Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Cevapsız sorular

Kaç bin gününü çalardı ömründen insanın bu en güzel yerinde kördüğüm olan ilişkiler? Hangi vitamin iyi gelir, hangi ilacın farmakolojik özellikleri keserdi unutulmuşluğun ateşli nöbetlerini?
Hangi enstitü koymuştu sevdaların süresinin standartlarını, böylesine tehlikeli oldukları için mi kan rengiydi aşkların uluslararası sembolü ve hangi türü daha ağırdı, yüzde kaçtı en hazımsız olanının kolesterolü?
Kaç zamandır yazıyordum sakat ve ihtiyar bir kaldırım dilencisine dönmüş umutsuz sevdalarla, bir kaçak sigara tütününe harman edilmiş ayrılığın her dumanda katran olan hüznünü ve böyle trajikomik sorularla meşgul ederken beynimi her hücresinin içine hapsedilmiş "sen" in giderek kronikleştiğini fark ediyordum.
Artık gözlerimin retinasına düşen sabit bir gölgeydi hayalin. Gecenin sessizliğini yırtan adımlarımın ritmik notalarında, parça parça olan rüyalarımın reklam aralarında, her sokağı senin çıkmazına varan bu şehrin ağır havalarında hala senin hükmün geçerliydi.
Oysa neler yazmak isterdim şimdi; gözlerinin rengini, "seni seviyorum diyebilmenin o güzelim ahengini, bülbülün güle, gülün bülbüle olan sevdasının hikayesini ve sonbaharın o şaheser portresini...
Beni bu rutubetli ve puslu cümlelerle baş başa bıraktığından beri öfkeliydim odamın duvarına çerçevelediğim o cansız simana.
Şimdi nahoş bir tablo her şairin ilhamı olan sonbahar ve gül gözü yaşlı bir Mecnun, bülbülü vurmuşlar faili meçhul...
Belki bir cevap bulunur bir gün beynimde yankılanan her bir soruya da seni unutabilmenin formülü çözümsüz muammaların en zoru...
Yağmurlu bir havada gün batımından gün doğumuna durmadan yürüsem kaç kilometre yol alabilirdim ve seni yıkayıp temizleyebilmesi için o yağmurdan kaç milyon damla düşerdi santimetrekaresine yüreğimin? Hangi hayasız duyguların evrimiydi aşk, hangi vatan haini Türkçe sözlüklerine sokmuştu veda kelimelerini? Kim dayanabilirdi bu amansız yürek ağrılarına ve kaç kürek toprak gerekirdi seni gömebilmek için, vurulan o bülbülün yanına?
 
Toplam blog
: 9
: 728
Kayıt tarihi
: 14.09.10
 
 

Alper Kutay Erke Vikipedi, özgür ansiklopedi Alper Kutay Erke (d. 24 Nisan 1979, Konya), mizah, ..