Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '07

 
Kategori
Kitap
 

Çetin ve gizemli bir devrin aydınlatılması

Çetin ve gizemli bir devrin aydınlatılması
 

Kitap: çetin ve gizemli bir devrin aydınlatılması adına, araştırmacılara ve tarih meraklılarına kılavuzluk etme düşüncesiyle hazırlanmış. Kitapta: II. Abdülhamid Han'ın kişiliği, kültür ve medeniyet alanındaki hizmetleri, düşünceleri, projeleri, kurmaya çalıştığı devlet düzeni, takdire şayan iç ve dış politikası, Panislamizm düşüncesi, Ertuğrul Fırkateyni Faciası gibi konuları bulabilirsiniz. Eserde ayrıca, Yıldız İstihbarat Teşkilatı, Çırağan Baskını, Jön Türkler, İttihat ve Terakki, II. Meşrutiyetin ilanı, 31 Mart Hadisesi ve bu hadise sonucunda II Abdülhamid Han'ın tahttan indirildiği gibi birçok tartışmalı konuya ait önemli bilgiler yer alıyor.

II. Abdülhamid devri uygulamalarına yön veren politikaların üç ana unsurunu belirlenmiş olmaktadır;

1-İngiltere ve Rusya başta olmak üzere Avrupa’nın büyük devletlerine karşı aktif bir denge tesis etmeye çalışmak.

2-Osmanlı toplumunu din esası etrafında bir araya getirerek dahilde huzur ve güveni sağlamak,

3-Hilâfeti, İngiltere ve Rusya başta olmak üzere Müslüman kolonisi bulunan sömürgeci devletlere karşı bir tehdit unsuru olarak kullanmak.

Bu esaslar üzerinde şekillenen politika genel olarak uygulanmış olmakla beraber, bazen denge unsurları değiştirilmiştir. Meselâ, 1885’te İngiltere’ye karşı Rusya ve İran ile bir ittifak denemesi gündeme gelirken, 1890’lı yılların müttefiki Almanya olmuştur. Öte yandan hilâfet hem dış siyasette tehdit unsuru, hem de iç siyasette Müslüman halkı bir arada tutucu bir unsur olarak devrede tutulmuştur. Ancak hiçbir zaman, tahrikçi ve netice alıcı mahiyette bir silah olarak düşünülmemiştir. Buna mukabil politikanın kültürel mahiyette anlaşıldığı, belgelerden ve tespit edebildiğimiz uygulamalardan anlamaktayız.

Son olarak bu noktada II. Abdülhamid’in devlet yönetimine ait şu enfes fikirlerini belirtmekte büyük fayda görüyoruz. O diyor ki;

Osmanlı tarihini anlayanlar bilirler ki, bu devlet kuvvete dayanarak değil adalete dayanarak kurulmuştur. Eğer Osmanlı orduları gittikleri yere adalet yerine zulüm götürselerdi, bu imparatorluk kurulmadan çekirdek hâlindeyken parçalanırdı. Adalet meşrûiyetin temelidir. Meşrûiyet, hükmetmenin mesnedidir. Kuvvet meşrûiyetin müeyyidesidir. Bu hâlde kuvvet meşrûiyete, hükmetme adalete dayanmak zorundadır. Her kim ki adaletsiz hükmetmeye, meşrûiyetsiz kuvvet kullanmaya kalkarsa yıkılır. Ordu, gayesi içinde elindeki kuvveti kullanırsa meşru, gayesi dışına kayarsa gayr-i meşrudur. Belki bazı şeyleri yakar, yıkar ama sonunda kendisi de yıkılır. Ve maalesef bu enkazın altında bir devlet de çöker.

Yazar : Seyfullah ARPACI
Sayfa Sayısı : 125

 
Toplam blog
: 55
: 3379
Kayıt tarihi
: 14.05.07
 
 

'Hayat nefes alınan anlardan ibaret değildir. Hayat nefesin kesildiği anlardan ibarettir.' Haya..