Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '09

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Çevreci miyiz?

Çevreci miyiz?
 

Sürdürülebilir Çevre


Yeri geldi mi hepimiz çevreciyiz değil mii?

Bizler 68 kuşağın devamı olanlar, aydın geçinen kesimler, lafa gelince çok bildiğimizi ifade edercesine hep konuşuruz, ama iş icraata gelince hiçbir şey yapmayız başkasından bekleriz. Bizler konuştuğumuz zamanın %10 unu çevreyi korumak amacı için gerekli faaliyetlere ayırsak neler başarabiliriz düşünemiyorum. Zamanımızın büyüklerinin kullanmış oldukları bir eşyayı gayet iyi hatırlayacaksınız. Fileden yapılmış alış veriş torbası, hatırladınız mı? Artık tekrar onu kullanmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Tabii file torba ile beraber kâğıttan yapılmış “genellikle gazeteden yapılırdı” kese kâğıt torbalar. Alışverişte aldığın malzeme kese kâğıdına konur sana verilirdi, sende onu file torbana yerleştirirdin. File torba malzeme içine girdikçe esner ve uzardı. Eve gelindiğinde annemiz malzemeleri fileden çıkartır, kirlenmiş ise yıkardı. Eğer temiz ise yıkamadan babama verirdi. Babam tekrar onu cebine koyar, başka bir şey alırken yanında bulunsun diyerek hep cebinde taşırdı. Düşünebiliyor musunuz, eve alınan her şey kâğıtta ve iplikten örülmüş filede geliyor. Çevre için zararlı bir şey var mı? Hayır. Ya şimdi ? Markete gittin mi her malzeme için bir naylon poşet hepsini koyduğun büyükçe bir-iki tane naylon poşet eve geldin mi boşalt ve hepsini çöpe at. Çevreye zararlı bir sürü atık.

Bu konuda araştırma yapmış olan Prof. Dr. Hamdi Temel beyin http://www.yeşilbilgi.org/ sitesinde yazmış olduğu bir yazıyı sizlere aktarmak isterim.

DİYARBAKIR- Dicle Üniversitesi (D.Ü) Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hamdi Temel, plastik torbaların ışık altında kimyasal çözünmeye uğradığını ve bu çözünmeyle toprak ve suya zehir karıştığını söyledi.

"PLASTİK POŞET ÇOK ZARARLI"
Dünya yüzeyinin henüz bir plastik çöplüğüne dönüşmemesinin sebebinin deniz diplerinin çöplük olarak kullanılması olduğunu ve plastik torbaların az zamanda çok uzak yerlere taşınabildiğini belirten Prof. Dr. Hamdi Temel, Kuzey Kutbu'nda Spitzbergen yakınlarından, güneyde Folkland Adaları'na kadar geniş bir çevrede, deniz yüzeyinde bu torbalara rastlandığını söyledi.

Prof. Dr. Temel, Amerika'daki bazı doğa koruma kuruluşlarının yaptığı araştırmalarda dünyada plastik torba kullanım adedinin bir milyara kadar ulaştığının belirlendiğini bildirerek, şöyle devam etti:

"Plastik poşet çok zararlı. Plastik ambalajların zararı, çevreye yayılarak kirletmek düzeyinde kalmıyor. Plastik torbalar ışık altında kimyasal çözünmeye uğrar. Zaman içinde daha küçük ve daha zehirli petro-polimerlere bölünürler. Plastik poşetlerin kimyasal çözünmesiyle toprak ve suya zehir karışır. Sonuçta bu mikroskobik zehirli parçacıklar besin zincirine girer. İşte o zaman doğal hayatın geleceği tehlikededir. Çevreye saçtığımız bu atıklarla bilmeden bir veya birçok hayvanın katili olabiliriz.

Plastik torbaların çevreye saçılması nedeniyle balina, yunus, fok gibi memeli hayvanların yanı sıra balıklar ve deniz kaplumbağaları gibi birçok deniz canlısının hayatı tehlikeye girmektedir. Çöpten beslenen kara hayvanları veya kuşlar da bu tehlikeden etkilenmektedir. İnsanların ucuz ve kolay bulduğu bir ambalajlama ve taşıma aracı olan plastik poşetler birkaç dakika veya birkaç saat kullanılıyor. Oysa bu kısacık kullanımın bedeli çok ağır."

Prof. Dr. Temel, plastiğin imhasının gelişigüzel yapılamayacağını, çöplüklerde metan gazıyla birlikte kendi kendine tutuşması, düşük sıcaklıkta yanması halinde toksit gazların açığa çıktığını ve ideal olanın plastik maddeyi 1400 derecede yakmak olduğunu ifade etti.

