Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çeşme

Kelimenin kökenini, hangi dile mensup olduğunu Türkçemize ne zaman ve nasıl girdiğini inanın bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Zahmet edip, ansiklopedi ya da internetten araştırabilirdim de… Yapmadım. Yapmayışımın nedeni, çeşme kelimesinin bendeki o anlam derinliğini yitirir endişesi. Çeşme deyince saflık, berraklık ve doğallık aklıma gelir. Suları sakin sakin akar, acelesiz, sessiz ve istikrarlı… Suyunu karşılıksız sunar doğadaki insanlara, hayvanlara, bitkilere… Akşam olur onu terk ettiğimizde, yalnızlığıyla baş başa kalır, uykuya dalmayı aklından geçirmez, sabahı bekler inatla, sabırla… Suyu bazen yemek olur, bazen hastaya şifa, bazen ölüye rahmet, bazen dertlere deva, bazen de acıya bir son olur. Onu modern şehrin göbeğinde aramayın. Bulamasınız. Bulsanız bile takılan musluklar onların özgürlüklerini çoktan elinden almıştır. Ağlamaklı, mahcup, hüzünlü ve mutsuz dururlar ait olmadıkları bu dünyada. Kafese konulmuş bir aslan misali… Günümüzde şehirleşmenin artması, suların azalması gibi sebeplerden dolayı çeşme kelimesi bize çok yabancılaştı. Şiirlerde, şarkılarda çeşme sözcüğü artık pek geçmiyor. Misyonlarını tamamlarcasına. Oysa daha 20-30 yıl öncesine ait birçok insanın çeşme ile ilgili en az bir anısı vardır. Aşklara konu olmuş, mekanların tarifinde yerini almış, mimari bir eser olabilmiş, arkadaşlıkların pekiştiği, dedikoduların paylaşıldığı, kavgaların olduğu mekanlardı çeşmeler.Yok oluşları bazı değerleri de beraberinde götürdü öç alırcasına…. 

 
Toplam blog
: 18
: 994
Kayıt tarihi
: 25.01.11
 
 

Bir ortaöğretim kurumunda yöneticiyim. Yüksek lisansımı" Eğitimi Yönetimi ve Denetimi " alanında ..