CHP: Gel, Kurultay’a Gidelim Gönül!

Yunus Emre, çağlar ötesinde o duru, güzel Türkçesiyle, içtenlikle seslenir:

“Gel dosta gidelim gönül”

Bu sesleniş, tam da CHP’ye uyarlanacak nitelikte:

Gel, Kurultay’a gidelim gönül!

Kurultay/lar, CHP için bir yaşam tarzıdır. CHP’liler Kurultay yapmayı çok severler; su, ekmek gibidir Kurultaylar. Onlara, bir bakıma Kurutaysever demek yerinde olur. Delegeler, Ankara’yı, Kurultay’da bulunmayı pek seviyorlar. Kurultayları belki de, bir şenlik ya da futbol maçı olarak görüyorlar.

Sinemasever, özellikle futbolsever gibi.

*****

Bir süredir, Kurultay ne zaman yapılacak, yapılmayacak mı yoksa, tartışmaları, papatya falına dönmüştü sanki. Genel Sekreter Süheyl Batum, daha dün, bu konuda karar verme yetkisinin Kılıçdaroğlu’na bırakıldığı söyledi.

Kılıçdaroğlu, Olağanüstü Kurultay’ın 18 Aralık’ta yapılacağını açıkladı. Bu açıklama, tam WikiLeaks’ın sızdırdığı “gizli belgeleri”nin ortaya dökülmeye başladığı, bunların tartışıldığı bir zamana denk geldi.

Kılıçdaroğlu, kesin bir tavırla, sadece Parti Meclisi seçimin yapılacağı Kurultay’da, listeyi kendisinin belirleyeceği söyledi. Büyük bir olasılıkla liste, “çarşaf liste” değil, “blok liste” olacak.

Kılıçdaroğlu’nun sorunsuz, “tek sesli” bir Parti Meclisi oluşturmak istediği anlaşılıyor. Daha etkili politikalar üretmek için kendi açılarından doğru olsa gerek.

Parti Meclisi’nin kendi içinde tutarlı olması için yapılacağı anlaşılan Olağanüstü Kurultay’la “CHP'deki tartışmalar duracak mı?'' sorusu akla geliyor.

Kılıçdaroğlu, ''CHP'de sular her zaman durgundur. Düşünceyi açıklamak, dalga olarak ifade edilmemelidir.'' demesi, CHP’de sorunları çözmenin Kurultay’dan geçtiğini gösteriyor.

*****

Kılıçdaroğlu’nun, “Parti Meclisi listesini bizzat kendisinin hazırlayacağını” söylemesi, kuşkusuz, parti içi demokrasinin olmadığına bir kanıt olarak gösterilecektir.

“Partiyi daha dinamik ve demokrasi kültürü gelişmiş kimliğine kavuşturacağım” sözü veren Kılıçdaroğlu, nasıl bir Parti Meclisi listesi hazırlayacağı merak ediliyordur. Kılıçdaroğlu’nun “Hiçbir şekilde kimseyi ötekileştirmeyeceğiz'' demesi, bu merakı biraz daha artıyordur sanıyorum.

18 Aralık'tan sonra, ses getirecek, umut verecek bir CHP görecek miyiz?