaz geldi geçti” misal, Kadıköy’ü görmeden ülkesine dönüyor. Yurttaşı Mancini ile oturup anılarını tazeler mi, bilinmez. Ama bilinen, “harcanan adam” olduklarıdır. Artık, ülkemizin nasıl bir “cennet” olduğunu ballandıra ballandıra anlatırlar!

Kadıköy’den 3 puanla dönmek, kariyerine “Kadıköy kahramanı” yazdırmak isteyen Prandelli, Kadıköy’e gidemeden, İtalya’ya dönmek zorunda kaldı.

Bize ne kaldı?

29 Ekim tarihli ve “Prandelli ve Sabri: Bir abbas yolcu, bir hancı!.” başlıklı yazımızın son bölümü ile Prandelli’ye “Güle güle” demek..

Son söz:

Prandelli’ye “kurumsal kimlik” adına “Hoşgeldiniz” diyen kaptan Sabri’ye, Prandelli yola çıktığında, yine aynı “kimlik”le, “Güle güle” deme ve havaalanında uğurlama görevi verilmeli.
 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..