- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Çevre ve ekolojik denge
Dünyamız binlerce yıl önce hava, su ve yer küreden meydana gelmiştir. Yeryüzünde yaşayan canlıların havaya, suya ve toprağa ihtiyaçları var. Bunlardan biri olmazsa yaşamda
olmaz.
Günümüzde dünyamızın nüfusu hızla çoğalmakta, endüstri ve teknoloji gelişmektedir.
hızlı nüfus artışı ile birlikte insanlar yaşadıkları çevreye zarar vermektedir. İçinde yaşadığımız doğal güzellikler, nehirler, göller birer, birer yok olmaktadır. İç Anadolu bölgesindeki bir çok gölümüz kurudu ve yok oldu. Örneğin Konya’ya gittiğinizde “Nasrettin hocanın maya çaldığı gölü“ bulamazsınız.
Şimdiki çocuklar ve gençler bilmezler, eskiden Salihlinin nehirleri, çayları, barajı ve
gölün suları çoktu.
O zamanlar ekolojik denge bozulmamıştı. Her taraf temiz ve yeşil bir çevreydi,
“akarsular ve çevre kirlenecek, kuraklık olacak” Böyle düşünceler kimsenin aklına
gelmezdi.
Buzullar eriyor, ozon tabakası delindi. Yeryüzünde iklimler değişti. Dünyanın pek çok
bölgesin de kuraklık başladı.
Bu değişimin doğal dengenin bozulmasının sonu ne olacak? İnsanlar sorunun yanıtını ve çözümünü araştırıyorlar. Zamanında önlemler alınmadığı için birazda geç kalındı.
Aslında yaşadığımız şehirlerde TEMA, GEMA gibi vakıflar kuruldu. Örneğin ilçemizde
yıllardır faaliyet gösteren GEMA (Gediz havzası, erozyonla mücadele ve ağaçlandırma vakfı)
çalışmalarıyla takdir edilen bir vakıf. Yerel ve ulusal basında çevreyle ilgili sorunları dile
getirmektedir. Salihlide yaşayan vatandaşlarımız ellerinden gelen desteği gösterdiklerinde
GEMA vakfı çalışmalarında daha başarılı olacaktır.
Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının önemini bilmeyenimiz yoktur.
O halde toplumdaki bireylerin bu tür vakıf ve derneklerin etkinliklerine katılmaları
onlara güç verecektir.
2009 yılında meclis de ” Kyoto sözleşmesi” kabul edildi. Çevreye zarar veren fabrikalar, işyerleri gerekli önlemleri almazlarsa ağır yaptırımlar uygulanacak.
Gediz ve diğer nehirlerimize fabrikalar kirli su ve atıklarını boşalttıkları için
su değil zehir akmaktadır. Bu zehirli sularla, yetiştirilen ürünlerin tüketilmesi insan
sağlığı için çok zararlı.
Şehirlerin imar planlarlı yapılırken alt yapısı önceden hazırlansa, ormanlık araziler
imara açılmasa, yeni inşaatlarda bahçe zorunluluğu getirilse, ağaçlandırma yapılsa
yerleşim yerleri daha güzel olur.
Özellikle kentlerimizde ve bir çok yerleşim merkezinde kanalizasyon alt yapısının
Olmadığı, arıtma tesislerinin yapılmadığı bilinmektedir.
Balıkesir’e bağlı Altınoluk belediyesi bu sorunu çözmüş arıtma tesislerini kurmuş.
Kanalizyona giden sular arıtılarak tarım ve bahçelerin sulamasında kullanılmaktadır.
Beldenin dışındaki birkaç sitede kendi imkanlarıyla bu sorunu çözmüşler.Diğer sitelerin
kanalizasyon atıkları belediyenin araçlarıyla alınmaktadır.
Unutmadan belirteyim denize yakın arıtma tesisi bulunan yerleşim yerlerinin denizi
masmavi ve temiz.Orada gönül rahatlığıyla denize girebilirsiniz.
Salihli belediyesinin arıtma tesisi projesi onaylandı ve arıtma tesisi çalışmaları devam etmektedir.
Belediyenin çevre düzenlemeleri , yeni parklar ve yeşil alanlar yapması ilçemize çağdaş
bir şehir özelliğini kazandırmıştır.
Salihlide jeotermal kaynakları değerlendirilmiş. Konut ve işyerleri sıcak su ile ısıtılmaktadır. 2007’de abone sayısı beş bin kişiydi.
Arıtma tesislerini kuran, yaşadığımız çevreye önem veren ve bu çalışmaları gerçekleştiren ülkemizdeki belediyeleri, kişi ve kuruluşları kutlamak gerekir.
İnsanlar iyi ve güzel bir yaşam istiyorlarsa, yaşadığımız doğal çevreyi korumalıyız
ve sahip çıkmalıyız.
Çocuklarımıza en büyük hediyemiz temiz ve yeşil bir dünya olsun.
Her şeyden önce dünyamızı yaşadığımız çevreyi sevmeliyiz.
Daha doğrusu sevmek zorundayız.
Başka seçeneğimiz var mı?..
Ne dersiniz sevgili okurlar?..
Yazıyı kendi yazdığım bir şiirle bitirelim.
Günlerinizin sağlıklı ve mutlu geçmesi dileğiyle hoşçakalın !...
KURTARIN BİZİ
Hani çağlayan gibi akan
Gediz’in mavi suları
Hani mermere gölü
İçindeki balıklar
Hani temiz bir çevre
Adeta haykırıyor
Tabiat..
Bu yaptığınız nedir?
Biz doğanın bir parçasıyız
Hayat veriyoruz
Yeryüzüne..
İş işten geçmeden
Kurtarın bizi…
Ahmet Demir-Salihli