Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '07

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Çevre bilinci

Çevre bilinci
 

Çevre duyarlılığımız ve dünyamız nereye gidiyor...

Dünyamızı acımazsızca harcadık, kullandık kirlettik, tükettik. Kendi kıyametimizi kendimiz hazırlıyoruz.

Yakında su bitecek. mevcut su kaynaklarının , çoğunu da kirlettik. Kirletme işine de hızla devam ediyoruz hala. ”Akan su pislik tutmaz” diye diye ırmaklarımızı bir zehir ırmağına çevirdik. Bilinçsiz gübre kullanımı, sulama yanlışları, tarım ilaçları doğamızı yok etmeye zehirlemeye devam ediyor. Havaya salınan gazlarla da havamızı kirlettik, atmosferi deldik. Ozon tabakasını deliği günden güne büyüyor.

Londra’nın 1952’lerde hava kirliliğinden ve dumanından en az beş bin kişinin öldüğü biliniyor . Daha sonra alınan tedbirler sayesinde bunun önüne geçilmiştir. Demek ki istenilirse bir şeyler yapılıyor.

Yer altı ve yerüstü silah denemeleri de dünyamızı kirletmeye devam ediyor. Bunu da; sözde insanlık dersi veren ülkeler yapıyorlar.

Enerji israfları, nükleer enerji kullanımı, dünyamızı radyasyon cehennemine çeviriyor. Geri dönüşümü zor olan bir yola giriyor dünyamız.

Dünyamızın iklimini değiştirdik. Dünyanın pek çok yeri çölleşmeye başladı. Ülkemiz de bu çölleşme sürecinde.

Yapacağımız çalışmalarla bunun önüne geçebiliriz. Hepimizin birey olarak yapacağı çok şey vardır. Dikeceğimiz bir fidan , dünyamız için çok şey fark ettirecektir.

Herkes çevresini korur, suları kirletmez , pil, kimyasal atıklarla, plastiklerle çevremizi kirletmezse, çok önemli iş yapmış olur.

Biz duyarlı olursak, dünyamızın dengeleri tekrar yerine gelebilir.

Siyasileri de çevre konusunda uyarmak, baskı kurmakta bizim görevlerimiz olmalıdır.

Duyarsız olursak soluyacak hava, içilecek su bulamayız.

Yeşilliği korumalıyız. Ormanların akciğerimiz olduğunu bilmeliyiz. Tarım ilaçlarına ve hormon kullanımına karşı çıkmalıyız. Denizlerimiz kirlendikçe, balıkların yaşama hakkını yok ettiğimizi bilmeliyiz. Şu küçük öykü bize çok şey anlatıyor.

Günün birinde yaşlı bir yazar, deniz kıyısında dolaşırken uzakta bir çocuğun dans ettiğini görür. Ona doğru hızlıca yürümeye başlar. Yaklaştıkça onun dans etmediğini, sürekli olarak yere eğildiğini ve sonra denize bir şeyler fırlattığını fark eder. Çocuğa yaklaşıp "Neden deniz yıldızlarını denize fırlatıyorsun? diye sorar. Çocuk, güneşin yükseldiğini ve dalgalarında uzaklaştığını söyler. Eğer deniz yıldızlarını denize fırlatmazsam ölecekler. Yaşlı adam uçsuz bucaksız kumsala bakar ve "Bütün sahil deniz yıldızı ile kaplı, bunu yapman ne fark ettirecek, neden uğraşıyorsun?" diye tekrar sorar. Çocuk eğilir bir deniz yıldızı daha alır ve denize fırlatır, ardından "Bu deniz yıldızı için fark etti bile." diye yanıt verir. Yazar daha sonra evine döner ve çocuğun söylediklerini düşünür hep. Sonra kalkar ve çocuğun yanına gider. Günün geri kalanını, deniz yıldızlarını denize fırlatarak geçirir. (The Star Thrower~Loren EiseleyT Çeviren: Tülay Akaoğlu)

Çevremizi korumada bizim de yapacağımız şeylerin olduğunu unutmamalıyız. Çevremizi temiz tutalım. Su başta olmak üzere doğal kaynaklarımızı israflı kullanalım. Çevremizi kirleten kuruluşlara karşı tepkili olalım. Hemen yarın bir fidan dikelim. Tarım ilacı kullanılmış ve hormonlu ürünleri satın almayalım. Marketlerin plastik poşet kullanımına karşı çıkalım. Pazara, marketlere giderken devamlı kullanacağımız bez torbalar kullanalım

Doğaya, çevreye sahip çıkmak, kendimize sahip çıkmaktır. Geleceğimize sahip çıkmaktır. Geleceğe bırakacağımız en önemli miras temiz ve yaşanılabilir bir çevredir...

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..