İnce poşet kullanımının tümden kaldırılması gerektiğini savunan Prof. Dr. Temel, şunları söyledi:

"File ve bez torba kullanımına geri dönüş yapılabilir. Bez torba kullanmakla haftada 6 plastik torbayı kullanımdan çıkartmış oluruz. Bu da ayda 24 torba, yılda 288 torba, ortalama bir yaşam sürecince 22 bin 176 torba eder. Ülkemizde her beş kişiden biri bunu yapsa yaşamımız süresince 31 milyar 46 milyon 400 bin adet plastik torbadan kurtulmuş, kaçınmış oluruz." (AA)

Evlerden atılan sadece naylon torbalar değil, bunların yanında bunlar kadar tehlikeli olan kızartma yağları, ” yanmış yağlar.” Her evde yaklaşık haftada bir kızartma yapılıyor. Kızartma bitince yağ eğer çok yanmış ise lavabodan aşağıya dök gitsin. Sonucunu düşünen yok.

Hatırladığım kadarıyla, Türkiye, AB uyum süreci çerçevesinde çok önemli bir karar almıştı ve 2008 yılından itibaren de belediyeler vasıtasıyla uygulamaya başlayacaktı. Evlerdeki kızartma yağları ayrı bir atık olarak değerlendirilecek ve bidonlarla toplanması hususunda gereği yapılacaktı. Bildiğim kadarıyla, benim bulunduğum şehirde ve görevim gereği gezdiğim şehirlerde Ankara dahil hiçbir şehirde belediyenin böyle bir görev yaptığını duymadım. Okuduğum bir yazıda kızartma yağları suya veya denize karışınca bazı kimyasal olaylar neticesinde sudaki oksijeni azaltıyormuş ve neticesinde de denizlerde ki balık ölümlerine neden oluyormuş.


Diğer bir çevre katliamı ise atık piller; Doğaya ve insan sağlığına zararlı maddeler içeren fakat şu anda teknoloji gereği birçok şey pil ile çalıştığından pil tüketimi çok fazla. Ama bunun yanında, biten pillerin geri dönüşümü ise çok az. Herkes “adam sende” ci çünkü. Evde biriktirdiği pilleri nereye götürecek, evde ne kadar saklayacak bunlar insanların günlük yaşantısı içinde hep sorun olmuştur. Ve neticesinde aman ben mi düşüneceğim diyerek belli bir süre biriktirdiği pilleri kaldırıp çöpe atmaktadır.


Yrd. Doç. Dr. Ergün Pehlivan atık pil konusunda bakın ne diyor;

“Şarj edilemeyen pillerin içinde çinko, mangan, civa, gümüşoksit, lityum bulunuyor. Şarj edilebilir pillerin içinde ise nikel kadmiyum, nikel metal ve kurşun asitler yer alıyor. Toprağa karışan piller, bitkiler ve hayvanlar yoluyla insanlara geçerek sakat doğumlara hatta kansere neden olabiliyor. Civa, merkezi sinir sisteminde tahribata neden olabiliyor. Kurşun kansızlık, mide rahatsızlıkları, kısırlık ve kansere neden oluyor. Kadmiyumun ise prostat kanserine yol açtığı biliniyor” diyor. Bilim adamı olarak pilin zararlarını anlatıyor ama biz halen çocuklarımızdan emanet aldığımız bu dünyayı her yönü ile kirletmek ve yaşanmayacak bir dünya şeklinde bırakmak için elimizden geldiğince uğraşıyoruz. Aydın, bilinçli kesim olarak hiç bir şey yapmayacak mıyız? Ben şahsen orman dede lakaplı “Hayrettin Karaca” yı kıskanıyorum. Bu yaşında çevre için verdiği mücadele takdire şayandır. Hiçbir şey yapamıyorsak belediyelere baskı yapalım. Şimdi seçim zamanı adaylar “Çevre” konusunda programlarını açıklasınlar, eğer programlarında bu konu yoksa programlarına almaları için baskı yapalım.

Haydi, emanet aldığımız dünyayı, bize bırakıldığı gibi temiz bir şekilde çocuklarımıza bırakalım. Hiçbir şey için geç değildir. “1” her zaman “O” dan iyidir.

Erhan Sirekin

 
Toplam blog
: 55
: 4108
Kayıt tarihi
: 27.06.08
 
 

Genç emeklilerden olup, hayat denen tiyatro içinde rol alan bir oyuncu gibi yaşamın kıymetini bil..