Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '09

 
Kategori
Haber
 

Ceylan'ın ölüm raporu kamuoyunu ikna etmedi...

Ceylan'ın ölüm  raporu kamuoyunu ikna etmedi...
 

Resim kaynağı; Radikal


Ön yargılardan kurtularak olayları değerlendirmenin gerekliliği polis kriminal raporu sonrası ortaya çıktı. 14 yaşında koyun otlatmaya giden Ceylan’ın parçalanmış bedeni üzerinden yazılan, söylenen ne varsa üzerinde yeniden düşünmemiz gerekiyor.

Her türlü bilginin, haberin şüphe ile karşılanıp sorgulanması gerektiği yadsınamayacak bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.

Kamuoyunda oluşan şüpheleri ve güvensizliği aşmak için uluslar arası, güvenilirliği tartışma götürmeyecek bir kurumun inceleme yapmasına olanak sağlanmalıdır. Askerin değil polisin olayı inceleyerek rapor vermesi de kafalarda oluşan soruları berraklaştırmadı. Görülen o ki gazete haberlerine yorum yapan okuyucu kitlesi açıklanan rapordan tatmin olmamıştır. İkna olmadık.. Kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kamuoyu bir an önce tatmin edilmelidir.

Ceylan olayı gündeme geldiğinde hepimizin vicdanını yaraladı.

Her ne sebeple olursa olsun ölümü, şiddeti reddetmek; yaşamı savunmak insan olmanın gereğidir. Ölümlerin kanıksandığı bu topraklarda; önyargılardan uzak, ötekileştirmeden bir arada yaşamanın olmazsa olmazı şiddetin efendisine karşı durmaktan geçiyor.

İnsanların özgürce kendini ifade edemediği, korkunun gölgesinde yitik hayatların üzerinden siyaset üretenlerin artık kan kokusunun değil anadolunun çiçeklerinin renklerine susamışlığımızı anlaması gerekiyor.

Ceylan yok artık.

Trajik bir içerikle haberi kamuoyuna taşıyan taraf gazetesi ve diğer basın, annesinin eteğine topladığı Ceylan’ın vücut parçalarını yazarken bir taraftan da yoksul tenceresinde kaynayan makarnanın buğusunu gözlerimizin önüne getirdi.

Milyonlarca insan açlık sınırında yaşarken görmezden gelinen ceylanlar ya patlayan bir bomba ya da açık bırakılan rogar kapağı yüzünden Dilara olarak düşüyorlar toprağa. Ya doğanın önüne set çekilen evlerde sele kapılıp balıkçı ağlarına takılıyorlar ya da vicdansız bir doktorun yanlış teşhisi sonucu liseli Kadir gibi düşüyorlar dalından kopan tomurcuklar gibi toprağa.

Ölümlere kadar olumsuzlukları yeşerten süreçleri yaşananları görmezden gelen, arkasındaki emperyalist oyuncuyu görmeyen ve manşetlere çıkar(a)mayan basın, Ceylan'ın parçalanmış bedeni üzerinden gösterdiği haberciliği ülkede giderek tek sesliliğin egemen kılındığı gidişe neden göstermiyor sorusunun yanıtı da görebilen için sorunun içerisinde saklı.

AB telkinleri ile orduya her türlü fırsatta saldırmanın dayanılmaz cazibesi kimilerini daha devrimci yapmayacağı çok açık. 12 eylül faşizminin ikliminde cinsellik içeren romanları tedavüle sürerken sınavı çoktan kaybetmiş liberalliğe evrilmiş kalemşörleri sınavdan bütünlemesiz çaktılar. Polis raporu bile kanaat belirtirken onlar suçluyu bulup, yargılayıp çoktan ilan edip toplumun hafızasına pervasızca çoktan kazıdılar.

Bu saatten sonra olay ülke dışından tarafsız bilimsel kuruluşlara bile incelettirilse bbile alınacak ders, öğrenmemiz gereken önyargılarımızdan kurtulmamız gerektiğidir. Peşin hükümler vermek giderek şiddetin, tahammülsüzlüğün yükseldiği ülkede bir arada yaşama iradesine hizmet etmez.

Ceylan yok artık!

Ceylanlar yok artık ama gerçeği bilmeye, ikna olmaya da hakkımız var insan olacaksak savaş tanrısının ölüm diye kan emici vampirler gibi dişlerini gösterdiği çağımızda; gerçeği bilmek istiyoruz.

Gezme Ceylan bu dağlarda seni avlarlar sığlığına düşmeden, ölümü lanetleyerek biraz daha insan katına yükseleceğiz.

Basın önyargılarından kurtularak olayları her yönüyle araştırıp doğru haberi okuyucuya ulaştırmalıdır.

Polis kriminal incelemesi sonucu neredeyse hayal kırıklığı yaşayan bir kesim ve önyargılı okuyucu sonuçta olayın tahra ile bulunan mermiye vurma sonucu oluştuğunu içeren kanaat raporuna inanmadı. Rapor kesinlik içermediği için üzerinde spekülasyon yapmaya da müsait bir durum oluştu.

Ve ne yazık ki memlekette kurumlara güvenemiyoruz, bu güvensizlik haklı nedenlere daynıyor. Bunun sorumlusu yıllardır ülkede kendini devletin, ülkenin sahibi sanan zihniyetin toplum hafızasında bıraktığı olumsuz iz. Zaman zaman hukuksuzluklar kamuoyuna, yargıya taşınmış olsa bile binlerce faili meçhulün tarihte kara bir leke olarak durduğu açık bir gerçek. AHİM'de sonuçlanan davaların neticesinde memleketin ödemek zorunda olduğu tazminatlar bile bu konuda en saf yurdum insanının bile güven duyamayacağı bir iklim yaratıyor.

Ceylan yok artık!

Ve bu ülkede önyargıları savaş baltaları gibi saplamayacağız birbirimizin yüreklerine, gözlerimizi körlükten kurtaramadan asla özgür olamayacağımızı bilerek uyanacağız umut ile doğacak güneşe, payımız olduğunu bilerek...

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..