Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Çevrecilik ve natürel yaşam

Çevrecilik ve natürel yaşam
 

doğanın gizemi


Yaklaşık 150 yıl önce başlayan sanayi devriminden önce nüfusu 500 milyon civarında olduğu bilinen dünyamızdaki doğal dengenin-yaşamın bir gün giderek yok olma sürecine gireceğini ve bu nedenle çevrecilik kavramının çok önem kazanacağını ve giderek yükseleceğini kim düşünebilirdi ki. Sanayi devriminden öncesine gidersek; elektrik yok, petrol türevleri yok, makine yok, otomobil yok, telefon yok, ampul yok, yani özetle çevreyi tahrip eden ana faktörler yok yok yok yok….

Yani, sanayi devriminden önce hayat natürel yaşanırken, sanayi devriminden sonra hayat giderek yapaylaşma sürecine girmiş. Teknoloji ilerledikçe, kimya ilerledikçe giderek doğal kaynaklardan, doğanın tahrip edemeyeceği malzemeler üretilmeye başlanmış.

Tıp ilerlemiş, çocuk ölümleri azalmış, insanın yaşam gücü-süresi artmış, yani ölüm gecikmeye, doğumlar ve dolayısıyla giderek nüfus artmaya başlamış, özetle sanayi devrimi başlamadan 500 milyon civarında olduğu bilinen Dünyanın nüfusunun 7 milyarı aştığı konuşulmaya başlanmış.

Özetle; Bilim ilerlemiş, üretim artmış, nüfus artmış, bu süreç süreklilik gösterdikçe teknolojinin ve insan tüketiminin zincirleme ilişkisi, yaşadığımız dünyanın doğallığını, doğal kaynaklarını ve atmosferini deforme etmeye başlamış ve artık doğal kaynaklar ve hatta suyun tükenme sürecine girmesinin, atmosferde oluşan tahribatla iklim değişikliğinin (küresel ısınma), önüne geçilmez bir sonuç-durum oluşturmuştur. Özetle insan; neslim sürsün dürtüsüyle çocuk yapmaya devam ederken, çocuğuna da tükenen bir dünya bırakmaktan utanmamaktadır.

Yukarıda ifade ettiklerimizden hareketle; İnsanlığın geleceğe yaşanabilir bir dünya bırakabilmesi için; özete, nüfusun artmadığı, doğal tahribatın azaldığı ve doğanın kendini yenilediği bir yaşam mantığına geçilmesi gerektiğini kabullenmesi ve gereğini yapmasıdır. İŞTE bu noktada güncel insanların yaşam vizyonunu, mantığını sorgulayarak paradigmalarını kriterlerini yeni baştan doğaya katkı sağlayacak içerikte düzenlemelidir. Bu değişim kolay değildir ancak bir kere sorgulanmaya başlansa yavaş yavaş en makul yapıya doğru yönelmeye başlayacaktır. Yada çocuk yapmaktan vazgeçerler.

Yukarıdaki ifade ettiklerimle geldiğim nokta; ne yapmalı nasıl yapmalı ? Belki biraz ütopya, belki biraz hayal, beklide en uygulanabilir bir tavır, tasarladım ve yukarıda ifade ettiklerimin tamamı kısaca sunacağım bu düşüncemin uzunca ön sözü olarak beynimden geçti…. DİYORUM Kİ ; Çevrecilik doğayı korumaksa, doğayı korumanın en özet hali ihtiyaçtan fazlasını tüketmemektir. İhtiyaçtan fazlasını tüketmezsek; doğal kaynakları tüketirken israf etmeyiz, israf etmezsek doğanın tüketim süreci uzar. BUNUN için öncelikle reklamın ve modanın etkisinden kurtulmak, hiçbir şeyi gösteriş için tüketmemek, beslenmede ihtiyaçtan fazla tüketmeyerek hastalıklardan korunmak ve dünyadaki beslenme dengesizliğinin sağlıksız beslenmenin önüne geçmek gerektiğini öneriyorum. BU düşünce ve yaşam akımının öncülüğüne soyunmak isteyen natürel düşünceyi ve natürel yaşam tarzını paylaşmak geliştirmek isteyenleri buluşmaya davet ediyorum.
En doğal sevgilerimle…..

Kadri KANPAK Proje ve Yönetim Uzmanı – Ekonomist.İşletmeci

 
Toplam blog
: 617
: 1221
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Her kesimi anlama ve kabullenme bilincimle; her kişinin asgari yaşam şartlarına sahip olabildiği,..