Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Çevre

Türk Dil Kurumu sözlüğü çevreyi;

“Bir şeyin yakını, dolayı, etraf.

Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit.

Aynı konu ile ilgili bulunan kimselerin tümü.

Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam.

Sırma işlemeli mendil.

Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi.

Hayatın gelişmesinde etkili olan, doğal, toplumsal, kültürel ve dış faktörlerin bütünlüğü.

Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden, birimlerin tümü; bunların oluşturduğu küçük grup, konteks.” olarak tanımlıyor.

Gelin şimdi bu tanımlardan sadece “kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam” dan söz edelim..

Bebeklik çevresini; beşik, emzik, meme, mama, kaka, kundak, oyuncak, şıngırdak, ıngaa, agguu olarak geçelim.

Okul çevresi ile girelim konuya. Okul çevresi ilköğrenim çevresi ile başlıyor. Bu çevre çok olumlu geçiyor. O küçücük beyinlerde ne fesatlık bulunuyor, ne de fitne fücur. Hep kardeşçe düşünüyorlar, paylaşıyorlar, mevki makam hırsları ise hiç olmuyor. Bir köşede darılıp öteki köşede barışıyorlar. Karşısındakine gücü yetmeyen “sen bizim evin önünden geçersin” diyor, ya da” ben seni babama sordururum” diyor.

Büyüyünce ne olacaksın diye sorsanız, ne olacağı kendisine nasıl öğretilmişse öyle söylüyor.

Çocukluğunu yaşayamayanlar ise; “büyüyünce çocuk olmak istiyorum” diyor, büyüyünce çocuk olmak. ( Çocuk deyip de geçmeyin haaaa! Ana sınıfındaki iki çocuğun konuşmasına bakın. Birisi; ”Ben çocuğun nasıl yapıldığını biliyorum” demiş. Öteki; “Akıllım seninki de bir şey mi ben nasıl yapılmadığını da biliyorum” demiş. Yaaa!)

Geçelim gençlik çağlarına.

Lise arkadaşları çevresi oluyor. Kötü ve iyi alışkanlıklara alışma çevresi oluyor. Kız arkadaşı, erkek arkadaşı çevresi oluyor.

Bu çağda gençler büyükleri taklit etmeye başlıyorlar. Örgütlenmeyi gerektiren oyunları seviyorlar. Erkeklerin sesleri kalınlaşmaya başlıyor, sakalları çıkıyor. Kızlarda ve erkeklerde cinsel olgunlaşma belirtileri ortaya çıkıyor.

Buluğ çağına giren gencin duyguları dengesiz ve gergin oluyor.

Sonra ilk aşklar yaşanmaya başlıyor.

Bu çağda çevre, Konya ovası gibi oluyor.

Sonra ver elini üniversite çevresi.

Çoğu zararlı alışkanlıklar, aileden uzak olunan bu ortamda daha çok gelişiyor.

Daha sonra meslek çevreleri oluşmaya başlıyor.

Sonra, komutan ve asker arkadaşlardan oluşan askerlik çevresi,

Bütün bunları aş, iş çevresi izliyor. Çalışma arkadaşların, müdürlerin, astların, üstlerin. Aldığın verdiğin emirler. Çektiğin yağlar, sana çekilen yağlar ballar. “Evet efendim” ler.

Derken efendim eş çevresi, gelin damat çevresi.

Kayınlar, enişteler, baldızlar, bacanaklar, dünürler…

Çocuklar, torunlar.

Bazı kadınların gün çevreleri, ya da “yasin okuma” çevreleri oluyor.

Erkeklerin kahve veya lokal çevreleri.

Dernek, vakıf, hayır kurumu, parti çevreleri.

Konu komşu çevreleri.

“Hadi sabah veya ikindi çayını bizde içelim” çevreleri.

Derken efendim bir de bakmışsınız akşam olmuş.

Öyle gün geliyor, bir bakıyorsun sağında kimse yok, solunda kimse yok.

Önün arkan, sağın solun sobe.

Sonunda yalnız kalıyor insan.

Hem de yapayalnız.

Sonra, “aşağıdan arıyorlar” diyor birisi. Öteki “Arasınlar, ben telefonumu meşgule aldım” diyor. “Ama bir gün yanlış bir tuşa basarsam gittiğimizin resmidir vallahi, ” diyor.

Adam ağır hasta, yatağında yatıyor. Azrail pencereden görünüyor. Adam, “ben bu Azrail’e bebek numarası yaparsam belki benim canımı almaktan vazgeçer” diye düşünüyor. Yorganı başına çekip “ıngaaa, agguu” diyerek bebek gibi ağlamaya, feryat figan etmeye başlıyor. Azrail yorganın bir köşesini yavaşça kaldırıp; “Haydi, addaaa, addaaa!” diyor.

Çevre bir çiçeğe benziyor. Önce açıyor, serpiliyor, sonra yapraklarını döküyor, yapraklarını döküyor da bir sap kalıveriyor ortada, bir sap.

Son çevre ise, herkesin içinde, yapayalnızlık çevresi.

Son çevre, bambaşka çevre, çukur çevre, toprak çevre ve de çepeçevre.

 
Toplam blog
: 165
: 646
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Recai Şahin: 1941 yılında Fethiye- İncirköy'de doğdum. İlkokul köyümde, ortaokulu Fethiye'de okud..