Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '18

 
Kategori
İlişkiler
 

Çeyrek Asırlık(!) Ömrümden Notlar

Çeyrek Asırlık(!) Ömrümden Notlar
 

Merhabalar efendim. Ne zamandır geçmiyordum bilgisayarın başına. Pazar şekeri niyetine daha önce not aldığım şeyleri bir toparlayayım dedim. Yıllar önce geçen aya denk gelen bir zamanda doğmuş bulunmuşum. Oradan esinlenip “Çeyrek asırlık(!) ömrümde” diye de not almaya başlamıştım. (yok yok tutma kendini, gülmek serbest??)
o notlara eşlik etmek isterseniz önden buyrun efendim ????
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sezen aksu çalıyor hafiften
“Yaşamak dediğin üç beş kısa mutlu andan ibret”
Ben bu yaşıma kadar ne öğrendim bir düşünelim??
mutlu olmak için etiket koymamayı öğrendim.
İnsanlara üstten bakanların zemine tam da oradan çakıldıklarını öğrendim.
Öğrendim ki sağlık her şey!
Aile demek ciğerin taa iç köşesi
Kardeşin varsa şanslısın.
Abin varsa belki bir tık daha??
Unutulmadığını biliyorsan torpillisin hatta.
Öğrendim ki insanlara sonsuz güvenmek deli olmakla eş. Ama delilik olmadan da yaşanmıyor hayat. (Bizim topraklarda her deliye bir takke dikmeye kalksan bedestende bez kalmaz o yüzden makul düzeyde güven insanlara??)
Sorgulamadan sevebileceğin arkadaşların olsun. Bak, eğer kendini anlatmak için yırtınıyorsan ben kalkayım de ve usulca uzaklaş oradan.
Sevdiğin işi yap. Çalış. Tembellik sinsi bir uyku gibi. Ânı kaçırıyorsun haberin yok.
Saygılı ol. Ne olursa olsun harcama o duyguyu.
Dedikodu yapma! O seni içten içe kemiren bir bakteri gibi.
Pisliğe sarılma dört gözle, sözle.
Konuşma kimsenin arkasından.
Sen değerlisin. Değerini sakın başkasının gözünde arama.
Sen kimsin dediklerinde söyleyebileceğin üç beş farklı şeyin olsun.
Yazabiliyorsan bırakma! Yazmak iyi hissettirir. Görünenin ardına uzanan bir sihirli yoldur yazmak. Ufuk açar!
Yorulana kadar yaz yazabiliyorsan!
Gez kardeşim. İmkanın varsa gez. Gönül gezdir, tanış ol. O kadar saf dünyalar var ki tanıdıkça ait hissedeceksin.
Çok sev! Şu dünyada bir şeyleri güzelleştiren tek bir zerreyi dahi çok sev!
Şu hayata dair büyük büyük lafların olmasın. Asla yapmam deme. Ne zaman büyük konuşsak hayat bize o lafları ekmek arası yedirtti. Aman diyeyim!
Şu kelimelere gereken özeni göster. Öylesine söyleyip geçme.

Korkmayı öğren. Cesaretine gölge düşmez merak etme. Sadece ruhu tanırsın. Zayıf yan ne demek, ne hissettirir bilirsen, insanları tam da oradan acıtmazsın.
Yardım et! Elinden geliyorsa herkese her konuda yardım et. Turşu bidonu diye gelmedin bu dünyaya.
Affet! Haddine değil de işte insanın kendine biçtiği rollerden biri bu. Ve affettikçe hafifliyormuş insan. Dene.
Değerlerini diğerlerinden ayır. Kendince bir duruşun olsun. Lastikten ya da kütükten olanlar da var biliyorum. Ama sen onlardan biri olmak zorunda değilsin.
Tecrübeye önem ver. Aman onlar ne bilir deme. Unutma onlar senin aynada göremediğini kerpiç duvarda görür.
Şarkıların olsun.
Bazen onlarca kişinin telkin etmeye çalıştığını bir ezgide bulabilirsin. Ki çoğu derdini senden daha iyi anlatır sana. Kimseciklere diyemediğini fısıldar usulca. İçine akıttığın gözyaşlarını siler kimsenin yapmasına gerek kalmadan. O yüzden keşfet onları.
“ Oysa bir umuttur hep gönlü besleyen, dayan yüreğim diyen” hatırladınız mı bu şarkıyı??Umudunu yitirme. Biliyorum bazen yolunda gitmez her şey. İstediğin gibi olmaz. Kabullenmen zor, alışman zaman alır. Tam tükendim, tükettik dediğin yerde yeniden başlar, unutma.
Unutma umut varsa gün var.
Unutma karanlığın ardından doğacak bir güneş var.
Unutma yalnız değilsin, sana senden yakın Allah var. Allah varsa gam yok! Çıkarma aklından.
Şükret sahip oldukların için.
Fazlasını arama.
Başkaları için yaşama.
Elindekilerle idare etmesini öğren.
Onlarla da mutlu olabilirsin.
Bu yaşımda işe yaradığımı hissettiğim bir yer varsa birinin yüzündeki tebessümün sebebi olduğum zamanlardır. "Allah kimseye çok şey yapma gücünü vermemiş, herkese yapacak bir şeyler kalsın diye" o yüzden bir şeyleri yapabilmek güzel. Birilerinin hayatına dokunmak muazzam.
Dokun insanların hayatın, korkma!
Fazla karizma yapacağım derken uzaklaştırma kendini herkesten.

Bir kaşık suda kopardığın fırtınalar sana yalnızlık olacak dönecek ilerleyen yaşlarda. Yapma.
Mesai yapar gibi de sevme etrafındakileri. Bas bağrına ya!
Bak sana dünyadaki en sevdiğim açıyı söyleyeyim:
Karşındakine sarılmak için kocaman açıyorsun ya. Hah tamam işte, o açıyı yakala. Dünyanın en keyifli açısı o.

Şimdi ben açtım kollarımı.
Buyursun zaman ne getirecekse getirsin.
Hani demiş ya Orhan Veli:
“ Bir şehirde başlayıp
  Kim bilir nerde,
  Kim bilir ne gün bitecek mevzum”
Bilmem, kısmet.
Ben açtım kollarımı bekliyorum işte.
~~~~~~~~
Yazıyı yazarken ilk kez rahmetli dedemden dinlediğim bir şarkı çalıyor plakta.
“Gönül kapım açıktır, çalmadan gir içeri”
Sana sevgiler sonsuz, Henüz geçmedi zaman

Gönül kapım açıktır, Çalmadan gir içeri”??
 

 
Toplam blog
: 61
: 157
Kayıt tarihi
: 26.09.13
 
 

"Sevgili günlük" tadında, aşure kıvamında ..