Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

15 Mart '09

 
Kategori
Uzay
 

Çevremizi Kuşatan Derin Mavi

Çevremizi Kuşatan Derin Mavi
 


Yer'i çevreleyen hava tabakası, aşağıdan bakıldığı zaman mavi görünür. İnsanoğlu tepesindeki gökyüzünün havadan başka bir şey olmadığını anladığından çok önceleri dahi, hattâ varolduğu günden beri bu gerçeği bilmektedir. Lâkin, yerküreyi kaplayan bu hava tabakasına dıştan bakıldığında "cam göbeği" renginde göründüğünü ancak 1968 yılında öğrendi. Yeryüzünü uzaydan seyredebilen ilk insanlar, Apollo 8 füzesinin uçuşuna katılan Amerikalı uzay adamları Borman, Lovell ve Anders olmuştur.


Eğer bizler, Mars gezegeninde yaşayan varlıklar olsaydık, Yer'e "Mavi Gezegen" ismini verirdik; çünkü onu bu renkte görecektik, tıpkı şimdi Mars'a "Kızıl Gezegen" dediğimiz gibi. Uzay adamlarının çektikleri fotoğraflardan da anlaşıldığı üzere, üzeri yer yer beyazımsı bulutlarla kaplı mavi dünyamızın ne güzel bir görünüşü var! Ona uzaydan baktığımız zaman, insanların anlamakta çok geç kaldıkları bir gerçek hemen farkedilmektedir... Bizler yuvarlak bir gökcismi üzerinde yaşamaktayız ve bu cismin katı maddesiyle bomboş gökyüzü arasında, henüz madde özelliğini kaybetmemiş ama çok hafif olduğundan gitgide dağılan gazlardan oluşmuş bir kılıf bulunmaktadır.


Gezegenimizi meydana getiren cisimlerden bazıları gaz halindedir ki, bunlar oksijen, hidrojen ve azottur. Katı maddelerle (kıtalar) sıvı maddelerin (denizler ve göller) üzerinde bulunan bu gazlar atmosferi oluştururlar. İşte Yer'in düzeni bu şekilde kurulmuştur.


Ne var ki, hidrojen gazı öyle hafiftir ki, yeryüzünün milyarlarca yılı bulan tarihinde gittikçe atmosferin yukarı tabakalarına doğru yükselmiş, sonunda Yer'in çekiminden kurtulmuştur. Bu sebeple hidrojen yeryüzünde ancak başka cisimlere karışmış bir halde, bilhassa suyun içerisinde bulunur. İşte bu yüzden hava esas olarak oksijen ve azot bileşiminden ibarettir. Havanın içerisinde yaklaşık olarak beşte bir oranında oksijen ve beşte dört civarında da azot vardır. Bu durum yaşam için elverişli bir koşul yaratmaktadır. Eğer havanın içerisinde yalnız oksijen bulunsaydı ısı yükselince, ya da bir kıvılcım çakınca her şey bir anda tutuşur, yanar giderdi.


Çok hafif olmasına rağmen havanın da bir ağırlığı vardır elbette. Vücudumuzdaki derinin her santimetre karesi, üzerine basınç yapan belli bir miktar havayı taşımaktadır. Etiyle, kanıyla bütün vücudumuzun içerisindeki basınç da aynı olduğundan, içteki basınç ile dıştaki basınç birbirini dengeler ve bizler de bir rahatsızlık hissetmeyiz.


Yerden yukarılara yükseldikçe hava basıncı azalır, atmosferin alt tabakalarında yoğun olan hava kuşların kanatlarına bir destek vazifesi görür; bir uçak da, çok yavaş uçsa dahi havada ilerleyebilir.


Atmosferin üst tabakalarında, hava öylesine hafifler ve basıncı öylesine azalır ki, bir uçak ancak çok hızlı uçarsa boşlukta ilerleyebilir; aksi takdirde düşer. Zaten hızlı uçabilmesinin bir sebebi de hafif olan havanın onun için bir engel oluşturmamasıdır.


Dağlara tırmanan dağcılar da havanın giderek azaldığını farkederler. İlk 2000 metreye kadar bir dağcının nefes alışı normal devam eder, lâkin sonra hava azalmaya başladığı için en ufak bir çabada hemen nefesinin daraldığını hisseder. Himalaya Dağları'ndaki gibi 6000 ya da 7000 metre yükseklikte, bir dağcı mutlaka oksijen maskesi takmak zorundadır. Bir balonla 10.000 metre yükseğe çıkıldığında, eğer özel bir donatım yoksa, insan hemen hayatını kaybeder.


Yerden 30 ya da 40 kilometre yüksekte atmosferin yoğunluğu bir uçağın havada kalabilmesine olanak vermez. Daha yükseklere çıkıldığında uçak bir füze gibi yol almalı; yâni kanatlarını kullanmamalı, ancak yere inerken, atmosferin alt tabakalarına gelince onlardan faydalanmalıdır.


Demek oluyor ki atmosfer, yerden yükseldikçe yavaş yavaş azalmaktadır. Ancak atmosferin kesin bir sınırı da yoktur. Yer'in uzay boşluğundaki yolculuğu sırasında birlikte sürüklediği atmosferin izlerine, binlerce kilometre uzaklarda bile rastlanabilmektedir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..