Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

CHP "sola" mı dönüyor?

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Soma’da bir maden ocağında; genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin, Ankara’da bir gecekonduda; insan haklarından sorumlu genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise 2011’in ilk günü, kayıp yakınlarının oluşturduğu “Cumartesi Anneleri” ile birlikte yeni yılı karşıladı. 

Birçok siyasi partinin yaptığı bu halkla ilişkiler uygulaması örneğini, sürekli “seçkinciler partisi” eleştirisi alan CHP’nin de gündemine alması, önemli bir adım. 

Seçilen simgesel örnekler, kendini siyasi yelpazenin solunda konumlandıran bir parti için çok isabetli bir seçim olmuş. Madencilerle birlikte, yeni yılı maden ocağında geçirmek işçilere, gecekonduda yoksul halkla geçirmek kent yoksullarına, “Cumartesi Anneleri” ile eylemde temas kurmak ise demokrasi mücadelesine dikkat çekmek ve “Yeni CHP” nin yeni yönelimini kamuoyu gündemine taşıyacak gibi görünüyor. 

Ama bu adım başka bazı çalışmalarla desteklenmezse seçmen tercihlerinde ciddi bir değişikliğe yol açmaz. Bu çalışmaları biraz açmak istiyorum. 

Siyaset, halkla birlikte ve halkın taleplerini içermeden tamamen tepeden belirlenen politik tercihlerle yapıldığında, CHP’nin bugünkü geldiği noktadan bir adım bile ileri gidemeyecek bir sonuç üretir. Bu kısır ve muhalefete razı konumdan, iktidara uzanan yol halkla birlikte, örgütlü toplumla birlikte, halkın taleplerinin sözcüsü konumuna gelmekle ilgilidir. Bu çalışma uzun erimli bir çalışmadır. Öncelikle seçilen toplum kesimleriyle, bu kesimlerin örgütlü kurumlarıyla ilişkilenmek, bu kesimler örgütlü değillerse, örgütlenmeleri için çaba göstermek ve taleplerini kamuoyu gündemine taşımak gerekiyor. 

CHP’nin yılbaşı gecesi seçtiği örneklere bakacak olursak; madencilerin nezdinde emekçiler ve işçilerle ilişkilenmek isteniyorsa, öncelikle madencilerin örgütlenmesi, sendikalaşması için gerekli çalışmaları yapması, “biz iktidarda değiliz, sendikalaşmaya nasıl katkımız olur?” demeden bizzat partili üyelerce bu çalışmalara öncülük edilebilir. Gecekondu ziyareti ile yoksul halkla ilişkilenmek isteniyorsa, yoksul mahallelerde varsa partili belediyeniz, yoksa “Mahalle evleri” yoluyla çalışma yapılabilir. “Cumartesi Anneleri” aracılığıyla demokratikleşme talep eden kesimlerle ilişki kurulmak isteniyorsa, bu konuda başta sosyalist partiler, bu konuyla ilgili sivil toplum örgütleri ve sendikalarla ilişki kurularak bu örgütlerle birlikte çalışma yapılabilir. 

Ayrıca bu kısa vadeli çalışmalara parti örgütünü yenileyerek, yeni bir üye yazım çalışması, aidata bağlı üyelik sistemi ve demokratik bir iç işleyiş eklenmeli. 

Bu adımlar kısa vadede atılacak adımlardır. 

Uzun vadede ise yapılacak çalışmaların neler olduğunu çok incelemeye gerek yok. Çünkü 1995 yılından beri iktidara gelen “İslami referanslı” partiler izlenecek yolu çok açık biçimde ortaya koyuyor. 

Yoksul halk kesimlerinin içinde her türlü dayanışma ilişkisini geliştiren “Cemaatler”, 40 yıldan bu yana yaptıkları çalışmalarla iktidara uzanan yolun nereden geçtiğini gösterdiler. Bıkıp usanmadan, parti örgütünü ilçe binalarından kurtarıp, halkın içinde, halkın günlük yaşamına değerek(teğet geçerek değil!) yapılan çalışmalar uzun vadede meyvesini verecektir. 

Sol değerlerin aşınmaya uğradığı son 20 yıl, emeğiyle geçinenlerin siyasetten silinmesine, sosyal devlet uygulamalarının da yok olmasına neden oldu. 

Yönünü sola dönen bir CHP, bu çalışmaları gerçekleştirirse, hem kendine iktidar yolunun açılmasını sağlayacak, hem de neoliberal politikaların yıkıcı sonuçları karşısında hayata tutunamayan emekçiler ve yoksullara derin bir nefes aldıracaktır. Aksi halde “Ana muhalefet” rolünü kanıksamış, “Deniz Baykal’ın CHP’si” modundan bir adım bile ileri gidememiş, %20-%30 bandına sıkışmış bir CHP görmeye devam edeceğiz. 

 
Toplam blog
: 223
: 700
Kayıt tarihi
: 04.01.08
 
 

Gaziantep' te öğretmen olarak görev yapmaktayım. Son olarak Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ..