Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '07

 
Kategori
Haber
 

Ceset torbalarından gelen telefon sesleri

Ceset torbalarından gelen telefon sesleri
 

İlk okuduğumda; beynim, muhakeme yeteneğim, aklım, fikrim bu haberi öğütüp sindirmekte acayip güçlük çekti. İkinci, üçüncü okuyuşumda da değişen bir şey olmadı aslında. Sağ beyin lobundaki kabızlık hali halen devam ediyor yani bir başka deyişle.


Geçtiğimiz gün, Isparta Keçiborlu’da düşen Atlas Jet yolcu uçağı yolcularının cesetlerinin konulmuş oldukları ceset torbalarının içinden vızır vızır cep telefonu çağrıları gelmekteymiş. Kaza kırım ve arama kurtarma ekipleri hayretler içinde kalmış, hortlak görmüşe dönmüşler.


Allah aşkınıza yahu! Bu duruma, şöyle akıllı-uslu, mantıklı-tutarlı bir yorum getirebilecek olan varsa buyursun beri gelsin. Alnından şak diye öpeceğim vallahi. Önünde eğilip, destur vermeden kalkmayacağım.


Nasıl olur? İçinde cep telefonları ile konuşmanın serbest olduğu, daha ileri teknolojiye sahip yolcu uçakları bir süre sonra seferlere çıkacak biliyorum, ya da çıktı bile, benim haberim yok, cehaletimi bağışlayın. Ama bu düşen uçağın böyle bir mahareti inanın yok. Bırakın olmasını, üretici firması zaten malından emin değil, bu ayıplı arkadaşların imalatını çoktan durdurmuş. Kullanan, bir bizim gibi az gelişmişler var.


Uçağın düştüğü haberi tüm ülkeye bomba gibi düştü. Tabi asıl ateş, yolcu ve mürettebat yakınlarının yüreklerine saplandı kaldı. Ve yüzlerce kişi, hayatını kaybeden bu elli küsur vatandaşımızın cep telefonlarını tuşlamaya başladı evlerinden. Acaba yaşıyor mu? Telefonu açar da cevap verir mi? Nerededir, nasıldır, sağ mıdır, salim midir? Buraya kadar doğru. Allah muhafaza benim de başıma gelse, çaresizlik ve panikle ben de sarılırım telefonumun tuşlarına.


İyi de bu telefonların açık olmasını nasıl izah edeceğiz? Yoksa uçağın düşmesinin ana nedeni bu mudur?


Tonlarca ağırlıktaki uçaktan çok daha ağır ve yüklü kasvet ve hüzün ortamının, uğursuz bir kara bulut gibi çöktüğü kaza yerinde; bir ceset torbasında çalan cep telefonundan gelen “<ı>arabadan in arabaya bin, gıdıkla yavrum gıdıkla” melodisinin yarattığı ironiye, kim nasıl ve ne şekilde izah getirebilir?


O kadar özel ve kendine has, nev-i şahsına münhasır bir ülke ve toplum içinde yaşıyoruz ki ne desek boş, ne desek kifayetsiz, ne desek, laflarımız havada asılı kalıyor dostlar.


Dünyanın hiçbir ülkesinde, yeryüzündeki hiçbir coğrafyada, onlarca kişinin öldüğü bir uçak kazası sonrasında; ceset torbalarından gelen onlarca farklı cep telefonu melodisine rastlayamazsınız. Rastlarsanız da orada mutlaka bizden birileri vardır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..